Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İktidar ve tepki anayasası taslağı-2

01 Aralık 2022 Perşembe

Altılı Masa yeni döneme geçiş için oluşturduğu Anayasa Taslağı Önerisini 1) Önsöz, 2) Genel Gerekçe ve Maddeler, 3) Anayasa Değişikliği Önerisi ve Gerekçeler olarak üç bölüm halinde açıkladı.

Özellikle Önsöz ve Genel Gerekçeler bölümleri, (sağ siyasetin bazı yanlış takıntılarını yansıtan ifadeler kullanılmış olmakla birlikte) Demokratik Rejim için umut veren bir iyi niyetle hazırlanmış.

84 değişiklik maddesi içinde yeterli olanlar da var, ayrıntıya girilmediği için yetersiz kalanlar da.

Daha da önemlisi hiç değinilmeyen maddeler de var.

Ama unutmayalım ki bu metin Anayasa değişikliği için taslak bir metindir; üzerinde tartışılması için hazırlanmıştır.

O nedenle gerek Önsöz gerek Genel Gerekçe gerekse 84 madde üzerinde (umut ederim ki) Anayasa Hukuku öğretim üyeleri uzun ve anlamlı tartışma metinleri hazırlayacaklardır.

(Eğer iktidar korkusundan yine dillerini yutmuş rolüne bürünürlerse, ne akademik camia, ne tarih, ne de siyaset onları affeder!)

Maddeler üzerindeki ayrıntılı tartışmaları (şimdilik) Anayasa Hukukçularına bırakarak Altılı Masa’nın niteliği ve metnin genel havası hakkında bir iki gözlemimi aktarmak istiyorum.

***

Altılı Masa ya da Millet İttifakı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Demokratik Rejimi savunmak için sağ siyasal partilerle bir ittifak oluşturma stratejisine uygun olarak uzun ve ince bir çalışma ile hayata geçirilmiştir.

Bu stratejinin altında, hiç kuşkusuz, sağ siyasetin Demokratik Rejimi yozlaştıran:

“Sandıktan çıkan her şeyi yapar” yanlış anlayışının egemenliği...

“Temel Hak ve Özgürlüklerin, özellikle ifade özgürlüğünün muhalifler ve medya tarafından kullanılmasının din ve milliyet gibi mukaddes kimliklere dayalı ideolojik gerekçelerle engellenmesi”...

Özetle “Demokrasinin” “seçimler sonunda azınlıkta kalanların haklarını ve özgürlüklerini yok sayan, onları Milli İrade dışı gören bir ‘Çoğunluk Diktatörlüğü’ biçiminde algılanması”...

Yanlışlarının...

Bu yanlışların başarıya ulaştığı(!) ideal durumda(!) yaşanan “Şahsım Devleti” felaketi örneği karşısında...

Aynı yanlışın bir daha yapılmasını engelleyecek bir Anayasa’nın, sağ kesimin de desteğiyle yürürlüğe konması hedefi vardı.

Elbette bu hedef seçim kazanmaya bağlı olduğu için, seçime yönelik bir ittifak da söz konusuydu.

Kılıçdaroğlu bu hedefi başarıyla gerçekleştirmiş görünüyor.

***

Ama tam bu noktada Altılı Masa’nın ya da Millet İttifakı’nın hem gücü hem de yumuşak karnı ortaya çıkıyor:

Gücü, sağ siyasetin (“Şahsım Devletinden” nemalananların dışında kalan) temsilcilerinin nihayet Demokratik Rejim’in temel niteliklerini (görünüşte de olsa) kabul etmiş olmasındadır.

Yumuşak karnı ise masada Demokratik Rejimi gerçekten herkes için savunan tek partinin CHP olması, buna karşılık, öteki beş partinin de yukarıda sıraladığım Demokrasi karşıtı yanlışlara bulaşmış olmakla zedelenmiş geçmişlerden ve ideolojilerden gelmeleridir.

Bir başka sorun, sağ siyaseti destekleyen emperyalist ve oligarşik güçlerin ve bunların etkisiyle “Şahsım Devletine” destek veren seçmenlerin de güçlü varlıklarıdır.

Dolayısıyla, Altılı Masa’daki sağ partilerin siyasal ve ideolojik güçleri çok önemli olmakla birlikte, sayısal güçleri çok sınırlıdır.

***

Türkiye’nin bugün yaşadığı büyük bunalım, sağ siyasetin yanlışlarının başarısını(!) yani doruk noktasını simgeleyen “Şahsım Devletinden” gelmektedir.

***

Bu noktaya nasıl gelinmiştir?

Bu noktaya, sağ siyasetin yanlışlarının:

(1) 12 Mart ve 12 Eylül Darbeleri, (2) Birinci ve İkinci Milliyetçi Cephe Hükümetleri, (3) ABD, AB, (4) Tarikatlar ve Cemaat ve (5) kendilerini solcu sanan aymaz yazarlar...

Tarafından desteklenmesiyle gelinmiştir.

***

Bu noktaya nereden gelinmiştir?

Bu noktaya:

Dünyanın en ileri ve en demokratik anayasalarından biri olan 1961 Anayasası’nın önce erozyona uğratılması, sonra da yürürlükten kaldırılması ve 1982 Anayasası ile 16 Nisan 2017 sözde halkoylaması yoluyla gelinmiştir.

1961 Anayasası, toplumsal ve ekonomik yapının yansıması olan, üstelik bir bölümü darbeler gibi Anti-Demokratik nitelikler taşıyan, siyasal süreçlere direnememiştir.

***

Özetle sorun, yani “Şahsım Devleti” felaketi, tek bir kişi sorunu değil, tek bir kişiye “Şahsım Devletini” kurduran, siyasal, eğitimsel, kültürel ve ekonomik yapı sorunudur.

Geçiş Dönemi Anayasa Taslağı Önerisi’ne bu açıdan baktığımda, “Şahsım Devletine” tepki ile hazırlanmış iyi niyetli ama toplumsal, siyasal, kültürel, ekonomik yapı açısından ciddi eksikleri olan bir çaba görüyorum.


Değerli okurlarım, yurtdışı seyahatim çok sorunlu geçiyor. Bu nedenle gelecek perşembe gününe kadar bir hafta izin rica ediyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları