Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nefret söylemi ve kurbanlar!
Can Dündar’a geçmiş olsun!
***
“Nefret söylemi”, şiddeti, zulmü destekleyen en büyük kaynaklardan biridir…
Adeta yaşayan bir organizma gibidir:
Hem zalimler tarafından kullanılır hem de zalimleri kullanır!
***
“Nefret söylemi” mukaddes değerleri istismar eder:
Bir insana ya da bir gruba karşı, dinsel, mezhepsel, etnik, milliyetçi, siyasal, ideolojik, ahlakçı, cinsiyetçi bir “nefret” ifade eder.
***
“Nefret söylemi” genellikle siyaset tarafından kullanılır…
Medya ile beslenir, büyütülür…
Sonunda tüm toplumu pençesine alır.
Nasıl sevgi, sevgiyi çoğaltırsa…
“Nefret söylemi” de başka “nefret söylemlerini” teşvik eder ve çoğaltır.
***
Türkiye’de, dinci Vakit gazetesinin birinci sayfadan fotoğraflarını basıp hedef gösterdiği Ahmet Taner Kışlalı, Ali Günday, Mustafa Yücel Özbilgin gibi kişiler, doğrudan nefret söyleminin kurbanlarıdırlar.
Bu gazete, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Bahriye Üçok gibi yazarlarını nefret söylemlerine kurban vermiştir.
***
Nefret söyleminin, dini, ırkı, milliyeti yoktur:
Örneğin 2011 yılında, Arizona’da ABD Kongre Üyesi Gabrielle Giffords bir silahlı saldırıya uğradı.
Giffords felç oldu, biri 9 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere 6 kişi öldü.
Bölgenin polis müdürü bu eylemin bir “Zehirli bir siyaset ortamından kaynaklandığını” belirtti.
“Nefret söyleminin” Amerikan siyasetini de zehirlediği pek çok yorumcu tarafından dile getirildi.
Cumhuriyetçi Parti’nin 2008’deki Başkan Yardımcısı adayı, eski Alaska Valisi Sarah Palin, Giffords’un ismi üzerine hedef sembolü koyup “Nişan al” diye yazmış, yani onu açıkça hedef göstermişti.
***
Can Dündar da Cumhurbaşkanı tarafından “Hain” diye damgalandı; hedef gösterildi.
Türkiye’de nefret söylemi, AKP ve Erdoğan tarafından siyasette stratejik bir araç olarak kullanılıyor:
Bu söylem, artık sadece tüm toplumu zehirlemekle kalmıyor, bireylerin hayatlarını da doğrudan tehdit ediyor; onunla da yetinmiyor, tüm medyayı hedef alıyor.
Kurşunların ardından gelen mahkeme kararı da Can Dündar’la Erdem Gül’ü aşan, bütün medyayı kapsayan bir facia.
Türkiye’de ifade ve haber alma/verme özgürlüğü, aşağıdan tetikçilerin, yukarıdan da politikacıların ve mahkemelerin baskısı altında!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!