Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Diren Gazeteci!

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Patron medyasının direneceği yok, sen diren gazeteci. Eğer direnmezsen, yakın zamanda kendi kendinle yaptığın sözleşmenin bir hükmü kalmayacak, kendine verdiğin sözlerin bir yalan olduğu ortaya çıkacak, “Yaşayabilmek için başka çarem mi var?” diye döktüğün gözyaşı bir teselli olmayacak. Direnmezsen kısacası sen sen olmaktan çıkacaksın. Ama ben hâlâ umut var diyorum. Muktedirlerin karşısında el pençe divan duran medya ölmüşse bile, gazetecilik için daha her şey bitmedi. Belki de patronlara ve onların muktedir patronlarına rağmen medya onurunu korumanın bir yolu hâlâ vardır.
Geride herkesi çatısı altında toplaması imkânsız yoksul bir iki gazete, bir iki kanal, teslim olmamış az sayıda onurlu yazar dışında bir şey kalmadıysa, birkaç sağlam denemenin, birkaç aklıbaşında deneyimli gazetecinin dışında sosyal medya dizginsiz bir küheylan gibi alıp başını gidiyor, vazgeçilmez ilkeler gereği yalan dolanla baş edemiyor, her türden sahtekârlığa, saptırmaya, halk karşıtı propagandaya kapılarını kapatamıyorsa, belki de iş sana düşüyordur.

 

***


 

Örgütlen gazeteci! Örgütlen ki yandaş medya, karşısında alt edilmez bir gazeteci ordusu bulsun. Örgütlen ki, yalan dolan, anında yanıt alacağını bilsin. Örgütlen ki, halk, gazeteci dayanışmasının yüzlerce gazetecinin yaratacağı alt edilmez haber ağının, gerçekleri duyurma kampanyasının, yalanları reddetme eyleminin sonuçlarını görsün de, “İşte budur, gerçek buradadır, bunlar söylüyorsa gerisi yalandır” diyebilsin.
Biliyorum, dünyanın en zor işi bu. Bunun için ego balonlarının patlatılması, haberin ve eylemin dar çıkarların, fırsatçılığın hizmetine girmesinin önlenmesi, var olan iki üç sığınak noktası ile dayanışmanın küçümsenmemesi gerekecektir. Bunun için yalnızca gerçeğin dönüştürücü, değiştirici, devrimci olduğuna inanmak şart olacaktır. Bunun için
“Çapul TV” örneklerinin çoğaltılması, fikir üreten blogların sayısının artırılması, birbirini çoğaltması, gerçek bir halk gazeteciliğinin patrondan, ücretten, sözleşmeden bağımsızlaşması, muktedirle pazarlığa dayanan gazeteciliğin lanetlenmesi, “yalnız gerçek” ilkesine dönülmesinin yolunun açılması sana düşüyor. Geçmişte “savcılık” yapmamış, “hâkim” olup hüküm kurmamış, can yakmamışsan ey gazeteci, bu görevden kaçabileceğini sanmam.

 

***


 

Bize gerekli olan, fikir fukarası köşe yazarı, bencil blogcu, kör parti militanı, sansasyon meraklısı, boşluk ve cep doldurma heveskârı, komplocu, fırsatçı değil, gerçek haberi, doğrulanmış haberi bekleyene ulaştırabilecek, bin fikrin içinde halkın kendi fikrini oluşturabilmesini sağlayacak kişidir. Eğer o sensen, diren gazeteci.
Hangi medya patronunun hışmına uğramış, hangi fırsatçı müsvedde
“zaman bu zaman” deyip senin kalemine, klavyene, fotoğraf makinene el koymuş olursa olsun, senin şu duranların, yürüyenlerin, sanatçıların, aydınların yanında onurlu bir yerin var. Sen direnişçi değilsin, onların haberini yapıyor, durumu, gerçekleri halka anlatmanın yollarını arıyorsun. Sen gerçekleri anlatabilmek için koşar, gazlanır, plastik mermi yer, palalı adamın fotoğrafını çeker ve büyük bir olasılıkla gözaltına alınırken, aslında direnişin, yani değişimin fotoğrafını çekiyorsun, Gerçeğin eylemli tanığısın. Akıl verecek değilim, ama medyayı bir utanç heykeline dönüştürenlerle savaşmaz, onların karşısında dayanışmaya ve örgütlenmeye dayanan bir modelle çıkamazsak, yalanın padişahlığına, haramiliğin saltanatına son vermek, zamanın ruhuna boyun eğmemek için meydana çıkanları anlatamayacak, işini yapamayanların utancıyla yaşayacağız. Peki, buna yaşamak denebilir mi?
Öyleyse diren gazeteci!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları