Ne olduğunu biliyoruz; Fethullah Cemaati adlı dinci örgütlenmeye kayıtlı olduğu söylenen askerler darbe yapmaya niyetlendiler, başaramadılar, derdest edildiler. Gözaltına alınan, tutuklanan sayısı 10 bine doğru tırmanıyor. Kamuda Cemaat’e yandaş olan, oldukları bilinen, iddia edilen ya da düşmanları tarafından ihbar edilen, iftira atılan kişiler de görevlerinden alındılar. Sayı yüksek olduğu, 50-60 binleri bulduğu, “Cemaat’in bu kadar yandaşı varsa devlet çoktan el değiştirmiş” demek gerektiği için böyle söylüyoruz. Cemaat’in tasfiye edildiği söylenebilir artık.

***

Ne olduğunu biliyoruz; hep söylediğimizi yinelemek durumundayız; Cemaat uzun yıllara yayılan bir “sızma” harekâtıyla devlet kademelerinde, orduda ve toplumda örgütlenmiş, özellikle AKP döneminde bu örgütlenme ortaklığa dönüşmüş, zirveye çıkmış, nihayet “yeteri kadar güçlendim” diyen Cemaat’in harekete geçmesiyle yollar ayrılmıştı. AKP yöneticileri kendi gündemlerinin uygulanabilmesi için bu ortaklığı gerekli bulmuş olmalıdırlar ki, makalelere, kitaplara, TV kanallarında, gazetelerde konuşulanlara, yazılanlara itibar etmediler. Nihayet gündemde, ideolojide derin bir farklılık görünmüyordu çünkü.

***

Ne olacağını bilemiyoruz; AKP Hükümeti, Olağanüstü Hal ilan ettiği için, OHAL’lerin temel hak ve özgürlükleri askıya aldığını, geçmişteki çok kötü, vahim sonuçlarını iyi bildiğimiz için kuşkuyla bakıyor, darbe girişimi öncesi otoriter yönetime doğru gidişi somut kanıtlarla yazıp çizdiğimiz için hem tedirgin oluyor hem de gelecekte neler olacağını bilmediğimizi ısrarla vurguluyoruz. Perşembe ile çarşambanın ilişkisi her ne kadar ipucu verse de ne olduğunu biliyor ama ne olacağını bilemiyoruz hâlâ.

***

Ne olacağını bilemiyoruz; çünkü sokakları doldurduğu söylenen, ısrarla sokağa çağrılanların eylemine, sloganlarına bakılırsa kötü şeyler olması ihtimali yüksek. Sokağa çıkanların bir kesiminin Cemaat’in darbe girişiminden çok fes giymeyi Osmanlılık saymakla ilgilendiklerini, Alevilerle ilgili karanlık düşüncelere sahip olduklarını, körü körüne bir bağlılığı şiar edindiklerini, asmaktan kesmekten sıklıkla söz ettiklerini görüyoruz. Ne olduğunu bile bildiklerinden emin olamadığımız kimilerinin, ne olacağını konusunda öfkeli sloganlarla rota çizdiklerini, örneğin silahlanmaya çağırdıklarını duyunca bilemiyoruz neler olacağını.

***

Ne olacağını bilemiyoruz; çünkü geleceği bekleyen çoğunluğun derin sessizliği de neler olabileceği konusunda bir ipucu vermiyor bize. Neler olacağını tam bilemesek de ne olması gerektiği konusunda az buçuk fikir sahibi olanların bu derin sessizliğin kırılması konusunda harekete geçmesinin iyi olacağını düşünebiliyoruz yalnızca. Temiz, saf, kelimeleri iyi seçilmiş, kirlenmesi imkânsız, gerçekten insanda hayranlık uyandıran bildirilerle konuşan, yazan arkadaşlara da gıpta ile bakıyoruz ama işte zaman da geçip gidiyor her tür kirliliği üstümüze boca ederek.

***

Bugün pazar. Yıllardır halka kapatılmış Taksim bugün açık. Bugün aydınlanma ışığında laiklik için, demokrasi için, Cumhuriyet için birleşenler çağrıldı o meydana. Evet, armudun sapı üzümün çöpü var ama nihayet Taksim de bekliyor işte.
Ne olduğunu biliyoruz artık, neler olabileceği konusunda da karamsar düşüncelere sahibiz ama bugün pazar ve güneşli olacak hava...