Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Önümüzdeki seçim’ üzerine spekülatif düşünceler

14 Haziran 2021 Pazartesi

Emre Kongar Hocamın saptamasına katılıyorum: “…önümüzdeki seçim normal bir seçim değildir... Bu seçim, Demokrasi ile Diktatörlük arasında bir seçimdir.” Kaygılarına da…

Ve aklıma dört soru geliyor. “Erken seçim” olasılığı var mıdır? Seçim olursa, hangi koşullarda gerçekleşmesi beklenmelidir? AKP seçimlerde kaybederse kazanacak olanların kuracağı yeni hükümet neler yapacaktır? Ya AKP seçimleri kaybeder ama kazanmış gibi yaparsa?

Bunlar bugün için cevapları olmayan sorular. Başlıktaki “spekülatif düşünceler” ifadesi de bu gerçeklikten kaynaklanıyor.

ERKEN SEÇİM OLASILIĞI 

Rejimin liderinin, siyasi yaşamını uzatabilmek, Meclis’te anayasayı daha kolay değiştirecek bir konuma gelebilmek için bir “erken seçimi” arzulayabileceğine ilişkin bir izlenim oldukça yaygın. Ana muhalefet partisi CHP de erken seçim istediğini söylüyor. CHP liderliği bu isteğinde samimidir, bilemem ama “ne istediğine dikkat et, bakarsın gerçekleşir” uyarısını kendilerine anımsatmak isterim. Ayrıca, 7 Haziran seçimlerini ve ardından yaşananları, mühürsüz pusulaları, atı alıp Üsküdar’ı geçmeleri, “Adam kazandı” teslimiyetini de... Bu olaylar sırasında muhalefetin seçimin yapılma koşullarını ve güvenliğini belirleyecek hukuki ve pratik olanakları yoktu. Bu duruma itiraz ederek durumu değiştirmeye çabalayacak cesareti de... Derler ya “yaptıkları yapacaklarının işaretidir”. Bu, hem Rejimin, hem de CHP’nin liderliği için geçerlidir.

O günden bugüne, devletin, hareketin, liderliğin Bir’leşmesi, siyasal İslamın topluma (ekonomiye ve kültüre) ve devletin kurumlarına nüfuz etme, taraftarlarının silahlanma süreci ilerlemeye devam etti. Peker videoları, bugün devletin, devlet toplum ilişkisinin, hukuk, adalet, gelenek, özel mülkiyet tanımaz biçimde, neredeyse bütünüyle dejenere olduğunu ortaya koyuyor. Artık, “MAFYA nerede bitiyor, devlet nerede başlıyor? Hukuk kimler için geçerli, kimler için değil? Haklar ve özgürlüklerden geriye ne kaldı” sorularına cevap vermek çok zor. 

Önümüzdeki seçimler işte bu ortamda gerçekleşecektir. (Ben kendi hesabıma gerçekleşeceğinden bile kuşkuluyum.) Ana muhalefet partisinin bu duruma müdahale edebilmek, seçim güvenliğini sağlamak için elinde ne gibi araçlar var? Öyle ya, Yüksek Seçim Kurulu’nun sadakati malum, gerektiğinde başvurulacak, itiraz edilecek hukuk kurumlarının da. Diğer taraftan, seçim sandıklarının başında siyasal İslamın, MHP’nin militanlarının, yandaş polislerin baskıları nasıl göğüslenecek. Bu konuda gerekli araçlar ve bunları kullanacak cesaret var mı?

Ben, CHP liderliğinin pasifizmine, çoktan “dini hakikat rejiminin” etkisine girmiş söylemine bakarak yarın için umutlu değilim.

YA ERTESİNDE?

Yukarıdaki sorunları unutarak “Muhalefet” seçimleri kazanırsa ne yapacak” sorusu üzerinde düşünmeye başlayınca da karşımıza en az yukarıdakiler kadar ağır sorunlar çıkıyor.

Bu “lider-parti-hareket” birliğinin ötesinde, Rejimin şekillendirdiği, kadrolaştırdığı iç ve dış güvenlik örgütleri, idari bürokrasi, yargı sistemi var, medya var, SADAT gibi silahlı örgütler var, sayısı açıklanmayan bir özel koruma ordusu var. Mafya var. Bu “Bir”liğin içindekileri birbirine bağlayan derin ideolojik ve ekonomik (vakıfları düşününce) kurumsal örüntünün ötesinde, salt bu “Bir”likten nemalanmak için birikmiş ikinci bir çıkarcılar çemberi var.

Diğer bir deyişle karşımızda “lider-parti-hareket- devlet” birliğinden oluşan bir iktidar var. Emre Kongar Hocamın yazısından aktarırsam “önümüzdeki seçim, parlamenter demokrasiyi yeniden kurmak için yapılan bir halkoylaması niteliğindedir”. Öyleyse bu “halkoylamasını” kazanacak olan muhalefetin, bir darbe ya da en azından direniş tehlikesine karşı korunabilmek için, hemen “ertesi gün”, bu uğursuz “Bir”liği  parçalamaya başlaması gerekecektir.

Öyleyse, erken seçim talep etmek yerine, Rejimde ortaya çıkan istikrarsızlığı, iç kavgayı, Rejimin zayıflamaya devam etmesini kendi sürecine bırakarak zamanı hem seçimlerin koşullarına hem de ertesi gün olabileceklere yönelik hazırlıkları yapmak için değerlendirmek daha doğru olmaz mı? Eğer CHP, büyük ve sert sözler ederek ama pratikte hiçbir şey yapmadan beklemeye devam edecekse, hızla başka seçenekler aramaya başlamak gerekmez mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları