Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Birlikte Mücadele Ama Nasıl?
İktidar partisinin özellikle dış politikada tökezlediği, “dost” sayısının azaldığı, neredeyse sıfıra yaklaştığı söyleniyor. ABD ile müttefiklik ilişkisi sorunludur, Rusya ile kriz sürüyor, Suriye’de tantana ile ilan edilmiş politika iflas halinde, Yunanistan’la kadim sorunlarda gelişme yok, Almanya ile ilişkiler hele son “Ermeni soykırımı” kararından sonra iyice şeker renk. AB’den hiç söz etmeyelim. Liste uzatılabilir.
***
İçeride ise nasıl bir keskin dönüşle başlatıldığı izaha muhtaç bir savaş sürüp gidiyor. Can kaybı büyüktür, kentler, kasabalar harap oldu. Sorumlunun kim olduğu konusundaki tartışmanın gerçekten anlamı yoktur. “Devlet yurttaşının canından, malından sorumludur” diyorsanız, sistemin mahkemelerinde “Adalet mülkün temelidir” yazıyor, buna inanılıyorsa yanıt da ona göre olur. Sonuçta Kürt siyasi hareketi devre dışı bırakılmış, silahla çözüm seçilmiş, sorunun çözümünün başka birtakım gelişmelere bağlandığı, başka hedeflere kurban edildiği ortaya çıkmıştır.
***
Ama tüm bu sorunların temelinde, sömürünün zirveye çıkmış olması, kârların tavan yapması, rant kaynaklarına verilen önceliğin çevreyi, hayatı zorlar hale gelmesi, harcamaların tüm yükünün işçilere, köylülere, memurlara havale edilmesi gibi nedense dile getirilmek istenmeyen bir sorun var. “O sonraki iş” diyenler yanılırlar; bu sorunu görmeyenlerin gördükleri tüm sorunlar çözümsüz kalmaya mahkûmdur.
***
Peki, kim çözecek, nasıl çözecek? Neden bir araya gelinemiyor? Bu soruya yine neredeyse koro halinde “muhalefet beceriksiz, gündeme hâkim değil, halkın sorunlarını dile getirmekte zorlanıyor...” yanıtı veriliyor. Kuşkusuz bu gerekçelerde doğruluk payı vardır. Ama bu kadar mı? Nesnel koşullar, bu koşulların kendi iç dinamikleri, herhangi bir etkin muhalefet ortada görünmese bile yeni, farklı, etkin bir siyasi odağın ortaya çıkmasına yol açmaz mı?
***
Bu yönde, sosyalist solun dışında da arayışlar olduğunu biliyoruz. Liberal ya da sosyal demokrat çevrelerde bu arayışları dile getirenler, sistemle tartışmamayı, düzeni tartışma konusu yapmamayı, dahası değişiklik için sermaye çevrelerinin onayını şart koşuyorlar. Bu türden bir önerinin, rejim değişikliğini önlemeyi başlıca programatik hedef ilan etmesinin öncelikli tehlikeye denk düştüğü iddia edilebilir. Ne var ki sistemin aklanması, güçlerini birleştirecek olanların kendi görüşlerini bir yana bırakmalarının talep edilmesi sanıldığı gibi o sınırlandırılmış amaca da uygun değildir.
***
Sermaye ile gericiliğin ittifakını göremeyen, solu marjinal sayan, Gezi’den ders çıkarmayan, sokaktaki kavgayı anlamamakta direnen bir “birlik”, mücadelenin içini boşaltır. Düzeni “iyileştirmeye”, zorbalığın dozu üzerinde pazarlığa razı bir restorasyona dönüşür. Sorun bir kişi, bir parti değil; yoksulluğun zirveye çıkması, eğitimde gericiliğin aldığı mesafe, laikliğin, Cumhuriyet’in kazanımlarının, cılız aydınlanma ışığının yediği darbedir. Bu hedeflerde birleşilmeyecekse halk neden desteklesin ki?
Bir araya gelelim peki, ama yalnızca neyi istemediğimizi değil, ne istediğimizi de söyleyerek, farklılıklarımızdan güç alarak...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!