Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dışarıya Kuzu İçeriye Kurt

03 Temmuz 2016 Pazar

Önce İsrail’le sonra Rusya ile ilişkiler “düzeliyor”, arkasının geleceği de anlaşılıyor. İyidir; Türkiye’yi yönetenlerin ağır dış politika yanlışlarından gerekçe ya da neden ne olursa olsun vazgeçme eğiliminde oldukları anlaşılıyor. Yıllardır, “bu politikalar yanlıştır, bedeli ağır olur, faturası bu memleketin insanlarına çıkar” demiyor muyduk, işte yanlış politikaları terk etmeye niyetlendiler. Ama biz meraklı insanlarız; keskin çizgilerle oluşturulmuş, hemen tüm komşularla sert kavga konusu olmuş politikalardan nasıl oldu da 180 derece çark ediverdiler?

***

Bu kadar vahim yanlışlardan dönülmesinin nedeni adı üstünde dış politikanın, uluslararası alanda icra edilen, karışanı görüşeni çok olan bir iş olmasıdır. İşte; dikte ediyorlar, tehdit ediyorlar, bedel ödetiyorlar, pahalı lobiler oluşturuyorlar, daha da önemlisi güçlüler. İsteklerinin sonu yoktur. Sizinle oynuyor bile olabilirler; örneğin Suriye konusunda bir plan çizip önünüze koyabilir, “bak işte senin stratejik derinliğin buralarda nefes alır” diyebilir, sonra da “olmadı, vazgeçtik, Esad da fena değilmiş aslında” diyebilirler. Emperyalistlerle, büyük devletlerle oyun kurdun mu iyi hesap yapmadıysan sonuç hüsran olabilir.

***

Şimdi bu değişikliklerin nedenlerini bir yana bırakalım da kimilerinin “işte yeni Erdoğan karşınızda” bilmişliğinin arkasına bakalım. Diyorlar ki; “ansızın değişen AKP ve onu gerçek lideri iç politikada da yumuşamaz mı, birdenbire demokratlaşıverseler fena mı olur?” Şimdilik muhafazakâr kanadın ürkek muhalifleri arasından çıkanlara baştan söyleyelim de derin hülyalara dalmasınlar. AKP’nin temel ve değişmez amacı iktidarda kalmaktır. Buna işlenen bedeli ağır, hata, kusur ve suçlar nedeniyle mecburdurlar. Seçim stratejilerinin ise iki temel ayağı vardı; birincisi, dış politikada tutturabildiğin kadar “büyük devlet” masalı okumak, esip gürlemek, “uluslararası politikada söz ve karar sahibiyiz” izlenimi yaratmak, ikincisi, asıl olanı, değişmezi, din üzerinden siyaset yapmaktır.

***

Her ikisi de milliyetçi muhafazakâr seçmen nezdinde makbuldür, muteberdir. Siyaseti dinle işlemek neredeyse oyların önemli bir kısmını garanti ettiği gibi, temel amacın ideolojik karakteriyle, İslamcılıkla, din devleti kurma fikriyle, otoriter iktidar hedefiyle de tam uyum gösterir. O hedeften vazgeçecek değildirler. Dışarıdakiler ne istiyorlarsa boyun eğebilir; kabahati, bulunması zor olmayan günah keçilerine yükleyebilirler. İdeolojik hedeflerini, son yargı operasyonunun kanıtladığı gibi despotizme yürüyüşü terk etmeyeceklerdir.

***

Kısacası emperyal güçlere sıkıntılı da olsa “evet” demek, işi bitirmek, hedeften sapmamak için zorunludur. Hem zaten onlar da sen içerde ne karıştırırsan karıştır “uysal müttefik” olmuşsan fazla mırın kırın etmezler. O nedenle “dışarda yumuşadı içerde de demokrat olacak, el mecbur” diye bir hayal kuruyorsanız, kurmayın. İşaretler despotizmin güç kazandığını, gemileri yaktığını gösteriyor. Dışarıya yumuşayan iktidar içeriye dişlerini göstermeyi sürdürecek, baskıyı yoğunlaştıracaktır.
Hayallere kapılmamakta yarar var işin özeti...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları