Gülengül Altınsay

Koşmak ve koşmamak

03 Mart 2022 Perşembe

Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz “Avrupa ile mücadele etmek için 12 kilometreden az koşamayız” diyor özetle. Haklı. Zaten futbolun olmazsa olmazı değil mi bu? Ama sadece koşmakla da olmaz. Buna teknik, taktik kapasiteyi, hatta kafa kondisyonunu da eklemek gerek. Bir takımın 3-5 futbolcusu bile az koşuyorsa, 1-2 futbolcunun bile teknik, taktik kapasitesi düşükse orada bir takım bütünlüğünden, bir takım oyunundan ve akışkan bir futboldan bahsedemeyiz. Zaten iyi bir takımın gücü en zayıf noktalarıyla belirlenmez mi? Yani, kaleci dışında en az koşan ne kadar koşuyor, en çok koşanla arasındaki fark ne kadar? İşte bu önemli.

BAZILARI KOŞMAZ

Tabii ki futbolda daha çok koşan avantaj sağlar. Fizik kondisyon da koşmakla başlar. Ama bu emek ve çalışma gerektirir ki bu bizim pek tercih ettiğimiz bir şey değil. Ağustosta yapılan transferlerle, neredeyse tamamı yenilenmiş takımlarla, eksik sezon öncesi çalışmalarla nasıl koşacaksın. Ancak günümüzde sadece koşu mesafesine bakarak değerlendirilmiyor takımlar. Örneğin Manchester City rakiplerinden daha az koşarak başarılı olabiliyor. Çünkü oyunu çoğunlukla rakip alanda oynuyor. Bu yüzden çok fazla uzun mesafe kat etmek zorunda kalmıyor. Fakat Manchester City’nin ihtiyaç halinde en az rakipleri kadar koşabileceğini de tahmin etmek hiç zor değil. Ayrıca rakip alanda mücadele etmenin de farklı zorlukları var. Dar alanlarda hızlı ve becerikli olma, hamle üstünlüğünü sağlama gibi. Yani bu da ayrı bir kondisyon, teknik ve taktik güç gerektiriyor.

FIRSAT VAR

Futbol oynamanın olmazsa olmazı, yani abecesi koşmak hâlâ temel sorun bizde. Çünkü tüm yaptıklarımız; transferlerimiz, takım yapılandırmamız, hatta hakemlik tarzımız kolaycılık ve yatmak üzerine. Emek harcamadan sonuç almak üzerine. Sonuçta eller gelirken biz gidiyoruz. Üstelik onlar koşarak geliyor, bizimse ayaklarımızda prangalar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yazmanın anlamı yok 22 Aralık 2024
Mızmız çocuklar 20 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları