Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
65 yaş üstünün COVID-19 kabullenmişliği
COVID-19 ile ilgili iyi haberler gelmiyor. Çok uzun bir süre daha öldürücü etkisini göstereceği, sonrasında da mevsimsel bir gribe dönüşüp bizi hiç terk etmeyeceği belirtiliyor.
Bunda, tüketim çılgınlığına tutsak edilen 21. yüzyıl “sürü” sünün zaptedilmezliği mi, yoksa virüsün kendisini ele vermeyişi mi rol oynuyor, bilinmez.
Başlangıçta kolayca telafuz edilen “virüs sonrası” sözü artık belli bir kabulleniş sonrasında “virüsle birlikte yaşama” kalıbına dönüşüyor. İnşa edilecek fazla geleceği ve vakti olmayan şu meşhur 65 yaş üstü ise, virüsle yaşam üstüne en fazla kafa yoran gurubu oluşturuyor.
65 yaş üstünün kaliteli yaşam müteahhitliği yapmış bölümü, tanık olduğu diğer travmaları sıralayarak covid 19 sarsıntısını azaltmaya çalışıyor. Böyle yaparak aklınca son büyük felaket olan coronavirüs’e karşı kaşarlı olduğunu gösterme derdinde. Aslında öyle olmadığını kendisi de biliyor!
Bulunduğu yaş ve meslek gurubuna bağlı olarak yıllar içinde karşılaştığı diğer olumsuzlukları maddelendirirken, nedense ilk sırayı askeri darbeler alıyor. Darbeleri ansızın gelip yaşamlarını alt üst edişi ve bir bilinmezliğe sürükleyişi ile eşleştiriyor olmalılar.
65 yaş üstü, darbelerin kurulu düzeni bir günde alaşağı ettiğini biliyor. Kimi hedef aldığı başlangıçta bilinemeyen darbelerde hasar tespiti için uzunca bir süreye ihtiyaç olduğunu iyi hatırlıyor. COVID-19’un, aynı darbelerde olduğu gibi arkasında artçılar bırakarak, aslında hiç sönümlenmeyeceğini de seziyor.
Yaşam yorgunu olan ve de coronavirüs nedeniyle iyice bezginleşip, güçten düşmüş bu insanlar şimdiye değin hiç kalkışmadıkları bir hesaplaşmaya girişiyorlar. İlk etapta, kazanç olarak yaşadıkları kaliteli yılların hesabını çıkartıyorlar. Bilançoda artıya geçmek için hileye bile razılar.
Hedeflerini yüksek tutup, meydan okuyarak önemli başarılara imza atmış, böylece yeterli tatminlere ulaşmış bu yaş gurubu, birikimlerinin onlara sağlayacığını umdukları bir son perde düşlerken COVID-19 onları perişan ediyor. İlerlemiş yaşlarının getirdiği fiziksel yıkımlar duygusal olanlara eklenince, yaşam enerjisinden kopuşları katmerleniyor.
Maddi açıdan güvencesi ya da birikimleri olanların dertleri aslında daha naif. Onlar, eski alışkanlıklarını sürdürmeye ya da düşünü kurdukları bir başka yaşama, COVID-19 önlemleri nedeniyle ömürlerinin geri kalan kısmının yetmeyeceği gerçeğini kendilerine kabul ettirmeye çalışıyorlar; o kadar…
Yetersiz güvencede olanların işi çok daha zor. Salgın sürecinin kendileri açısından zalimce yönetilmesi yüzünden zaten örselenmiş olan 65 yaş üstü, bu kez sorgulamayı kötümserce aile ölçeğine yayıyor. Çaresizlikten kaynaklanan olumsuz enerji başka hayatları da zehir ediyor.
COVID-19 salgını bir çok açıdan turnusol kağıdı gibi işlev gördü. Hemen her ülke kendi ölçeğindeki kapitalist uygulamasında 65 yaş üstü insanını gözden çıkardığını vahşice gösterdi. Kendisine yük olacağını, tüketime yeterince katılamayacağını var saydığı yaşlı insanını kah tehdit, kah da Türkiye’de olduğu gibi rıza ederek kaderine mahkum etti.
Belki de bilerek yaptı. Güçten düşürdükleri yaş gurubu, ülkenin yakın dönem hafızası olan son Mohikanlardı…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
CHP'nin olağanüstü kurultayı için iptal davası
-
Deprem haritası güncellendi: En riskli ilçeler açıklandı
-
İstanbul'da bir deprem daha!
-
Eylem hakkına yasal ceza geliyor!
-
Hafifliğiyle büyülüyor: 3 malzemeli bulut tatlısı tarifi
-
İmamoğlu'nun avukatının avukatı hakkında gözaltı kararı!
-
'En geç 2 yıl içinde yapılmalı, yoksa eyvah!’
-
Yunan profesörden İstanbul depremi değerlendirmesi
-
Üşümezsoy iki bölgeyi işaret etti!
-
Alman sismologdan kritik uyarı!