Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Açık Sözlü Bir Amerikalı

17 Ağustos 2016 Çarşamba

Emperyalizmin politikacıları, ki bunların en ustaları diplomatlar arasından çıkar, görüşlerini genellikle kalın bir sis perdesinin arkasında dile getirirler. Her yöne ya da istediğiniz yöne çekebilirsiniz söylediklerini. Ama arada bir “açık sözlü” bir diplomatla karşılaştığınız da olur. İşte eski ABD Büyükelçisi James Jeffrey bunlardan biridir. Artık emekli ama tüm emekli diplomatlar gibi “devlet görevini” sürdürüyor. Hürriyet’te Cansu Çamlıbel konuşturmuş eski diplomatı. Darbe girişiminin lideri olduğu konusunda itiraflara dayanan bilgiye sahip olduğumuz, emrindekilerinin suçüstü yakalandığı Fethullah Gülen’in iadesini nasıl yokuşa sürebileceklerini anlatıyor. ABD’nin nasıl “hukukun üstünlüğü esasına dayalı bir demokrasi” olduğunu, çok darbe örgütlediğini yakından bildiğimiz büyük gücün, “darbeye teşebbüs terör olarak görülmez” şeklindeki incelikli fikrini ustaca zikrediyor.

***

Sanıyor ki, bizler Patriot Act’tan bihaberiz, Guantanamo Üssü’nü bilmiyoruz, ABD’nin Irak işgalini, daha pek çok kanlı eylemini hiç duymamışız. Anlatıyor. Anlatmakla kalmıyor, “sirkatini” de söylüyor. Ne diyor örneğin: “Türkler ve Amerikalılar birbirini kesinlikle anlamıyor ve her şeyin kökeninde bu var. Türkiye’de liberalinden ulusalcısına, İslamcısına herkeste şöyle bir kanaat var; büyük güçler yüzyıllardır Bismarck’çı politikalarla ülkenizin zayıflaması için uğraşıyor. 1905’te takılıp kalmışsınız. Avrupa’ya, Amerika’ya ve hatta bir ölçüde Rusya’ya bakışınız bu. 1983 yılından beri Türk-Amerikan ilişkilerinde benim bizzat tanık olduğum bütün krizlere rengini veren bu argüman Türklerin Batı’yı hiç anlamadığının kanıtı.”

***

Oysa tam da bu anlattıkları bizim Batı’yı ve Amerikalıları çok iyi anladığımızı gösteriyor. Erdoğan’ın “otoriter bir lider” olduğunun altını çizen Jeffrey daha da açık konuşabiliyor: “Batı daha önce Erdoğan’dan daha otoriter olan çok liderle muhatap oldu, olmaya da devam ediyor. Ama fark şu; Suudlar, Mısırlılar -lisanımı mazur görün- her koşulda bize yaltaklanıyor. F-16’ları, müttefiklik ilişkilerini falan düşünerek bizimle aynı değerleri paylaşıyormuş gibi yapıyorlar. Erdoğan ise bizimle çatışıyor, çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor, dostumuz olmaya çalışmıyor. Ondan daha otoriter liderler ise dostumuzmuş gibi poz yapmakta beis görmüyor. Çok yakın zamana kadar Putin bile böyle davranıyordu.”

***

Bir diplomat daha açık nasıl konuşabilir; “diktatör olsanız da zararı yok yaltaklanın bize, bizim için sorun olmaz” diyor işte, daha açık nasıl söylesin? Ne diyebiliriz? Duygularını iyi anlatmış; kızgınlığını, kırgınlığını, hayal kırıklığını pek güzel ifade etmiş, açık konuşmuş. Ama yanılıyor; Türk siyasetçisini, Türkiye’yi hiç anlamamış, epeyce yaşamış bizim topraklarda ama tanıyamamış; Türkiye’de burjuvazi de siyaset sınıfı da onun sandığından daha “bilgili” ve “deneyimli”dir; ABD’ye kafa tutmama konusunda eğitilmişlerdir. Rusya ile flört, AB ile dalaşma, Şanghay Beşlisi gibi fanteziler o eğitimli siyaset tabakamızın henüz olgunlaşmamış politika yapma sanatı egzersizleridir.
Boşuna üzülüyor emperyalizmin açık sözlü diplomatı. Telaşlanmasın, evinde otursun, emekliliğini yaşasın gönlünce...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları