Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Şahsım Devleti’nde fenomenler ve ponziler 2
Sevgili okurlarım, yazının başlığı sizi yanıltmasın, bu yazı bu konuda yazdığım dördüncü yazı.
Daha önce şunları yazdım:
Devlet çökünce her yer kirlenir!
Devlet çökünce ahlak da çöker!
Şahsım Devleti’nde fenomenler ve ponziler 1
Son yazımda “Şahsım Devleti” ve “Fenomen” terimlerini tanımlamıştım.
Bugün “Ponzi”yi ve onun “Şahsım Devleti” ile olan ilişkisini anlatacağım.
***
Ponzi adıyla anılan Saadet Zinciri dolandırıcılığı, katılanların açgözlülüğüne ve piyasa koşullarının çok üstünde, gerçekçi olmayan gelir vaat eden bir yönteme dayalıdır.
Bu sistemde katılanlara, piyasanın çok üstünde gelir güvencesi verilir.
Bu güvenceye inanmaları için de ünlü kişilerin ve/veya ünlü kurumların adları kullanılır, gerçek olmayan faaliyet görüntüleri gibi bilgiler yayımlanır.
İlk başlarda, ilk katılanlara, sonradan katılanların paraları kullanılarak gerçekten yüksek gelirler ödenir ve böylece başka katılımcılar bulmaları sağlanır.
Sisteme katılanlar yavaşlayınca sistemde gerçek gelir yaratan bir kaynak ve/veya faaliyet olmadığı için, vaat edilen ödemeler aksamaya başlar...
Bu aksamalardan dolayı yeni katılımlar durunca da ödemeler olanaksızlaştığı için sistem çöker; paraları zimmetine geçiren yönetici kaçar veya hapse girer.
Bu sisteme Ponzi denmesinin nedeni, bu yöntemin ilk kullanılışının Charles Ponzi tarafından ABD’de, 1920’li yıllarda gerçekleştirilmiş olmasıdır.
Ponzi, 40 binden fazla kişiyi posta pullarından özel bir kâr elde ettiğine inandırarak yüzde 50 faiz vaat etmiş ama böyle bir gelir olmadığı için, bir süre sonra iflas etmiş, hapse girmiştir.
ABD’de 2000’lerin başında Bernard Madoff adlı bir borsacı da aynı yöntemle binlerce kişiyi 20 milyar dolara yakın dolandırmış ve foyası meydana çıkınca o da hapse girmiştir.
Türkiye’de de, Özal zamanında “Banker Kastelli”, 90’lı yıllarda “Titan Saadet Zinciri” ve son zamanlarda “Çiftlik Bank” ve “Süt Bank” gibi Ponzi olayları yaşanmıştı.
Özetle, Ponzi sistemi piyasanın çok üstünde gelir elde etmek isteyenlerin dolandırılmasına dayalıdır:
Son Ponzi olayında, ünlü bir spor adamının ve sistemi işleten kişinin şube müdürü olduğu bankanın adları kullanılarak güven sağlanmış ve katılımcılar böyle dolandırılmıştır.
***
Kanımca, bu son olayda:
“Şahsım Devleti” döneminde, büyük yolsuzluk iddialarının ve gelir transferlerinin kamuoyuna yansımış olması...
“Şahsım Devleti” rejiminin toplumda yol açtığı “Anomi”, yani kuralsızlık ve keyfilik de...
Vaat edilen olanaksız yüksek gelirlerin gerçekçi olarak algılanmasına ve aralarında ünlü futbolcuların da bulunduğu kişilerin kolayca dolandırılmalarına ortam hazırlamıştır.
Not: Pazar yazılarımda değindiğim, Kavala, Atalay ve Demirtaş başta olmak kaydıyla, hukuksuz olarak içeride yatanları, hastaları, yaşlıları unutmadım. Onların sorunlarını sosyal medyada da dile getiriyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
DEM Parti'den 'talep listesi' iddiasına yanıt
-
İmamoğlu dosyasına dokunan yanıyor mu?
-
Mahir Polat için yeni karar!
-
Üniversite hastanesinden açıklama geldi
-
CHP MYK üyeleri belli oldu
-
Başarır gözaltındayken onu savunan AKP'li isim kimdi?
-
Garson, 'Hesabınızı Ekrem Başkan ödedi' dedi...
-
Hasan İmamoğlu, 'kayyum' sonrası ilk kez konuştu
-
Askeri öğrencilere verilecek ceza belli oldu
-
İmamoğlu için kaç imza toplandı?