Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bolivya’da darbe

14 Kasım 2019 Perşembe

Bolivya’da seçim sonuçları iktidar ve muhalefet arasındaki gerginlikleri sokağa taşıdı. Faşist çeteler, Morales taraftarı yerli halka saldırmaya başladılar. Yerli halkın da saldırılara cevap vermeye başlaması bir iç savaş olasılığını gündeme getirdi. Ordu “istikrarını sağlamak” adına Morales’i istifaya çağırdı. Morales istifa etti, Meksika’ya gitti.

Küba, Venezüella, Arjantin yönetimleri ve İngiltere’de İşçi Partisi Başkanı Corbyn darbeyi kınadılar. Hemen her yerde sol hareketler, emperyalizmin müdahalesinden, Latin Amerika’daki hibrit savaş hamlesinden söz ediyorlar. Darbeyi, emperyalizmi, sokaklardaki faşist çeteleri lanetlemek gereklidir, ancak, yaşananlardan ders almak için yeterli değildir. Madalyonun öbür yüzüne, Morales yönetimine de bakmak gerekir.

Büyük ekonomik başarı

Morales, 2006’da başkan seçildi. Ülke bağımsızlığını kazandığından bu yana, sömürgecilerin soyundan gelen Mestizo bir egemen sınıfın temsilcileri tarafından yönetiliyordu. Mestizolar, yerli halkı aşağı görüyordu, Bolivya’da ilk kez yerli halktan ve işçi sınıfından, kendini sosyalist, antiemperyalist olarak tanımlayan birinin başkan olmasını içlerine sindiremediler. Morales’in ekonomi yönetimi de büyük şaşkınlık yarattı. IMF, Morales’in ekonomi politikalarını eleştiremiyor, ülkenin petrol ve gaz kaynaklarını, 20 civarında sanayi şirketini devletleştirmesini, ihtiyatlı bir tutum olarak görüyordu.

Morales başkanlığı, dünya piyasalarında temel malların fiyatlarındaki bir artış dönemine rastladı. Ülkenin yıllık ihracat geliri 1.4 milyar dolardan 7 milyar dolara yükseldi. Okul, hastane, enerji santralı inşaatlarına, elektrik ağının genişletilmesine, sulama tesislerine yönelik, yalnızca 2018 yılında 6.5 milyar dolara ulaşan devlet harcamaları, yoksul kesimlerin yaşam koşullarını iyileştirmeye yönelik mali yardımlar ekonomiyi canlandırdı.

Morales döneminde yıllık ekonomik büyüme istikrarlı biçimde ortalama yüzde 5 düzeyinde seyretti. Bolivya’da yoksulluk sınırı altında yaşayanların toplam nüfus içindeki payı 2006’da yüzde 59.9’dan 2017’de yüzde 35.6’ya, aşırı yoksulların payı yüzde 38.2’den yüzde 15.2’ye geriledi. Morales döneminde asgari ücret net olarak üç kat arttı.

Peki, Latin Amerika’da son 20 yılda yükselen “pembe (antiemperyalist halkçı) dalganın” en başarılı örneklerinden sayılan Morales’in toplumsal desteği son yıllarda neden zayıflıyordu? Morales, ömür boyu başkan kalabilmek için 2016’da halkoyuna başvurdu ve kaybetti. Son seçimlerde, Morales’in rakibi öndeyken oy sayımı aniden durdu, YSK 24 saat sustu, sonra Morales’in 1. turda kıl payı kazandığı açıkladı.

Pembe, kırmızı değildir

Morales’in halkçı ve antiemperyalist tutumunun antikapitalist, Pembe”nin Kırmızı, sosyalizmin gelir dağılımıyla ilgili olmadığını göremezsek gereken dersleri çıkaramayız.

Morales’in sosyoekonomik politikaları alt sınıflara kaynak transfer ederken, üretimi, tüketimi, ekonomik büyümeyi artırdı. Morales’in toplumsal tabanındaki küçük girişimciler, işçi çalıştıran, lokantacı, tamirci-zanaatkâr, çiftçi gibi, küçük ölçekli kapitalizmin yaygınlaşmasını da hızlandırdı. Kısacası Bolivya’da Morales politikaları, onun temsil ettiği yerlileri ve işçi sınıfını aşağı gören kapitalist sınıfın, ırkçı Mestizo entelijansiyanın, kapitalistleşme hayallerinin değirmenine su taşıdı.

Sınıf-ekonomi-devlet ilişkilerinin, daha da önemlisi sosyalizmin temel özelliklerini yadsıyan Morales yönetimi, “itibardan tasarruf olmaz” mantığıyla 27 katlı, bir duvarı camdan bir Başkanlık Sarayı inşa ettirdi, ama 14 yıl boyunca, sermaye sınıfının güç biriktirmesini önleyemediği gibi, faşizmi besleyen Mestizo kültürünü değiştiremedi; ordusuyla, polisiyle basınıyla, yargısıyla, ideolojik aygıtlarıyla, yeni bir iktidar inşa edemedi.

Sosyalizm, kapitalizmin ufkunun ötesine geçmekle, iktidarın mülkiyet temelini değiştirmekle, demokrasinin (devletin) sınırlarını emekçi halkı kapsayacak, kapitalist sınıfları dışlayacak biçimde düzenlemekle ilgili bir süreçtir; kapitalizmi, halka da bir şeyler dağıtarak yönetmekle değil. Bu çaba her zaman, bir aşamada, kapitalizmin sınırlarına çarparak dağılır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump! Nasıl yani? (2) 14 Kasım 2024
Trump! Nasıl yani? 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları