Millet can derdinde UEFA ve FIFA ise para derdinde. Baksanıza daha hiçbir şey netleşmemişken ve birçok ülkede "korona salgını" denetim altına alınamamışken, yani ölüm tehlikesi devam ederken UEFA “Ligleri ağustosa kadar sonlandırın” emrini veriyor. Tam da bilim insanları tehlike azalırken bile rehavete kapılmanın 2. ve hatta 3. dalgalara neden olabileceğini açıklamışken.

Ama nafile. İlla ki top oynanacak ve paralar cebe girecek. İnsan sağlığı ve toplum psikolojisi umurlarında bile değil.

Cinayet gibi

Zaten korona dalgası başladığında maçları oynatmakta ısrar ederek -seyircisiz filan da olsa- cinayet işledi UEFA. Cinayetleri tescillendi. Ama ders almadılar. Hatta “stada gelenlerde korona çıkmadı” diye kendilerini savundular. Oysa ki o kadar güvenlik görevlisinin ve de yakınlarının durumunu bilmiyorsunuz bu bir. İkincisi diyelim ki, şansa stada gelen kimsede korona vakası görülmedi; bu sizi aklar mı? Siz silahı çekmişsiniz ama tutturamamışsınız. Sonra da “adam ölmedi ki ben suçsuzum” diyorsunuz.

Daha fazla maç

Peki, futbol oynamaktaki bu ısrar niye? "Para", "güç" her bir değerin üstünde onlar içinde ondan. Futboldan anladıkları daha fazla maç, daha fazla para. İşte şimdi buna göre oluşmuş yapılar krizi yönetemiyor. Futbolun bir toplumsal eğlence olan ruhunu öldürüyorlar, futbolun oyuncusu ve stattaki seyircisiyle kültürel bir etkinlik olan esasını katlediyorlar.

Top kimde?

Gelinen son noktada UEFA, ağustosa kadar ligler nasıl biter konusundaki kararı ülke federasyonlarına devretti. Şimdi top bizim TFF’de. Hiçbir konuda bir inisiyatif gösteremeyen TFF de maçları haziranın 2. haftası oynatmayı planlıyor.

Bakın Hollanda’da yetkililer “Eylül’e kadar maç oynanamaz” dedi. Çünkü hiçbir şey bıraktığımız noktada değil. Bazı futbolcular ülkelerine gitmiş, nasıl gelirler belli değil, bazı futbolcular gelecek sezonun transfer işlerine girmiş, kafaları karışık... Ayrıca maçlar seyircisiz ve büyük olasılıkla "VAR olmadan" oynanacak. Dolayısıyla bu yeni koşullarda oynanacak maçların sonucunda ortaya çıkacak sıralamalar hiç de adaletli olmayacak. Daha da önemlisi millet can derdindeyken "bahisçiler ve fanatikler" dışında herkes futboldan soğuyacak.

Yani doğru olan; koşullar normale döndükten sonra futbolu başlatmak. Ama tam da burada güç dengeleri çıkıyor ortaya. Bazıları şu ana kadar elde ettikleri avantajları bırakmak istemiyor. Ve sonuçta olması gereken değil gücü yetenin dediği oluyor.

Fırsat kaçıyor

Oysa zaten tükenmiş olan ülke futbolu için de, parasal rakamların balon gibi şiştiği dünya futbolu için de korona salgını bir fırsat. Abartılı rakamların ve süper kulüplerin egemen olduğu futbolda abartılı, şişirilmiş rakamlar törpülenip daha adil ve futbolseveri düşünen bir düzen getirilebilir. Zaten daralan ekonomiler yüzünden bu bir zorunluluk ayrıca.

Ama paradan başka bir şey görmeyen yönetim anlayışı ve yöneticilerle olacak iş değil bu. Öyleyse haziranın ikinci haftasından sonra "asıl kaosa" buyurun.