Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bugünlere nasıl ge(tiri)ldik?

27 Mayıs 2016 Cuma

“Bugünlere nasıl geldik” sorusu yanlıştır:
Doğru soru “Bugünlere nasıl getirildik?” biçiminde olmalıdır.

***

Bugünlere nasıl getirildik?
1) Cumhuriyet, ekonomik-toplumsal ve kültürel devrimlerini tamamlayamadan İkinci Dünya Savaşı çıktı ve dünya yeniden biçimlendi.
2) Savaş sonrasında Stalin’in Boğazlar ve Kuzeydoğu Anadolu istekleri ortaya çıktı; Türkiye bundan korkarak Batı’ya sığındı. Soğuk Savaş, dinci ve milliyetçi antikomünist ideolojilerle, Türkiye’yi de etkiledi.
3) Cumhuriyet Devrimleri (Atatürk Devrimleri) toplumsal yapıyı, sınıfsal anlamda dönüştüremeden, yani çağdaş sermaye sınıfı ve bunun gelişmesine bağlı olarak işçi sınıfı oluşamadan, bu sınıfların ürünü olan Çok Partili Demokrasi deneyimi başlatıldı.
4) Çok Partili Demokrasi ile seçim kazanarak iktidara gelen Demokrat Parti, Demokrasiyi geliştireceğine boğdu:
a) Sınıfsal olarak toprak ağalığına, yani feodaliteye dayalı idi.
b) İktidardaki CHP’nin muhalifi olarak Demokrasinin temelini oluşturacak Cumhuriyet Devrimlerine karşı bir tavır içindeydi.
c) Toplumun demokratik ilkeler çerçevesinde geliştirilmesini değil, kendisini iktidara getiren yapının o noktada sabitlenmesini hedefliyordu.
d) Demokrasi sayesinde iktidara geldiğini ihmal ederek, tek parti dönemi uygulamalarını örnek aldı.
5) Demokrat Parti’nin demokrasiyi askıya alan Tahkikat Komisyonu aracılığıyla yaptığı sivil darbeye karşı gerçekleştirilen 1960 askeri müdahalesi, özgürlükçü ve topluma aşama atlatan 1961 Anayasası’nı kabul etti. Ama 3 DP liderinin infazıyla, siyasal yaşamda onulmaz yaralar açtı.
6) 1961 Anayasası’nın sola açık tutumundan korkan ve özgürlükçü tutumunu istismar eden Soğuk Savaş dünyasının egemenleri, içerdeki feodal kalıntılar ve sağcı güçlerle ittifak halinde, ülkeyi istikrarsızlaştırıp, 1971 ordu darbesini gerçekleştirdiler; 1961 Anayasası’nın özgürlükçü yapısı hacamat edildi, sol bastırıldı, 3 gençlik lideri infaz edilerek siyasette bir yara daha açıldı.
7) 1971 darbesi de yeterli görülmedi: Soğuk Savaş dünyasının egemen güçleri ve içerdeki antikomünist oluşumlar, ülkeyi yeniden istikrarsızlaştırarak 1980 darbesini hazırladı. 1980 darbesi solu ve demokrasiyi tamamen ezdi; Atatürk’ün adını kullanarak Atatürk Devrimlerini yozlaştırdı, ülkeyi dinci-mezhepçi-ırkçı-milliyetçi yapıya hazırladı.
8) Soğuk Savaş sonrasında ülke, Küresel neoliberalizmle bütünleştirildi. Ortadoğu’nun yeniden biçimlendirilmesi başladı, darbeci-sağcı-dinci iktidarlar, ABD’nin ileri karakolu olma işlevine soyundu; Kürt varlığı, içte terör, dışta yeni devlet oluşumlarına yol açtı..
9) Ve 21. yüzyılla birlikte, soldan arındırılmış, demokratik hak ve özgürlükleri iğdiş edilmiş ülkede, “kullanışlı aptalların” da desteğiyle, uluslararası neoliberalizmle bütünleşmiş olan despotik iktidarın temelleri atıldı.

***

Türkiye bugünkü noktaya “kendiliğinden gelmedi”:
Askeri darbelerle, sağ iktidarlarla, siyasal cinayetlerle, “içten ve dıştan, itile kakıla, zorla getirildi!”
Artık kendisine saygısı olanların, kendi kaderlerine sahip çıkmaları, demokrasi için savaşmaları gerekiyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları