Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Eleştirilere Yanıt Hakkı

27 Ocak 2014 Pazartesi

Okurlarımızdan gelen eleştiriler daha iyi bir gazete, daha iyi haber, daha iyi yorum amaçlarına büyük katkılarda bulunuyor. Gelen eleştirileri ilgili arkadaşlara iletiyorum. Bir bölümüne ise bu köşede yer veriyorum. Bu arada gelen eleştirilerde kimi zaman hakkaniyet ölçülerinin dışına çıkıldığı da bir gerçektir. Hem eleştirilerde hem yanıtlarda daha saygılı bir dilin kullanılmasında büyük yarar var. Eleştiri, tanımı gereği içeriği ile zaten keskindir. Bunu bir polemik havasında sunmaya ise gerek duyulmamalı.
Bugün karikatüristimiz Semih Poroy’un, karikatüristlerimizi siyasal ve güncel olmamakla eleştiren okurumuza yanıtına yer veriyorum.
İkinci bir konu; Okur Temsilcisi’ne gönderilen makaleler, kısa ya da uzun yazılar. Bu köşe yalnızca eleştiri ve dileklerle ilgili bir köşedir. Okurlarımız yazılarını, makalelerini posta@cumhuriyet. com.tr adresine göndermelidirler.
Okurlarımıza ve Cumhuriyet çalışanlarına iyi bir hafta diliyorum.

Karikatür Sipariş Etmeyelim
Sevgili Güray, köşende, okurumuz Sn. Aziz Naci Doğan’ın, “… bant çizerlerimiz güncel (ve yakıcı) siyasal temalardan ısrarla uzak duruyorlar…” türünden bir eleştiri yöneltmiş olduğunu gördüm. Sen de bilirsin; dünyada, basını ilerlemiş ülkelerde bant-karikatürler siyasal konuları işlemezler. Politika konulu karikatürler, gazetelerin editoryal konuları işleyen çizerleri tarafından yapılır. Bizde Musa Kart ve Zafer Temoçin gibi… Bant-karikatürler hemen tümüyle, gazete sayfalarını ve okuru soluklandırmak işlevi görür. Buna karşın, Cumhuriyet’in bant çizerleri genel eğilimin dışında, köşelerinde başından beri siyasal konulara sıklıkla yer vermektedirler. Ünlü bir söz vardır; “Mizah, dünyayı gülünç olmaktan kurtarır” derler. Karikatür de bana kalırsa, boğazına kadar siyasete batmış gazeteleri gülünç olmaktan kurtarıyor. Bu arada, okurun sözündeki “ısrarla” sözünü hiç tartışmayayım. Sn. Doğan’ın, ayrıca “siyasal karikatür” talep ederken -deneyimlerimden yola çıkarak ve bir çizer içgüdüsüyle- “kendi siyasal çizgisinde” karikatürler istiyor olabileceğini algıladım. Gazete çizerine karikatür sipariş etmek, karikatürü mahkemeye vermek kertesinde yersiz bir yaklaşımdır. Eleştiri, içi dolu olduğunda eleştiri olabiliyor. Semih Poroy

Okurlardan kısa kısa
TV Sayfası
Sevgili Güray, Bizim gazetenin TV programı dökülüyor. İki örnek vereyim. 1- 24 Ocak tarihli gazetede Kanal D’ye baktığında 20.30’da “Galatasaray-Ajax” maçı diyor. Oysa maç iki hafta önce oynandı. Bizim internet sitesi dahil, öteki gazeteler “Yalancı Dünya” diyor. 2. Genelde olduğu gibi ATV, Star, Show’a bugün de yer verilmemiş. Bilgine ve ilgine… Kolay gelsin…
Özgen Acar

Stent Nereye Takılır?
“Eski başsavcı vekili kalp krizi geçirdi” haber başlığı altında “Savcı Şafak’ın kalbine stent takıldı” yazılmış (23.01.2014 tarihli gazetenin 4. sayfası). Bildiğiniz üzere “stent” kalbe değil, damara takılır. Selamlar. Ali Durmaz

İzmir’de Müzik Etkinlikleri
Sayın Öz, AASSM’de hemen her gün bir etkinlik var ve özellikle İDSO’nun Cuma konserleri, her hafta dünya çapında değerli sanatçılar ve orkestramızdan nefis dinletiler gerçekleştirir. Ertesi gün bu güzel anıyı paylaşma isteği duyarız. Bir zamanlar gazetemizde Sevgili Ö. Kütahyalı, İzmir’deki müzik etkinlikleriyle ilgili izlenimlerini, kritiğini yazardı. Buna benzer bir yazı şimdilerde de olmalı, ısrarla bunu bekliyoruz, saygıyla... Gülçin Peker

‘Onlar Ortak, Biz Pazar’
Nilgün Cerrahoğlu’nun 23.01.2014 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki “Brüksel’de Riya Yarışı” başlıklı yazısının son paragrafının ilk cümlesini aşağıda bilgilerinize sunuyorum. “Elli yıl önceki ortaklık anlaşması yıllarında hani ‘onlar ortak, biz pazar!’ diye bir tekerleme vardı.” Öncelikle “onlar ortak, biz pazar!” sözü bir tekerleme değil, 1968 kuşağının görüşlerini özlü bir biçimde tanımlayan deyişi, yani sloganıydı. Tekerleme ise “basma kalıp söz” veya masalların başında kullanılan “bir varmış, bir yokmuş” şeklindeki uyaklı sözlerdir. Yaşı müsait olanlar 1968 yılında İTÜ Gümüşsuyu binasının önünden geçtiyse “Onlar ortak, biz pazar!” sloganını büyük bir bez afişin üzerinde görmüş olmalılar. Saygılarımla. Mehmet Şen
Okur Temsilcisinin notu: Sayın Şen, Cumhuriyet gazetesinin köşe yazarları farklı görüşleri savunmakta özgürdürler. AB’yi desteklemek ya da tam tersi bu gazetede savunulabilir. Tekerleme’yi de bir üslup öğesi olarak kullanmakta hiçbir sakınca yok. Bu arada ben ABTürkiye ilişkilerinde AB üyeliğinin bir yararı olmadığına inananlardanım. “Onlar ortak, biz pazar” sloganını üzerimize geçirdiğimiz çuvaldan elbiselerle İzmit’ten İstanbul’a yürüyerek yaptığımız eylemle kalıcılaştırmıştık. Ama bu bize, size Nilgün Cerrahoğlu’nun farklı bir görüşü savunmasına ve bu sloganı tekerleme olarak nitelemesine karşı çıkma hakkı vermez.

İngiltere mi, Büyük Britanya mı?
Merhaba, değindiğim konuya benzer bir yazıyı 10 ay önce de yazmıştım; umarım tekrarı sizi sıkmaz. 21 Ocak 2014 (sayfa 12) “İngiltere Maliye Bakanı William Hague...” 22 Ocak 2014 (son sayfa, iki ayrı haber) “İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth... Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair...” Geçen hafta da Prof. Dr. Erinç Yeldan, I. Dünya Savaşı’yla ilgili yazısında “İngiltere İmparatorluğu...” diye yazdı. Bu haber ve bilgilerin hepsinde İngiltere yerine Britanya yazılmalıydı. Cumhuriyet gazetemizin genel kültür açısından da okuyucularına en doğrusunu vermesi gerekiyor. Saygılarımla. A. Tarık Emre
Okur temsilcisinin notu: Büyük Britanya yerine İngiltere’nin kullanılması artık yaygınlaşmış durumda. İki nedeni var: Birincisi; yaygın kullanım nedeniyle galat haline gelmesidir. İkincisi; artık Büyük Britanya denilmesini haklı gösterecek bir imparatorluktan söz edilememesidir. Kuşkusuz Büyük Britanya denildiğinde de daha doğru bir kullanım seçilmiş olur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları