Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Korkular, Kaygılar...
Zeitgeist (Zamanın Ruhu) değişiyor, mali krizin etkisiyle başlayan değişiklik giderek hızlanıyor.
\nBu değişikliği iki kanaldan izleyebiliriz. Birincisi, 1980’lerden bu yana egemen olan ideolojinin duvarları çatlıyor; gizledikleri, bastırdıkları geri geliyor. İkincisi, sesini kaybetmiş olanlar seslerini yeniden bulmaya başlıyorlar; meydanlar, sokaklar kitlelerin protesto eylemlerine yeniden kavuşuyor.
\nBirinci eğilimin ilk ve en çarpıcı ifadelerini, ABD Merkez Bankası Başkanı, piyasaların gurusu Greenspan’ın, mali kriz sırasında ABD Kongre Komisyonu’na ifade verirken sığındığı, “gerçeklik, kafamdaki modele uymadı” ifadeleriydi. Böylece serbest piyasa modeline güvenin sarsıldığını, onun en kararlı savunucularından birinin ağzından öğrenmiş oluyorduk.
\nİkinci örnek, geçen aylarda, mali piyasaların bir başka gurusunun, dünyanın en zengin spekülatörlerinden Warren Buffett’in, “devletin zenginleri şımartmaktan artık vazgeçmesine” ve vergi vermek istediğine ilişkin sözleriydi. Buffett’e göre, gelir dağılımındaki bozulma tehlikeli düzeylere ulaşmıştı.
\nZeitgeist’in değişmeye başlamasına yol açan, aynı zamanda bu değişiklikten beslenen toplumsal hareketler önce Avrupa’da başladı, sonra Kuzey Afrika ve Ortadoğu devrimci dalgasında kendini gösterdi. Geçen ay ABD mali kurumlarının merkezi “Wall Street” de protesto eylemleriyle tanıştı. Bu dalganın, nihayet ABD’yi de etkisi alına almaya başlaması, eşitlik, gelir dağılımındaki bozulmalar, devletin rolü, kapitalizmin geleceği... gibi konulardaki tartışmaları daha da alevlendirdi.
\n‘Halk bıktı...’ ‘Bırakın TV \t\tseyretsinler’
\nGeçen hafta Washington Post’ta Samuelson, zenginlere karşı bir tepkinin başladığını, gelir dağılımı bozulmaya devam ettikçe bu tepkinin güçlenmeye devam edeceğini yazıyordu. New York Times’ta Krugman, “Plütokratların korkusu” başlıklı yorumunda, sağ kesimden yazarların, siyasilerin Wall Street işgaline karşı, “Amerika düşmanı”, “Lenin çizgisi”, “ayaktakımı” gibi nitelemelerle hezeyana varan tepkilerini aktarıyordu. Columbia Üniversitesi’nden Prof. Jeffrey Sachs da Project Syndicat’da “Halk, hükümetlerin, zenginlere hizmet etmesinden bıktı” diyordu.
\nİngiltere’de gazetelerle ilgili hoş ama gerçeği de yansıtan bir şaka vardır: The Daily Telegraph’ı ülkenin eskisi (Victoria Dönemi) gibi yönetilmesini isteyenler, The Guardian’ı (sosyal demokrat) ülkeyi kendilerinin yönetmesi gerektiğine inananlar, The Times’ı ülkeyi yönetenler, Financial Times’ı ülkenin sahibi olanlar, The Sun’ı (tabloid magazin) da “gazetenin 3. sayfasında çıplak kadın resmi olduğu müddetçe umurumda değil” diyenler okurmuş.
\nSun bir yana, Telegraph, Times ve Financial Times’ta son haftalarda yayımlanan yorumlar, Zeitgeist değişirken bu çevrelerde nasıl kaygı ve korkuların şekillenmeye başladığını sergiliyorlardı.
\nTelegraph’ta Alisdair Palmer, “Kapitalizm başarısız olursa alternatifi çok daha kötüdür” başlıklı yorumunda, Yunanistan’dan New York’a kadar “sokakları” aktardıktan sonra, “bunlar belki ne istediklerini tam olarak bilmiyorlar”... “ama neye karşı olduklarını biliyorlar”... “Bunları küçümsemek hata olur” diyordu.
\nTimes’ta Phillip Collins’in “Tabii ki zenginler daha fazla vergi vermelidir” başlıklı yazısında, İşçi Partisi Başkanı Miliband’a yönelik, zenginlerden daha fazla vergi istenebilir ama “bunu ‘eşitlik’ talebine bağlamak yanlış ve tehlikeli olur” önerisini aktarmıştım. Geçen hafta da Financial Times’ın emektar ekonomi yorumcularından Samuel Brittan “Eşitsizliğe karşı Haçlı seferine son veriniz” başlıklı yazısını, “eşitlik” kavramının ne kadar “yanlış”, “zararlı” olduğunu kanıtlamaya ayırdığını gördük. Brittan, “Yeniden dağılım”a evet ama “eşitlik talebine hayır” diyor. Çünkü “eşitlik talebi”... “bütün mülklerle gelirler devlete aittir” demek oluyormuş.
\nBunlar şaşırtıcı tepkiler değil, bir anlamda “eşyanın doğasına uygun”... Ama Times’ta Giles Cohen’in, “Bırakın TV seyretsinler, sokağa çıkmalarını önler” başlıklı yazısı gerçekten sıra dışıydı?
\nCohen, öğrenci olaylarında “Savaş Abidesine” tırmanan, İngiliz bayrağına asılarak sallandığı için 16 ay hapis cezası talebiyle yargılanan Charlie Gilmoure’un avukatının savunmasını örnek veriyor. Ailesi, Gilmoure’a çocukken hiç televizyon seyrettirmemiş, bu genç adam ülkenin en önemli anıtı “Şanlı Ölüler” heykelini daha önce TV’de görmediği için tanıyamamış. Gilmour’a TV seyrettirmeyen solcu anne ve babası, onun yalnızca tarih öğrenmesini engellemekle kalmamış, terbiyeli davranmayı öğrenmesini de önlemişler.
\nCohen yazısını, “Ben şimdi eve gidiyorum, sekiz yaşındaki kızımı TV önüne koyup orada bırakacağım” sözleriyle bitiriyor. Yazının öğrenci olaylarına kızgınlığın yanı sıra, şaka boyutu da yüksek. Ama, insan bir yıldır, ekonomik krizin ortasında, İngiltere’de devlet kanalı BBC’de, yüksek üretim maliyetlerine karşın, sunuma giren tarihi dizilere, programlara bakınca, her şakanın içinde bir gerçek vardır saptamasını ve de Guy Debord’un “Gösteri Toplumu” yapıtını anımsamadan edemiyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- 2'si ağır, 3 polis yaralandı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Mauro Icardi'den Wanda Nara açıklaması!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi