'Gümrük Birliği' ve Dış Politika

24 Aralık 2012 Pazartesi

Geçen hafta pazar günü Leyla Tavşanoğlunun eski Dışişleri Bakanı Murat Karayalçınla yaptığı söyleşinin başlığını görünce içim sızladı, acı acı güldüm.\n

\n

Karayalçın 6 Mart 1995te Tansu Çillerle birlikte imzaladığı Gümrük Birliği anlaşmasını eleştiriyor ve değiştirilmesi gerektiğini söylüyordu.\n

\n

Anlaşma, başta iyi idi de koşullar değiştiği için mi Türkiyeye zarar vermeye başlamıştı?\n

\n

Yoksa anlaşmanın Türkiyeye zarar vereceği ve bugün Karayalçının da belirttiği gibi, Türkiyenin AB dışı dünya ile ilişkilerini ipotek altına alarak büyük ticari kayıplara neden olacağı, daha başlangıçta biliniyor muydu?Evet biliniyordu, hem Tansu Çillere hem de Murat Karayalçına bizzat kendim anlattım.\n

\n

6 Mart 1995ten kısa bir süre önce Başbakan Tansu Çillerden bir davet aldım. Sait Halim Paşa Yalısı’nda öğle yemeğinde Türkiye-AB ilişkilerini konuşacaktık.\n

\n

Tansu Çiller, Murat Karayalçın ve bendeniz iki saate yakın görüştük; başka hiç kimse yoktu.\n

\n

Türkiyenin ABye tam üye olmadan, neden böyle bir tek yanlı yükümlülük altına giremeyeceğini tek tek, madde madde anlattım”.\n

\n

Üçüncü ülkelerle ilişkilerde Türkiyeyi serbest kılacak Norveç modelinin uygulanmasınıısrarla savundum.\n

\n

Türkiye zaten Avrupa Ekonomik Bölgesi ile anlaşma imzalamıştı. Ancak bu işletilmiyordu. Gümrük Birliği yükümlülüğü yerine Avrupa Ekonomik Bölgesi üyesi olarakilişki kurun diye görüşlerimi belirttim.\n

\n

Tansu Çiller ve Murat Karayalçınla görüşmemin ayrıntılarını da Hayatım Avrupa kitabımın 3. cildinin içine ayrıntıları ile koydum. (*)\n

\n

1995’ten bu yana bütün yazdıklarımda ve söylediklerimde haklı çıktım. Sayın Murat Karayalçın bile bugün,Gümrük Birliği bize zarar veriyor, değişmesi gerekirdiyor.\n

\n

Karayalçının söylediklerini Leyla Tavşanoğlunun röportajında okurken içim cız etti, çok üzüldüm. İşin bu noktaya geleceğini ben kendilerine söylemiştim.\n

\n

Türkiye Ekonomi \t\t\tKurumu’ndan destek\n

\n

Türkiyenin en eski ve köklü kuruluşlarından TEKin bana verdiği ödülü Prof. Gülten Kazgandan aldım. Gülten Hoca benim hem hocam, hem meslektaşım, hem de dostum oldu. Rahmetli Haydar Kazgan Hocanın da bulunduğu pek çok ulusal ve uluslararası toplantıda son 50 yıl içinde defalarca birlikte olduk.\n

\n

Erol Manisalı iktisat ile dış politikayı birleştiren hocadıryorumunda Gülten Kazgan, Hayatım Avrupaserisinin 1500 sayfasının satırlarının tümünü anlatmış oluyordu.\n

\n

Entegrasyon teorileri ve uygulamaları, dış ekonomik ilişkiler ve özellikle Türkiye-AB ilişkileri ana çalışma ve araştırma alanlarından birisi oldu.\n

\n

Dış ekonomik ilişkiler, dış politikanın en önemli öğelerinden birisidir. Ülkeler uluslararası ilişkilerini,iktisadi çıkarlarını geliştirecek şekilde yürütürler”. Küresel pastadan (piyasalardan) daha büyük pay alma savaşına girerler. Dış politikalarını bu amaca yönelik olarak yürütürler.\n

\n

Diplomatik, askeri ve kültürel araçları bir kaldıraç gibi kullanmaya yönelirler. Doğal olarak, demokratik ülkelerden söz ediyorum. Antidemokratik ülkelerde ise her şey yönetimde kalmak içinyapılır.\n

\n

Bugüne kadar yaptığım teorik ve uygulamalı çalışmalarda, Gülten Hocanın belirttiği gibi, iktisat ile dış politika arasındaki ilişkileriortaya koymaya çalıştım. Bu bağlamdayerel, ulusal ve küresel halkalar arasındaki bağları (dinamikleri)analiz etmek istedim.\n

\n

Bu arada, Türkiye Ekonomi Kurumunun 83. yılını kutladığını duyurmak istiyorum. 12 Aralık 1929da Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti olarak kurulmuş, daha sonra bugünkü adını almıştır. Nice yıllara…\n

\n

(*) Türkiyenin Askersiz İşgali, Gümrük Birliği, sayfa 31-43 arası, Hayatım Avrupa serisinin 3. cildi, Cumhuriyet Kitap Yayını, 2008.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları