Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünya Barış Günü'nde Savaş

01 Eylül 2013 Pazar

ABD Dışişleri Bakanı Kerry Suriye’nin kimyasal silah kullanıldığı yönünde ellerinde kanıt bulunup bulunmadığını anlatamadı ama bir “kanaatleri” varmış artık. İngiltere Parlamentosu bu konuda yeterli kanıt bulunamadığı için “Biz yokuz bu saldırıda” dedi. Almanya da hakeza “Bizi sayma, kendin yaparsın artık” gibisinden konuştu.
Başbakan
Erdoğan ise “Öyle girip çıkmak olmaz, bak Kosova’da 78 gün sürmüştü” diye yazıklandı ABD’nin kararı karşısında.

\n

***

\n

Demek ki ABD Suriye’ye saldıracak. Ne gün saldıracak bilemiyoruz. Belki siz bu yazıyı okurken, yani bugün saldırıyor bile olabilir.
Tam zamanı! Çünkü
Dünya Barış Günü’dür bugün.
Türkiye, 30 Ağustos’ta saldırgan emperyalizmle hesaplaşma gününü, zafere en fazla yaklaştığı günü, tüm ülkelerin barışseverleri de Nazilerin Polonya’yı işgal ettikleri gün olan 1 Eylül’de dünyanın faşizmden,
Hitler zulmünden kurtuluşunu kutlarlar. Irkçı bir rejimin sona erdirilmesi, dünyanın üzerine çöken bir kâbustan kurtulması kolay olmamıştı. Sovyet ülkeleri, başta Fransa, İngiltere tüm Avrupa, saldırgan, işgalci, soykırımcı Nazi rejimini uzun bir savaşın sonunda yenilgiye uğratmayı başarmışlardı. Bizim 30 Ağustosumuz da işgalciyi defetmenin bayramıdır. O zaferin komutanı Mustafa Kemal, 30 Ağustos’ta bizim gazete hatırlatmıştı, “Savaş ancak ülkenizi savunuyorsanız meşrudur, yoksa bir cinayettir” sözüyle anılan bir liderdir.

\n

***

\n

İkinci Dünya Savaşı sona erdirilirken işgale uğrayan ülkelerle birlikte hareket eden ABD, o yıllardan beri emperyalizmin en büyük gücü olma kibiri ile hareket ediyor. İşgal ettiği, yöneticilerini darbelerle değiştirdiği ülkelerin haddi hesabı yok. Bu işgalleri, darbeleri haklı göstermek için başvurduğu yalanların da haddi hesabı yok. Yalanlar sonradan ortaya çıksa da yenilerini söylemeyi yüzü kızarmadan sürdürebiliyor. Suratı kösele gibi zaten.
Şimdi
“sınırlı” ve sorumsuz olarak girişeceğini ilan ettiği savaşta, bir zamanlar düşman olduğunu söylediği şeriatçı terör örgütü El Kaide ile birlikte hareket etmek de ona tuhaf gelmiyor. Anlaşıldı; ABD ne onaylanmış uluslararası kurallara ne de hukuka uymaya niyetli; vuracak.
Vuracak ve kaçacak iddiaya göre. Oysa savaşlar başlatıldığı zaman durdurulması kolay olmayan işler sınıfındandır. İleri sürülen gerekçeler çoğunlukla yalan olduğu için savaşların uzunluğunu ve şiddetini gerçek niyetler belirler. Kerry gerekçelerini açıkça anlatıyor:
“Kararları ulusal çıkarları ve kredibiliteleriyle yakından bağlıymış.” Ve dinleyin: “BM heyetinin kimyasal silahı kimin kullandığını belirleme görevi de yokmuş zaten, yalnızca kimyasal var mı yok mu ona bakacakmış heyet.”

\n

***

\n

Obama ve arkadaşlarının, Kerry’nin “Her şeyi halka açıklayamayız” diyerek kimi gerçekleri ABD halkından da gizlediklerini itiraf ederek ve insanları “Tek askerimiz karaya inmeyecek” garantisiyle uyutarak açıkladıkları savaş kararı -Sakın bizim askerlere güveniyor olmasın Kerry?- Ortadoğu’da yeni bir karanlık dönemi daha başlatıyor. Bundan böyle “Arap Baharı” adını verdikleri sahtekârlığın rengi gittikçe kararacaktır. Batı, kendine bulduğu yeni ve karanlık ortaklarla bölgeyi yeniden biçimlendirmeye niyetli olduğunu açıklamış oluyor böylece. İran’ı, Rusya’yı, BDT ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyecek yeni “hayat alanı - lebensraum” anlayışı Türkiye’ye de, kimilerinin sandığı gibi parlak günler vaat etmiyor.
Durup düşünme zamanı aslında...
Ama bizim
“savaşkanların” öyle bir alışkanlıkları yok ki...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları