Deniz Yıldırım

Bugün Türkiye’de iki ittifak karşı karşıyadır

25 Mayıs 2019 Cumartesi

31 Mart seçimleri öncesinde yatıyorduk “beka”, kalkıyorduk “beka”. Öyle ki Erdoğan’ın Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda bu durum, “Bugün Türkiye’de İki İttifak Karşı Karşıyadır” başlığıyla sunuluyor ve muhalefet güçlerinin ittifakı “beka” sorunu gibi yansıtılırken, “illet, zillet” sözleri de havada uçuşuyordu.
Seçim bitti. Gerçekten de Türkiye’de iki ittifak karşı karşıya; fakat bu karşıtlık ülkenin geleceğine, birliğine, varlığına dönük bir dostluk-düşmanlık ilişkisinde değil; halkın sorunlarına çözüm üretmek adına izlenen programda beliriyor. Açayım.
Türkiye’nin çoğunluğu krizde. Ne demek bu, krizde azınlık-çoğunluk olur mu? Olur. Sefası, lüksü değişmeyene kriz yok. Tasarrufu bu kesim de, saraylarla yönetenler de yapmaz; öyleyse fatura halka kesilir.
Demek ki krizi halk, yani çoğunluk hissetmekte. Asgari ücretli, emekli, işçi, işsiz, memur, öğrenci, çiftçi, esnaf için maliyetler artmakta; geçen yıl hayatı sürdürmek için yapılan temel harcamalar bile yapılamaz hale gelmektedir. Sonuç mu? Alımlar kısılmakta, kemerler sıkılmakta, alışkanlıklar değiştirilmekte, kıt kanaat geçinmek için yollar aranmaktadır. İşsizlik korkusuysa sesleri bastırmaktadır.
Yerel siyaset bütün bu sorunları çözemez. Ancak belediyenin harcama tercihlerindeki öncelikleri değiştirme; yandaşa, ihale sevdasıyla halka din pazarlayanlara akan rant musluklarını kısma, halka yüklenen faturayı hafifletme ve günlük, gerçek sorunlara çözümler bulunabileceğini kanıtlama adına büyük bir işleve sahip olabilir. İmamoğlu’nun yereli aşan ve Türkiye siyasetinde tartışma eksenini değiştiren asıl etkisi de budur kanımca. Sürdürülmelidir.

Zam ve pahalılık ittifakı
Şimdi bakalım gerçek karşıtlıklara. Muhalefetin ittifak halinde kazandığı şehirlerde toplu ulaşıma, suya indirim geliyor; gençlere dönük rahatlatıcı tedbirler açıklanıyor. İzmir’den Mersin’e, Ankara’dan Adana’ya bu icraatlar ve kısa vadeli planlar gündemde. Ankara’da Mansur Yavaş seçim kampanyası sürecinde suya indirim yapacağını söyledi; seçimden önce indirim geldi. İstanbul’da İmamoğlu seçimi kazanır kazanmaz ulaşıma ve suya indirim planını meclise getirdi; YSK darbesiyle başkanlığı elinden alındıktan sonra AKP belediye meclis üyeleri tarafından apar topar geçirildi.
Ankara’da AKP’nin hamlesi seçime dönüktü; İstanbul’da da 23 Haziran’a dönük elbette. Aldatıcı olmasın. Gerçeklik seçim baskısı yokken, yani halkın nefesini hissetmezken AKP-MHP ittifakının belediyelerinde alınan kararlarda.
Örneğin Bursa büyükşehirde AKP’li belediye, seçimden hemen sonra toplu ulaşıma zam yaptı.
Örneğin Manisa büyükşehirde MHP’li belediye suya büyük zam yaptı bu hafta. Hangi partinin desteğiyle? Elbette AKP’nin. Oysa kasım ayında, 2019 yılında suya zam yapmayacaklarını müjdelemişti MHP’li başkan. Ne oldu şimdi? Ne olacak; seçim bitti.
Yine bu hafta Samsun büyükşehirde AKP’li belediye suya ve sayaç bakım, onarım bedellerine ciddi oranda zam yaptı. Bilin bakalım kimin desteğiyle? Bildiniz, MHP. Kim itiraz etti? CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi.
Partiler arasındaki ittifakların ölçüsü söylemler değil, eylemlerdir. AKP-MHP birlikteliğinin seçim sonrasındaki ilk ortak uygulamalarına bakınca, krizi halkın sırtına yükleyen zamları görüyoruz. Öyleyse Türkiye’de bugün iki ittifak karşı karşıyadır; AKP ve MHP ittifakı, zam ve pahalılık tarafındadır.
İyi, güzel de bunu bir de meşrulaştırmak gerekmez mi? Elbette gerekir. İttifakın bileşenleri bu konuda da iyi anlaşıyor.
Manisa’nın MHP’li belediye başkanı su zammını haklılaştırmak için, “Almadan vermek Allah’a mahsus” diyor; Samsun’un AKP’li başkanıysa, “Yoktan var etmek Allah’a mahsus”.
Dincilik halkın hoşuna giden işler yaparken partileri, kişileri; halkın hoşuna gitmeyen işler yapınca da Allah’ı hatırlatmaktır ve dine de zarardır.
Halkçılık ise, Allah ile aldatmamak ve halkın gerçek sorunlarına kamucu çözümler bulmaktır. Rota budur; halkın gerçek sorunlarına çözüm için mevcut muhalefet belediyelerinin daha fazla adım atmasını ve kaynakları halk için kullanmasını talep ve takip etmekse, elbette bu olumlu ilk adımları not ederek, görevimiz olmalıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyet’e veda 4 Haziran 2022

Günün Köşe Yazıları