Ne adildi ne de gerçek!

18 Mayıs 2023 Perşembe

Salı günkü yazımda dört soru sormuş ve bunların yanıtlarını arayacağımı belirtmiştim.

Şimdi birinci sorunun yanıtını aramaya başlıyorum:

Erdoğan/AKP iktidarı bütün siyasal ve ekonomik başarısızlıklarına ve Demokratik Cumhuriyet Rejiminin altını oymasına rağmen hâlâ seçmenlerin yarısına yakın bir desteği nasıl sağladı?

a) Çünkü siyasal yapı ve özellikle genç seçmen, 20 yıllık iktidar döneminde yeniden eğitilmiş ve biçimlendirilmiş olmakla birlikte dışarıdan da seçmen ithal edilmişti!

i) 18-35 yaş arası seçmen Erdoğan/AKP iktidarı döneminde eğitilmiş ve düşünce yapıları biçimlendirilmişti.

ii) Orta Asya’dan, Ortadoğu’dan pek çok sayıda sığınmacı çeşitli biçimlerde seçmen yapılmıştı.

iii) 20 yıllık iktidar döneminde ülke kaynaklarının kötüye kullanılmasıyla iktidara bağımlı yeni bir zengin sınıf yaratılmıştı.

b) Çünkü propaganda dönemi adil değildi:

Erdoğan/AKP iktidarı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün olanaklarını Erdoğan ve Cumhur İttifakı lehine kullandı.

Bir başka deyişle, Erdoğan/AKP iktidarı ve Cumhur İttifakı dışındaki bütün adaylar, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün olanaklarını kötüye kullanan (yani istismar eden) adaylara ve partilere karşı yarıştılar.

i) Örneğin, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar, görevlerinden istifa etmeden ellerindeki bütün olanakları seçim propagandasında açıkça kullandılar ve bununla da övündüler.

ii) Örneğin RTÜK üyelerinin saptamalarına göre Devlet Televizyonu olan ve bütün siyasal partilere eşit davranması gerek TRT:

Erdoğan’a, 32 saat 42 dakika 47 saniye...

Bahçeli’ye, 25 saat 27 dakika 40 saniye...

BBP’ye, 33 dakika, 43 saniye...

DSP’ye, 13 dakika, 11 saniye...

Yeniden Refah’a, 7 dakika...

HÜDA PAR’a, 6 dakika, 45 saniye...

Yer vermiştir.

Bu verilere göre, Devlet Yayın Organı olan TRT’de Cumhur İttifakı, toplam, 59 saat 11 dakika, 6 saniye canlı yayında kalmıştır.

Buna karşılık:

Kılıçdaroğlu, 32 dakika 23 saniye...

Akşener, 10 dakika 35 saniye...

Canlı yayında yer alabilmişlerdir.

Sonuç olarak Millet İttifakı’nın toplam canlı yayın payı 42 dakika 58 saniyedir.

Sinan Oğan, Muharrem İnce ile DEVA, Gelecek, Demokrat Parti ve Saadet partileri TRT ekranlarında hiç yer almadı.

Özetle iktidar, devletin TRT’sinin ekranlarında muhalefetin 85 katı daha fazla yer aldı.

iii) Ayrıca yine devlet olanakları, muhalefetin ilişkili olmadığı terör örgütleriyle bağlantılı olduğunu iddia eden yalan haber, iddia ve videoların yayınları için kullanıldı.

iv) Bütün medyanın yüzde 98’i iktidarın elinde veya denetiminde olduğu için, bütün ülke, sürekli olarak yukardaki saptırmalar bağlamında, iktidarın lehine, muhalefetin aleyhine propagandalara maruz bırakıldı.

c) Çünkü seçmen listelerinin ve sandık tutanaklarının gerçeği ne kadar yansıttıkları konusunda tartışmalar vardı:

i) Örneğin, İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan seçmen listeleri seçmenler tarafından hane bazında kontrol edilemiyordu.

ii) Örneğin, “ithal seçmen” sayısı belli değildi.

iii) Örneğin, seçim sonuçlarında ıslak imzalı tutanaklara yapılan itirazlarla HÜDA PAR Meclis’te bir sandalye kaybetmişti.

iv) Örneğin, Muharrem Erkek 2269 sandıktaki sonuç tutanağında tutarsızlık olduğunu saptadıklarını belirtti.

d) Muhalefet partileri ve adayları ciddi baskı altındaydı:

i) HDP hakkında kapatma davası vardı.

ii) Ekrem İmamoğlu hakkında siyasal hak kısıtlamasına kadar gidecek kovuşturmalar vardı.

iii) Özellikle YSP ve HDP parti mensupları ciddi bir baskıya ve suçlamalara maruz bırakılmışlardı.

e) İktidar karşılıksız para bastı ve dağıttı:

i) Maaşlara ve ücretlere bol keseden zam yapıldı ve bunlar, sürekli basıldığı için değeri düşen paralarla ödendi.

Böylece seçmende sanki enflasyona karşı korunuyorlarmış gibi yanlış bir izlenim yaratıldı.

f) Dinci ve ırkçı stratejiler ön plana çıkarıldı, Demokratik Hak ve Özgürlükler ve geçim derdi yerine, kimlik siyaseti uygulandı:

i) Türk-Kürt ayrımcılığı vurgulandı.

ii) Sünni-Alevi ayrımcılığı vurgulandı.

iii) Dini kimlikleri kötüye kullanan (istismar eden) laiklik karşıtı söylemler ve eylemler gündeme getirildi.

iv) Aşırı söylem ve eylemlerle milliyetçilik duyguları da kötüye kullanıldı.

g) Güvenlikçi stratejiler kullanıldı:

i) Terör tehdidi vurgulandı.

ii) Ülkenin bölünmez bütünlüğü tehdit altında denildi.

iii) Dış güçlerle içli dışlı yakın ilişkiler kurulmuş olmasına rağmen, emperyalizm karşıtlığı ve milliyetçilik vurgulandı.

***

Yukarıdaki izlenimler, seçim sonuçlarına ilişkin sorduğum dört sorunun sadece birincisine ilişkin yanıtlardır.

Sakın konuyu burada bıraktığım sanmayın.

Çok daha farklı ve temel çözümlemeler ile 28 Mayıs’ta, Adalet arayışının nasıl olması gerektiğine ilişkin öneriler, daha sonraki yazılarımda!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

1 Mayıs 2024 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları