Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda şu ana kadarki en önemli maçımıza çıkıyoruz. Bu bir baraj maçı ve kazanırsak çeyrek finale adımızı yazdıracağız. Rakip bence çapraz eşleşmede bizim için en uygunu olan Fransa. Son maçlarında Slovenya’ya kaybettiler. Ben maç sonrası vücut dillerini iyi görmedim. Takım içinde bazı sorunları var gibi geldi. Ayrıca koçun ve oyuncuların maç sonu açıklamaları bu görüşümü onaylar nitelikteydi. Oyunun temposunu kontrol edersek onları düşünmeye zorlarız ve avantaj yakalarız. Momentumu vermemeliyiz. Bazen yalnız molalar değil, oyuncu değişiklikleri bile oyunu durdurduğu için rakibin temposunu bozar. Fransız takımı zaman zaman çok kötü şut seçimleri yapıyor. O zamanlarda hızlı hücumlarla bunu değerlendirirsek maçı lehimize çevirebiliriz. Bununla beraber oyunu çok koş koşa getirmemeliyiz. Karşımızdaki takımın bizden çok daha atletik olduğunu unutmamak gerekir. Yarım saha oyunla bu kalitelerini sınırlamamız gerekir. Bu tip maçları kazanmak için saha içi disiplinini kaybetmemek çok önemlidir. Ve bunu 40 dakikaya yaymak şarttır. Ben dış şutörlerimizin Fransa’dan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Sabırla pas yapıp boş atışı bulmalıyız. Başa baş giden her dakika Fransız takımını biraz daha psikoljik baskı altına alır ve zaten kötü olan şut seçimlerini beraberinde getirir. Savunmada ikili oyunlarda perdelemelerin üstüne çıkarak daha agresif olmalıyız. Kazanma isteğimizin yeteneğimizin çok önünde olması gereken bir maç bizi bekliyor. 34 dakika ortalamayla oynayan Larkin’in forma giyemeyeceği açıklandı. Diğer oyuncularımızı iyi hazırlamadık. Dilerim bunun acısını bugün çekmeyiz. Baştan beri turnuva farklıdır diye bu yüzden yazdım çizdim. Her zaman en iyisi için plan yapın ama en kötüye de hazırlıklı olun. Her şeye rağmen “Niye olmasın?” diyorum.