Feyzi Açıkalın

100. değil asıl 101. yılın nasıl kutlanacağı önemli

27 Ekim 2023 Cuma

AKP iktidarı gökyüzündeki bezirgan çarşısının hemen altına dükkan açmıştı. Her türlü felaketin de pazara sunulduğu bu çarşıya, gereksinim duyuldukça başvuruluyordu. AKP bu pazardaki doğal felaketlerin, salgın hastalıkların ve savaşların iyi alıcısıydı. Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarını es geçme konusunda bahane aranırken, gökten bu kez zembille İsrail- Filistin savaşı indi. AKP’nin eli rahatlamıştı…

Aslına bakarsanız 100. yıl kutlamalarını AKP çok da sorun etmiyordu. Evet, Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet’in 100. yılını bir hedef olarak uzun süredir anons etmekteydi. Ama bu anons kutlamadan ziyade, tamamlanması, sona erdirilmesi gereken projeler için verilmiş bir tarihten başka bir şey değildi. Hemen hemen herkes, tıknefes koşturulan bu projelerin Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in sona erdirilmesine yönelik bir takvim içinde yürütüldüğü konusunda hemfikirdi.

Nitekim, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tam bir yıl önce, 28 Ekim 2022 tarihinde gerçekleştirilen bir tanıtım toplantısında ‘Türkiye Yüzyılı’ nı ilk kez dile getirmişti. Erdoğan 100. yılın sona ermesine bir kala, o yüzyılı taçlandırmak yerine yeni bir başlangıçtan bahsediyordu. Daha yüzyılın birincisi bitmeden, yenisinin milli hafızalara kazanması isteğini dile getiriyordu

AKP siyasi rejimi nadasa bıraktığı Türkiye Yüzyılı sloganını Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yeniden dolaşıma çıkardı. Hemen hemen hiç kimse ikinci bir yüzyıl demek varken neden yeni bir dil geliştirildiğini tartışma konusu yapmadı. Türkiye’ye özgü bir yüzyıldan bahsediliyorsa, o geçip giden yüz yıllık bir tarih diliminin neden muhasebesinin yapılmadığını sorgulamadı. 

Çok tuhaftır, 29 Ekim’e bir hafta kala ortalık yangın yerine döndü. Bir yıla yayılması gereken anmalar ve kutlamalara canhıraş bir şekilde hız verildi. Ülkenin, artık hangi siyasi aralıkta tanımlanacağı kestirilemeyen seküler laik kesimi, 100. yılın savsaklanmasından en çok yakınanlardı. Elinden gelenin yalnızca ‘as bayrakları as’ sloganlarını yinelemek ve yeni bestelenen marşların anonsunu yapmak olduğunu bilen ekran yüzleri çaresizlik içindeydi.

AKP’nin 28 Ekim’de düzenleyeceği ‘Büyük Filistin Mitingi’ ülke gündemini öncelemişti. Bir ertesi gün olan 29 Ekim’de, o büyük buluşmanın etkisi ve sonuçları konuşuluyor olacaktı. Takvim gayet iyi işliyordu. 100. yıl kutlaması bir başka bahara kalmıştı…

Modern insanlık tarihinde ‘asır’ diye tanımlanan zaman dilimine büyük değer yükleniyor. Uygar ülkelerde bir sanatçının yaşından, bir başka spor organizasyonun sürekliliğini ölçmeye kadar farklı aralıkta değerlendirilen yüzyıl kavramı hakkı vererek anılıyor, kutlanıyor. Fakat Atatürk ve arkadaşlarının yarattığı modern, laik ulusun varoluş kavgası bir yüzyıl içinde değerlendirilmeyecek. Modern cumhuriyetin bir zaman dilimi ile sınırlanıp sınırlanmayacağı, onu korumak kollamak için savaşım vermek isteyenlerin bunu çok daha uzun bir zamana yayıp yaymayacakları bundan sonraki yıllarda belli olacak. 

Mart ayındaki yerel seçimler sonrasında yoksulluk ve ardından gelen baskı daha da arttığında, özel sektördeki ‘sessiz istifa’ kavramının bir benzeri olan ‘sessiz teslimiyet’ içinde mi olunacağı 101. yıl ve daha sonraki kutlamalarda belli olacak. O zaman yeni slogan şöyle mi olmalı: 100. yıl dün ile gitti cancağzım, yarından başlayarak yeni şeyler söylemek, farklı mücadeleler içinde olmak gerekecek; haberin olsun…




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları