Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

12 Mart!

12 Mart 2024 Salı

Bugün, ülkemizi bu karanlık döneme taşıyan askeri müdahalenin, 12 Mart 1971 darbesinin 53. yıldönümü.

Sevgili okurlarım, Çok Partili Dönemin darbeler tarihini ve bu darbelerin arkasındaki iç ve dış süreçleri iyi bilmeden, 12 Mart 1971 darbesinin anlamını iyi kavramak olanaklı değildir.

Bu nedenle arka plan konusunda çok kısa bir toplumbilimsel anımsatma ile işe başlamak gerekiyor!

Mustafa Kemal Atatürk, Serbest Cumhuriyet Fırkası ile, ciddi bir deneme yapmış olmasına rağmen, Çok Partili Düzen’e geçememişti...

Çünkü toplumsal, ekonomik, kültürel ve siyasal yapı, yapılan büyük reformlara rağmen, henüz, nüfusu köle köylü aşamasından özgür kentli aşamasına taşıyamamıştı.

Toprak Ağaları ile Din Adamları egemenliğindeki nüfus, Demokratik Rejimi kuracak ve sürdürecek çağdaş bir sınıfsal niteliğe ve bilince erişememişti.

Toplum hâlâ Toprak Ağalarının ve Tarikatların (din adamlarının) egemenliğindeydi.

Bu egemen sınıflar, Cumhuriyet reformlarına rağmen, özellikle de bu reformlara karşı direnerek varlıklarını ve güçlerini sürdürüyorlardı.

İsmet İnönü, biraz Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimi’ni tamamlamak için, biraz da İkinci Dünya Savaşı sonrasında esen Demokrasi rüzgârlarının ve Sovyet taleplerinin yarattığı korkunun etkisiyle Çok Partili Düzen’e geçti.

Ama toplumda, dünyada Demokratik Rejimi kuran sınıflar, yani çağdaş bir sermaye sınıfı ile güçlü bir işçi sınıfı yoktu.

Onun yerine, Cumhuriyeti kuran Devrimcilerin karşısına muhalefet olarak Toprak Ağaları ve Din Adamları (tarikatlar) çıktı.

Bu sınıflar ise Cumhuriyetin tasfiye etmek istediği, Ortaçağ kalıntılarıydı.

Sonunda, Çok Partili Rejim’e geçilince, Cumhuriyeti kuran Devrimcilerin yerine, “tarihsel olarak geriden gelen bu sınıfları” temsil eden, Cumhuriyet düşmanı “gerici” politikacılar egemen oldu.

Bunlar Cumhuriyet değerlerine karşı olduklarından Demokratik Rejimi, ileri taşımak yerine, geri götürmeye çalıştılar.

Çok Partili Rejim’in ilk darbesi, Menderes’in TBMM’de, 15 milletvekilinden kurduğu Tahkikat Encümeni’ne, 28 Nisan 1960’ta, yargı erkinin bütün yetkilerini aktarması ile Anayasa’yı ihlal etmesi sonunda ortaya çıkan bir sivil darbedir.

27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi, Demokrat Parti’nin Demokratik Rejimi yıkarak yaptığı bu Sivil Darbe’ye karşı, Demokratik Rejimi korumak için yapılmış bir müdahaledir.

Bu müdahale sonunda Türkiye’ye çağ atlatan 1961 Anayasası kabul edilmiştir.

İşte 12 Mart 1971 müdahalesi, 27 Mayıs Askeri Darbesi’ne ve 1961 Anayasası’na karşı yapılan bir Askeri Darbedir.

Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, darbenin nedenini “Sosyal uyanış ekonomik kalkınmayı aştı” diye son derece açık seçik bir biçimde belirterek demokrasiye karşı tavrını net olarak ortaya koymuştu!

İlhan Selçuk Ziverbey Köşkü’nde işkenceye tabi tutuldu.

12 Mart 1971’de, Demokrasi’ye karşı yapılan Askeri Darbe’yi destekleyen Cumhurbaşkanı, Cevdet Sunay’dı.

Sunay, “Türkiye’yi solcu gençlere mi emanet edeceğiz, elbette vatanını milletini seven, milliyetçi, mukaddesatçı İmam Hatip mezunlarına” diyerek 1961 Anayasası’nı hacamat eden 12 Mart 1971 darbesinin destekçisi olmuştu.

12 Mart 1971, kısa bir Ecevit Erbakan koalisyonundan sonra, 1975 yılında Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti’ne, o da yine kısa bir Ecevit hükümetinden sonra, 1980 Darbesi’ne yol açtı ve Türkiye 1982 Anayasası ile bugünlere getirildi.

Ama yılmadan, usanmadan, Demokrasi için direnmeye ve mücadeleye devam edeceğiz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları