Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP’den Demokrat Yaratmak

12 Ocak 2014 Pazar

Diyorlar ki, ortada seçimle gelmiş meşru bir yönetim, bir iktidar var. Üstelik bu iktidar Cemaat’in saldırısı altında. Bu saldırıyı akim kılmak, savuşturmak için oturup beklesin mi? Cemaat’in örgütlendiği yargıyı dağıtmasın da ne yapsın bu mağdur iktidar. Bir kalemde bu kadar yalanın, yanlışın bir arada söylendiği az görülmüştür.
Seçimle gelmiş bu iktidarın, koalisyon ortağı, becerikli tetikçisi (artık ne derseniz) ile birlikte ülkeyi ne hale getirdiğini görmeden iktidarın meşruluğunu, meşruiyetin başka öğelerini tartışmadan gündemdeki hiçbir konuya giriş yapamazsınız.
Cemaat’le olan kavgasının iktidara var olan azıcık demokratik hakkı hukuku yok etme yetkisi verdiğini, “başka çare kalmadığını” gözümüzün içine baka baka söyleyenler nasıl bir Türkiye istediklerini de söylemiş oluyorlar böylece.

***

AKP iktidarının Türkiye’de “Cemaat saldırıyor, elim kolum bağlı duramam” bahanesi ile giriştiği işlere bakın, memleketin geleceğini de göreceksiniz. Aslında geleceği görmek için bugününe bakmak da yeterli olacaktır. “Cemaat’in her türlü hukuksuz işlemin sebebi, uygulayıcısı olduğunu” söyleyen iktidar partisi, yapılanların ortağı, dahası icracısı, büyük planlayıcısı olduğunu unutuvermemizi istiyor. Unutabilir miyiz? Unut gitsin, şimdi bak TV kanallarında Erdoğan’ın ne kadar demokrat olduğu konuşuluyor. Bak “ne kadar çok insan günahsız yere içeride” demiş Başbakan. O suçsuz günahsız insanları kim hapsetti, içerde kim tutuyor peki? Kim engelliyor onların özgür bırakılmalarını, kim ölümcül hasta Hilmioğlu’nun salıverilmesini önlüyor? Bir gecede yüzlerce polisi, bürokratı hallaç pamuğu gibi atmaya gücü yeten, HSYK’yi, Yargıtay’ı, Danıştay’ı tüm yargıyı, kendine, bakana, başbakana bağlamaya niyetlenen ve bunu yapacak güce sahip olan kim?
Siz eğer Erdoğan’ın Cemaat’ten yediği darbe ile bir gecede aklının başına geldiğini ve “demokratlaştığını” düşünüyorsanız size sadece iyi uykular denilebilir.

***

Bundan sonrası ile ilgili güçlü senaryolarda otoriter bir yönetimin tümüyle etkisine girme tehdidi altında bir Türkiye görünüyor. “HSYK’yi yanlışlıkla Cemaat’e vermişiz” bahanesi ile yargıyı kendine bağlamanın, böylece otoriter yönetimde bir adım daha ileri gitmenin hesabını yapan iktidar partisinin Türkiye’yi ne hale getirdiğini görmek istiyorsanız, hapisteki gazetecilere, medyanın durumuna, yeni sansür planlarına, sokağa çıkmanın, gösteri yapmanın fiilen yasaklanmasına, deneyenin her türlü yöntemle bastırılmasına, fişlenmesine, öldürülmesine, gözlerinin kör edilmesine bakın. Bakın ve bunları kimin yaptığını sorun kendinize.

***

Şimdi önümüzdeki seçimlerde güçten düşme olasılığına karşı iktidarın her türlü yönteme başvuracağı da söyleniyor. Sıkıyönetime benzer yöntemlerin bile gündeme gelebileceğinden söz ediliyor. Ne gerek var. Siz şimdiki uygulamalara bakın; Taksim Meydanı’na çıkın, orada bir polis devletinin görüntülerini fotoğraflayan turistleri göreceksiniz. Biraz daha ileri gidin, sokak aralarında çevik kuvvet ekiplerinin beklediğini de fark edeceksiniz. Bugün sivil bir darbenin yöntemleriyle, hem yandaşlık yaygınlaştırılarak, hem muhalif medyanın haber alma hakkı engellenerek, sosyal medyaya açık sansür uygulanarak, yenileri planlanarak yapılan da bu değil mi?
“Sivil darbe mi olurmuş” diyenler bunları görmüyor mu? Görüyorlar kuşkusuz ama bu iktidara verdikleri desteğin yüzlerine vurulması onları rahatsız ediyor. Şimdi günah çıkartmak yerine “karşısında Cemaat var” bahanesiyle iktidara destek olmanın hesabındalar. Başbakan Erdoğan’ın bir çift lafı yetiyor onlara. Peki, size de yetiyor mu?
Bir çift söz de sapı samana karıştıran, AKP’ye karşı çıkmanın Cemaat destekçiliği olacağı saçmalığı ile sağa sola çamur atanlara, cümle âlemi Cemaatçi ilan edenlere söylemeli. Sizin aklınız havsalanız ikisinin birbirinden ayrılamayacağını kavrayamıyor mu? Dar düşünceli olduğunuzu bilirdik de bu kadarını beklemezdik doğrusu. Öyle misiniz gerçekten?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları