Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çatlak!
\n\n\n
1970’li yılların ortasında “Türkiye’nin Toplumsal Yapısı” adlı kitabımda “Gelenekçi Liberaller” ile “Devletçi Seçkinciler” ayrımını yaptığım zaman çok eleştiri almıştım...
\nHem Ortodoks Marksistler, hem muhafazakârlar, hem liberaller hem de gardırop Atatürkçüleri karşı çıkmıştı bu paradigmama!
\nOysa bugünkü AKP iktidarı odağında yaklaşık on yıldır devam eden muhafazakâr-liberal-cemaat ittifakı, ne denli doğru bir çözümleme yaptığımı göstermiş bulunuyor.
\n***
\nDaha sonra aynı paradigmayı 1990’lı yılların sonunda yazdığım “21. Yüzyılda Türkiye” adlı kitabımda da koruyarak geliştirdim.
\nAradan geçen yıllar zarfında artık haklılığım anlaşılmış, eleştirilerin dozu da azalmış, hatta bazı yazarlar bu yaklaşımımı benimseyerek Türkiye’deki siyasal kamplar hakkında yaptıkları kendi analizlerini de bu paradigmaya dayamaya başlamışlardı.
\nAslında Türkiye’nin Osmanlı’dan gelen ve Cumhuriyet döneminde devam eden toplumsal yapısı açısından çözümleme mantığım çok basit bir olguya dayalıydı:
\nOsmanlı İmparatorluğu ‘Sanayi Devrimi’ni ıskalayarak endüstrileşme sürecinin dışında kaldığı için toplumsal sınıflar klasik Batı çizgisinde, yani sermaye sınıfı ve işçi sınıfı ekseninde gelişememişti...
\nNitekim yeni Cumhuriyetin kuruluşu da bu nedenle bir sınıfsal devrimle değil, bir Kurtuluş Savaşı sonunda Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kafalarındaki çağdaş ulusal-endüstriyel-demokratik devlet modeline göre oluşturulmuştu.
\nKökleri daha Osmanlı dönemindeki Batılılaşma çabaları sırasında atılan bu modelin uygulayıcılarına “Devletçi Seçkinciler” demiştim.
\nToplumda sermaye birikimi olmadığı ve bunun doğal sonucu olarak burjuvaziyle birlikte işçi sınıfı da gelişemediği için bu kadro, mevcut feodal yapının bir bölümü ve sivil-asker bürokratlarla ittifak içinde, ‘Atatürk devrimleri’ adı verilen çağdaş Cumhuriyet modelini uygulamaya başlamıştı.
\nBu harekete karşı iki muhalefet gelişti:
\nBirinci muhalefet çizgisi, din-tarım imparatorluğunun feodal yapısının devletle bütünleşemeyen kesimlerinden, din ve gelenek kökenli olarak ortaya çıktı.
\nİkinci muhalefetse bu devrimlerin devlet eliyle yapılmasına karşı çıkan ademi merkeziyetçi, liberal, yoksul ve sınıf bilincinden yoksun kalabalıklara dayalı yazarlardan ve politikacılardan geldi.
\nBu iki çizginin Cumhuriyete karşı muhalefeti “Gelenekçi Liberal” cephe ittifakını doğurdu.
\nİşte bu iki karşıt cephenin mücadelesi alttan alta, (ayrıntılar için benim kitabıma bakılabilir) bütün Cumhuriyet döneminde sürdü...
\nVe günümüzdeki AKP iktidarı odağında, dışardan da destek alarak topluma egemen oldu.
\n***
\nElbette Türkiye’deki toplumsal ve ekonomik gelişme çağdaş sınıflar çizgisinde ilerledikçe bu cepheler de dağılacak ve ilişkiler sermaye sınıfı-işçi sınıfı ilişkileri eksenine oturacaktı, ama olaylar tam böyle cereyan etmedi:
\nTeknolojik gelişmeler, Sovyetler’in yıkılması ve ‘Küreselleşme’nin ABD öncülüğünde tüm dünyaya egemen kılınması, sermayenin yaygınlığını ve gücünü arttırırken işçi sınıfının hem sübjektif hem de objektif gelişmesini durdurdu.
\nBu nedenle başta İdris Küçükömer olmak kaydıyla, pek çok sosyal ve siyasal bilimciyi yanıltan klasik Batı modeli çözümlemeleri ülkemizde hâlâ tam geçerli değil...
\nİttifaklar hâlâ siyasal-ideolojik düzlemde gerçekleştiriliyor.
\nÜstelik sınıfsal gelişmelerin ‘Küreselleşme’ bağlamında duraklaması bir yana, sahneye yeniden ırk ve din kavramları yani kimlik siyaseti egemen oldu.
\n***
\n2011 seçimlerinden hemen önce başlayan ve seçimlerden sonra artarak süren, AKP-cemaat birlikteliğiyle liberaller arasındaki çatlak işte böyle bir sürecin sonunda ortaya çıktı.
\nÖnce cemaatçi yazarlarca “yol ayrımı” olarak dile getirilen, sonra özgürlüklerin sınırını “25 kuruşa simit yok artık” diyerek çizen Başbakan Erdoğan tarafından bizzat ifade edilen “Gelenekçi Liberal” cephe içindeki bu çatlak, bugüne kadar olduğu gibi bugün de sınıfsal temellerden yoksun...
\nArtık sınıfsal farklılıkların yerini alan din ve ırk farklılıkları ekseninde oluşan, üstelik de demokrasi ve insan hakları temelinde ortaya çıkan siyasal bir sürtüşme!
\n***
\nBakalım iki yüzlü emperyalizm bu çatlak çerçevesinde hangi yüzünü çevirecek Türkiye’ye:
\nİnsan hakları ve demokrasi şampiyonluğu yapan yüzünü mü...
\nYoksa “Benim emrinde olduğun sürece her türlü otoriterliğe ve totaliterliğe izin var” yüzünü mü?
\nVe bu çatlak çerçevesinde yaşanacak itiş kakışlar daha ne kadar mide bulandırıcı davranışa ve yazıya yol açacak!
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
En Çok Okunan Haberler
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu
- Mitinge neden katılmadığını açıkladı
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- İmamoğlu'na 'ahmak' dedi, davaya çağırdı
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'
- Halk TV'den ayrılan Şirin Payzın'ın yeni adresi netleşti
- Kayyuma karşı istifa etti