Feyzi Açıkalın

Mübadelenin yüzüncü yılında Noel Panayırı

25 Aralık 2022 Pazar

Mübadele tam yüzyıl önce, 1922 yılının Ekim ayında gerçekleşmiş, Alanya’daki Ortodoks Rum ahali karşılıklı değişim gerekçesi ile şehirlerini terke zorlanmıştı. O insanların torunlarından olan Vasos Voyacoğlu, Alanya isimli anı kitabında şehri, “Türklerin namaz kılan hocasını dinleyen Rumlar ve Rum papazın Halleluya’sını dinleyen Türklerin birlikteliği” olarak yorumlamaktaydı.

Yalnızca cenazelerinin olduğu günlerde kiliselerden çan çalınmasına izin verilen Rumlar, Azizler Yortusu’nun olduğu günlerde bazen de İsim Günü kutlarlardı. Yazarın dediğine göre evlerine Türk arkadaşları da gelir, bol meze ve uzo, şarap eşliğinde gramofon dinlenirdi.

Alanya halkı, Rum hemşehrilerinin gidişinden sonra Müslüman olmayan bir uygarlık ile karşılaşmak için 40, ortaklığa yakın bir yaşam kurmak için ise yaklaşık 70 yıl bekleyecekti. 1960 yılı sonrası turist konuklar geldi. Bu, halkların birbirine değmediği iğreti bir birliktelikti. Asıl karşılaşma 1990 sonrasında, 1922’de ayrılan Rumların aksine geçmişinde hiçbir kültür ortaklığının olmadığı, Alanya’dan ev alan Batı Avrupalıyla oldu.

Yeni gelen Batı Avrupalı ile olan yaşam, Ortodoks Rum ve Müslüman Türk ahalinin yüzyıllardır sürdürmekte olanına benzemiyordu. Rum ve Müslümanlar farklı dini inanışlarının zorlayıcılığına, kural koyuculuğuna rağmen, kaderlerine yazılan coğrafyayı karşılıklı yarar ilkesine bağlı olarak kullanmışlardı. Belki de Alanya’nın olağanüstü coğrafyası onları tektipleştirmiş, ortak yaşam iradelerini güçlendirmişti.

Aradan yaklaşık 90 yıl geçtikten sonra, devrin siyasi rejiminin sözde Batı ile yakınlaşması projesi gerekçesiyle Alanya bir kez daha önem kazandı. “Uygarlıkların buluştuğu kent” sloganı içinde değerlendirilen şehirde, Noel Pazarı etkinliği başladı. Bu tam anlamıyla, zaman içinde iyice Müslüman mahallesine dönüşen Alanya’da salyangoz satmaya eşdeğerdi. Ama belediye başkanının inadıyla başarılı oldu…

Son iki yılda ise aktivite isim değiştirdi. Noel Pazarı, şehirdeki hakim tarikatın yakınlaşan seçimlerdeki belirleyiciliği korkusuyla olsa gerek, “Yılbaşı Pazarı” oldu. Zaten son yıllarda domuz eti satışı tekrar mekruh olmuş, sıcak şarabın yapım ve satışı ise şehirdeki yerleşik yabancı stantları ile sınırlanmıştı.

Aslında etkinlik, 2022 yılındaki uygulanışı ile adlandırmasını kendisi yapacaktı. Şehrin yerlisi, Anadolu’dan göç edeni, yurt dışından gelip yerleşeni ve komşu şehirlerden gelenleri ile merkezde müthiş bir buluşma yaşandı. Yalnızca ateş yutan hokkabazların eksik olduğu aktivitede, yok yoktu…

Ortaya kurulan dev çam ağacı her zamankinden ışıltılıydı. Stantlar Filistinlilerle başlayıp Filipinlilerle devam ediyordu! Evet, bir yerlerden buldukları eşek muzlarını yerel meyve olarak sunan Filipinlilerle! Hemen yanlarında bazı ülkelerin “Sisters Club!” ları; “Brotherhood of…” ları… Sonra Alman Kilisesi... Rus ve Ukraynalılar itinayla yan yana getirilmemişlerdi. Artık şehirde esamesi okunmayan, hatta bugünlerde NATO üyeliği pazarlığında Alanyalı Dışişleri Bakanı tarafından sürekli azarlanan kuzeyliler, “İsveçliler” ve “Norveçliler” olarak çok basitçe(!) isimlendirilmişlerdi.

Etkinliğin asıl yıldızları, organizasyon komitesinin ayrıca anons etmeye gerek bile duymadığı, halkların folklorik gösterileriydi. İran Azerileri ve Kazaklar’ın müthiş sunumları büyük alkış aldı. Ardından, Antalya’dan gelerek sahne alan Alman Noel korosu ise “İsa Uyuyor” ninnisini seslendirirken, izleyici sayısı bir elin parmakları kadara düşmüştü. İzleyicinin beğenisi etkinliğin adınının değişmesini bir anlamda haklı kılıyordu; Noel şarkıları baymıştı. Diğer taraftan, muhafazakar yerli halkın, Noel Baba kılığına girmiş belediye görevlisinin kucağında çocuklarının fotoğraflarının çekimi için oluşturduğu uzun kuyruk akılları yine karıştırıyordu.

Alanya artık yüz yıl önceki Alanya değil. Akıllara sığmayacak ölçeğe ulaşan göç dalgası şehirde yepyeni bir demografik yapı oluşturdu. Bu tür, aslında tam olarak hiçbir inanışa direk hitap etmeyen “ortaya karışık” etkinlikler, şehirlileri bir araya getirmek için müthiş bir fırsat yaratıyor. Bir “panayır” tadında iki gün boyunca süren etkinliklerin, Ortodoks Rusların Epifanisi ve Filipinlilerin Siyah Nazarene Bayramı ile devam ederek hayırlara vesile olması dileniyor. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları