Batı, Ortadoğu Politikasını Değiştirmeli

19 Ağustos 2013 Pazartesi

- ABD, Mısır’da radikalleşen Müslüman Kardeşler’e (MK) karşı darbe yaptırttı. Diğer bir deyişle, şeriatçılara karşı çıktı.
MK ve
Mursi hesabı tutmadı. AB, ABD’yi izlediği için aynı durumda.
Bir kısırdöngü yaşanıyor; başlangıçta ABD (ve AB) ile işbirliği yapanların denetimden çıkmaları ve radikalleşmeleri yalnız ABD ve AB’yi değil Mısır’ı da tam bir açmazın içine soktu.
MK ve ordu, her ikisi de ABD ile işbirliği yapmışlardı, ancak şimdi aralarında bir iç savaşa doğru sürükleniyorlar.
- MK iktidarı geri istiyor; ABD ve AB’yi arkasına alan ordu meydanı ve iktidarı MK’ye bırakmamak için silahlı müdahale yapıyor.
- ABD ve AB, Mısır’da radikal İslam tehdidini fiilen yaşamaya başladılar. Bu onlar için daha büyük bir tehdit.
Kritik soru şu:
“ABD araya girip iki tarafı uzlaştıracak güce ve araçlara sahip mi?” Bugün için bu olasılığın bulunmadığı görülüyor. MK meydanlar üzerindeki egemenliğini yaygın silahlı saldırılara dönüştürürse Mısır iç savaşa gider. Bu da sadece Mısır için değil tüm Ortadoğu ve Arap dünyası için felaket olur. İç savaşlar diğer Arap ülkelerine de sıçrar. Mursi’yi destekleyen Ankara bir açmazın içine girmiş durumda.
- İslamcı siyaset üzerinden politika bu defa yalnız bölge ülkelerini değil ABD ve AB’yi de zora soktu.
Türkiye’deki Batı’ya yakın kimi entelektüel çevreler,
“Ilımlı İslamın radikale dönüşme olasılığının yüksek olduğunu” kitap ve makalelerinde son 20 yıldır ortaya koymuşlardır.
Bugün Mısır’ın geldiği nokta göz önüne alınırsa bu politikanın artık yürütülemeyeceği kanıtlanmış oldu.
Radikal İslama dönüşerek demokrasi ile karşı karşıya kalan ülkeler, yalnız Batı’nın değil, demokrasinin de düşmanı haline gelmektedirler.
MK Mısır’ı küresel sisteme entegre etmek yerine, Batı ile karşı karşıya geldi. Belki yarın,
“Batı karşıtı sistemi ihraç eden bir konuma gelecek.”
Sorunun temelinde demokratikleşme yatmaktadır. Batı sisteme entegrasyonu istiyorsa, demokrasiyi samimi olarak Ortadoğu’da desteklemek zorundadır.
Siyasal İslam üzerinden sisteme entegre etmeye çalışmak Mısır’da olduğu gibi tamamen ters sonuçlar doğurmakta ve ülkeleri daha antidemokratik, daha baskıcı ve radikal hale getirmektedir.

\n

Türkiye’nin farkı

\n

Türkiye’nin Cumhuriyetle birlikte “Batılılaşma çabaları” gerçekte az gelişmiş ülkeler için en geçerli model durumundadır.
Üstelik, 1990 sonrasının yeni küresel gelişmelerinde bunun koşulları daha uygun hale gelmiştir. Demokratikleşme altyapısının hazırlanmasına yardım ederek
“karşı karşıya kalınan vahşeti” durdurmak gerekiyor.
Avrupa’daki sivil toplum örgütlerinin birçoğu, bu gerçeği görmeye başladılar. Örneğin Türkiye’deki sivil toplum örgütleri ile daha yoğun bir ilişki içine girmişlerdir.
Gezi olayları bu tür işbirliği hareketlerinde, demokrasiyi destekleyen bir yönde işlemiştir.
Avrupa ve ABD artık Ortadoğu politikalarını değiştirmek ve düzeltmek zorundalar. Bugün Mısır’ın, Suriye’nin yaşamakta olduğu kaosu yarın Türkiye ve İran gibi ülkeler de yaşamaya başlarsa bu bölgede ne insanlık ne de mal satacak bir pazar kalır.
Batı Ortadoğu’da vuruşturup kırdırmak yerine, var gücü ile demokratik gelişmelerin ortaya çıkmasına destek vermelidir.
Çünkü başka bir olasılık bulunmuyor; bütün bölgeyi
“Mısırlaştırmaktan” başka…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları