Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İşi Bitirme Telaşı

12 Temmuz 2013 Cuma

Başımıza geleni anlatmak için sık sık suda yavaş yavaş haşlanan, haşlandığının farkına varamayan kurbağa örneğini veriyoruz. Bu kuşkusuz aydınların “su ısınıyor” çığlığının tartışılmasını da gerekli kılıyor. Sesimiz yeterince gür değil mi? Olup biteni anlatırken yanlış yapıyor olabilir miyiz?
Sistemli bir plan programla yapılacaklar listesini 10 yıla yayan ve sonraki yılları da planlamış olanlar, son aylarda foyalarının meydana çıkmış olmasından huzursuz oldular ama programlarında geri adım atacaklarını, itirazları dinleyeceklerini gösteren herhangi bir işaret vermiş değiller. Tam tersine, gelişmelerin onlarda
“zaman kısalıyor, acele edelim, işi bitirelim” kaygısına yol açtığı anlaşılıyor.
Bu kaygı ve telaşta Mısır’da olup bitenlerin etkisinin olduğu da ortada.

\n

***

\n

Yanlış anlaşılmasın, Mısır’daki gibi bir darbeden korktuklarından değil, oradaki milyonlarca Mısırlının darbe ile çalınan devrimci isyanının bölgede örnek olmasından korktukları için telaştadırlar. Darbeden korkmazlar; çünkü hem kendilerine karşı bir darbe tehdidi ve tehlikesi olmadığı için, hem de darbelerin, bugüne kadar hep olduğu gibi, isyanları bastırmak için kullanılmaya pek uygun tabiatını çok iyi bildikleri için öyledir.
Peki, aklı başında olduklarını varsaydığımız muhalefet partileri bu telaşın tetiklediği acelenin sonuçlarını değerlendirebiliyorlar mı? Sokakta hak arayan milyonlar tek tek atılan adımların toplamının anlamı konusunda toplumsal bir bilince sahip mi?
Haydi kendi dünyamızdan başlayalım; medya çalışanları olarak bizler olup bitenleri siyasi bir bütünün parçası olarak görüyoruz muyuz, yoksa patronlar dünyasının
“muktedire boyun eğme çaresizliği” olarak değerlendirmekte ısrarlı mıyız? Açıkça ortada ki medyada alan daraldı. Son artı-1 denemesinin de gösterdiği gibi, bu iyice küçültülmüş oyun alanında bile bir çıkışa izin vermek istemiyorlar. Bu iş patronların iktidara biatından, korku nedeniyle gerilemesinden ibaret değildir. Medyanın kuşatılması ve hareket alanının giderek daraltılması, işi bitirme konusunda acelesi olan iktidarın topyekûn saldırısının parçasıdır.

\n

***

\n

TMMOB’nin yetkilerinin bir gecede, akıllara zarar torba yasayla yok edilmesi, planın hızlandırıldığının en somut ve büyük kanıtıdır. Sistemle sorunu olduğu iddiasıyla ortaya çıkan BDP’nin, kendini “açılımın geleceğine bağlayarak” paralize ettiği koşullarda, ana muhalefet partisi ve soldaki diğer partiler siyaset yapma olanaklarının daha da daralacağını tahmin ediyorlardır herhalde.
İktidar partisinin planının, öngördüğü rejim değişikliğine yönelecek itirazları devlet ve sistemle özdeşleştirmek, böylelikle sistemin ve devletin güçle korunmasının bir zorunluluk olduğunu devlet güçlerine, bürokrasisine, yargısına ve kamuoyuna kabul ettirmek olduğu da anlaşılıyordur umarız. Peki bunun tarihteki örneklerden ders çıkartmayı gerektirecek kadar keskin bir anlamı olduğu da biliniyor mudur?
Parçalar kaynama noktasına doğru hızla tırmanan suyun hararetini gösteriyor. 10 yılı 1 yıla sığdırmaya kalktığı için bir çuval inciri berbat eden ve planları bozan
Mursi’ye çok kızan ve gelişmelerden telaşlanan iktidar partisi, çareyi hızlanmakta buldu, kazanın altındaki ateşe odun atmaya devam ediyor. İşi bir an önce bitirmek, geleceğini, çok emek verdiği planlarını garantiye almak istiyor.
Peki, sokaktaki insan, kıstırılmış gazeteci, yetkisi alınmış mühendis mimar,
“boyun eğme” diyen öğrenci, “Gezi’yi anladım” diyen partili partisiz muhalefet ne istiyor?
Parçaları birleştirmek, bütünü görmek istiyor muyuz?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları