Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Karanlıkta Gelirler

20 Ekim 2013 Pazar
Karanlıkta Gelirler
Öyledir; hep karanlıkta gelirler. Çünkü
yaptıkları aydınlıkta yapılacak işler değildir.
İnsanların uyuduğu, kendilerini güvende
saydıkları, evlerine çekildikleri saatleri
seçerler. Tam o saatlerde ağaçların da
yalnız, korunmasız olduğunu düşünürler. Yol
yapmanın, orman kırmanın tam zamanıdır;
kırarlar. Yalnız da gelmezler; TOMA’ları,
tutulmuş bekçileri, kandırılmış işçileriyle
gelirler.
Kinlerini, hınçlarını çıkarmak için çok
uygun zamanları, sembol günleri seçtiklerini
düşünürüm hep. Örneğin kendilerine kök
söktürmüş Oktay Ekinci’nin cenazesinin
kalkmasını beklemiş de olabilirler. Büyük
bir engelin ortadan kalktığına sevindiklerini
göstermek istemişlerdir.
***
İşte ODTÜ ormanına da öyle geldiler.
Karanlık basmıştı; “orduları”, ağaç
kesme makineleri, hazır kuvvet işçileri,
TOMA’ları, olası direnişe karşı biber gazıyla
“mücehhez”, -Türkçeye büyük saygıyla
bağlı okurlarım beni hoş görsün, onların
silahlanmasına bu kelimeler yakışıyor- her
türden “kuvvetlerini” ve helikopterlerini de
getirdiler.
Gecenin karanlığında kopan cayırtıya koşan
öğretim üyeleri neye uğradıklarını şaşırdılar.
Ne olduğunu anlamak için toplandıkları
Vişnelik’te üzerlerine biber gazı sıkılınca
anladılar ne olduğunu. Atılan gaz fişeklerinden
bir arkadaşları yaralandı. Gene gelmişlerdi.
Gene karanlıkta, gene ağaç kesmek,
ODTÜ’yü ortasından bölecek yolu kazmak
için oradaydılar.
Uzaklardaydım, Mert Taşçılar’ın
haberinden dün okudum bütün bunları.
Sonrasını daha bilmiyorum. Olacakları tahmin
ediyorum sadece. Sevinç içinde olabilirler.
Öğrencileri, halkı gaza boğmuş olabilirler,
zaferlerini kutluyor, sonunda öğrencisiyle,
öğretim üyesiyle, rektörü, dekanıyla
Türkiye’nin övünç kaynağı ODTÜ’yü yendik
diye şerbet içiyorlardır belki de.
***
Oktay’ı yitirmenin derin kederiyle kararan
ruhum bir kere daha karardı. Beynimde
uçuşan kelimelerle boğuşur, düşünmeye
çalışırken, bundan böyle meydan boş mu
kalacak diye geçti içimden. İnsanların Gezi’de
neden direndiklerini bildiğim, güç sahiplerinin
sokağa çıkan milyonlara bu nedenle hırsla
ve biraz da korkuyla saldırdıklarını, kibirleri
güçleriyle birleşince neler yapabileceklerini
gördüğüm, herkes de benim gördüğümü
gördüğü için korktum.
Korktum çünkü hep karanlıkta geliyorlar.
Yaptıklarını, yapacaklarını hep karanlıkta
planlıyor, herkesten gizli hazırlıyor, sonra
harekete geçiyor, “böyle uygun gördük,
işte paket budur, işte orman budur, işte
yol budur, işte politika budur, işte gündem
budur” diye ortaya çıkıyorlar.
Yakında seçimler var ve seçimler için neler
hazırladıklarını tam bilmiyoruz. Karanlıkta
hazırladıklarından hiç kuşku duymuyorum.
Duyduklarımızdan, ortaya çıkan paketlerde
kendini gösteren cinliklerden anladığımız,
geride başka ve karanlık planların olduğudur.
***
Uzayan bıktıran ve gittikçe kararan
iktidarlarını sürdürebilmek için ülkemizi
Tolkien’in fantastik romanındaki Mordor
ülkesine benzetmeye çalışıyorlar. Ülkemizi
karanlıktan kurtarmak, birazcık ışık olsun diye
uğraşabilmek, korkuyu yenmek, Yaşar Kemal
ustanın dediği gibi “korkudan korkmamak”
için ağaçları ormanları kurtarmanın önemini
anlamamız gerekiyor. Ağacı, ormanı
kurtarmaya koşmayanın, çabalamayanın
ülkeyi kurtaramayacağını biliyoruz artık.
***
Hep karanlıkta gelirler. Ya akşamın
karanlığında, ya sabaha karşı gelirler. Ağaç
kırma makineleriyle, kelepçeleriyle gelirler.
Ormanı talan eder, kitapları yerlere savurur,
bilgisayarları altüst ederler.
Işığı hiç sevmediler, zamanları gecedir
onların.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları