Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Devlet, hükümet, din ve şahıs

28 Şubat 2023 Salı

Depremzedelerin “Devlet nerede?” çığlıkları ve iktidarın bu çığlıklara tepkileri, Devlet-Hükümet-Şahıs farklılıklarını bir kez daha gündeme getirdi. 

İnsanlığın iki çelişkisi vardır: İnsan-doğa ve insan-insan çelişkisi.

İnsan-doğa çelişkisi “teknolojiyi” insan-insan çelişkisi “ideolojiyi” üretir.

İnsanlık bu çelişkiler bağlamında hem bu çelişkileri çözmek için, hem de bu çelişkilerin ürünü olarak “Devlet”i kurar.

Özetle “Devlet” doğada yoktur... İnsanlar tarafından, bu iki temel çelişki bağlamında, bu çelişkilerin hem kendi içlerindeki hem de kendi aralarındaki etkileşimleri sonucunda icat edilmiştir.

Devletin kuruluş amacı yurttaşlarını, doğaya ve başka insanlara karşı korumaktır.

Dolayısıyla iki amacı vardır:

İlk, birinci ve öncelikli amacı, insanı doğaya karşı korumak, vahşi doğada var olabilmektir. Böylece hem insanlar arasındaki dayanışma ve işbirliği hem de teknoloji üretilir.

Dayanışma, işbirliği ve teknoloji üretildiği andan itibaren de ideoloji üretilmeye başlanır ve böylece devletin ikinci amacı, “insanları öteki insanlara karşı korumak” işlevi meydana gelir.

Çünkü, teknolojiye sahip olan ve dayanışma ile işbirliğini gerçekleştiren “Biz” ile, “Biz”den farklı olan, bizimle dayanışma ve işbirliği içinde olmayan “Onlar” kavramı ayrışmaya başlamıştır.

Böylece zaman içinde “kimlikler” ortaya çıkar ve “Onlar” “Bizim” düşmanlarımız haline bile gelir. Böylece insan-insan çelişkisinin ürettiği “ideoloji” kavramının, kimlikleri de üreten ilk tohumları atılır.

Elbette “Biz” ve “Onlar” diye kimliklerin farklılaşması üzerinden tohumları atılan ideoloji, “Devlet”in güçlenmesiyle, Devlet içinde, “Yöneten-Yönetilen”, “Teknolojiye sahip olan-Sahip olmayan”, “Sömüren-Sömürülen” farklılıklarını ve çelişkilerini de belirleyen bir nitelik kazanır.

Devletin ilk çekirdeği, göçebelik döneminden yerleşik döneme geçerken aile, sürü, aşiret, boy, beylik biçiminde olgunlaşır. Bundan sonrası ilkel tarih bilgisiyle bile anlaşılabilir:

Tarım Devrimi, insanları toprağa yerleştirir, din devletleri kurulur.

Bu devletlerde, Devlet, Hükümet, Din tek bir şahsın egemenliğindedir.

Yani Devlet, Hükümet, Şahıs aynıdır. Örnek, Batı’da “Devlet benim” diyen XIV. Louis’nin simgelediği Fransa ve benzerleri, Doğu’da, Osmanlı ve günümüzde de Suudi Arabistan ve benzerleridir.

Endüstri Devrimi, laikliği, seçimi, milliyetçiliği, Devlet-Hükümet-Din-Şahıs farklılaşmasını getirir.

Artık Demokrasi yükselmeye, Temel İnsan Hak ve özgürlükleri filizlenmeye başlamıştır.

Devlet yurttaşlarını korumak için hükümetten farklılaşmış, hakkı, hukuku temsil eden bir süreklilik kazanmış, hükümet ise Devlet aygıtını yurttaşların isteklerine göre kullanan geçici bir kuruma dönüşmüştür.

Fakat, seçimin ve milliyetçiliğin, sermaye, din ve siyaset tarafından istismarı, Faşizme yol açar...

Faşizmde, Devlet-Hükümet-Şahıs, din adamlarının ve sermayenin de yardımıyla yine bütünleşir.

Derken Endüstri Devrimi de Bilişim Devrimine evrimleşir:

Çağımızdaki Bilişim Devrimi’nde, ideal olarak, Demokrasi ve İnsan Hakları yerleşir, insanların din, ırk, dil, cinsiyet farkları ne olursa olsun, eşit oldukları kabul edilir.

DEVLET, BU EŞİTLİK VE ONUN TEMELİ OLAN İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNİ KORUMAK İÇİN VARDIR.

Hükümet ise bu DEVLETİ bir dahaki SEÇİME KADAR temsil etmek, DEVLET olanaklarını HALKIN YARARINA KULLANMAK üzere GEÇİCİ olarak görevlendirilen bir siyasal kurumdur.

Türkiye’nin serüveni ve depremzedelerin çığlıkları bir dahaki yazıya!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasal herestetizm 22 Aralık 2024
Güç zehirlenmesi 20 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları