Cüneyt Arcayürek

Yeni Türkiye Nereye?..

16 Eylül 2014 Salı

Başbakan AD ilk kez genel siyaset üzerine konuştu.
Ancak konuşma muhalefeti uyutma stratejisinin bir parçası mıdır, yoksa gerçekten içten, gerçekçi bir konuşma mıdır ya da RTE’yi korumak için şövalye bir tavır mı takınıyor, pek anlaşılmadı.
AD açıklamalarında asla kutuplaştırıcı bir dil kullanmadığını söylüyor, ancak muhalefetten aynı karşılığı görmediğinden yakınıyor.
“Yani ben yumuşamadan yanayım mı diyorsunuz” sorusuna da,
“Tabii öyle. Cumhurbaşkanı’nı siyasi tartışmaların parçası haline getirmek istemiyorum. Artık Cumhurbaşkanı’nı değil, beni muhatap alsınlar” diye yanıtlıyor,
Buraya kadarı iyi de ama daha sonraki ifadeleri gerçekçi değil.
Muhalefetin Cumhurbaşbakan RTE’yi muhatap almamasını istiyorsa Başbakan AD, önce Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırlar içinde kalmasını, bu uyarıya RTE’nin riyayet etmesini sağladıktan sonra muhalefetten onu değil, kendisini muhatap almalarını istemesi gerekiyor.

***

Zira AD’nin bu istekte bulunduğu gün dış geziye çıkan RTE, açıklanması hükümete düşen sorunlarda basına geniş açıklamalar yaptı.
Amerikan basınında giderek yaygınlaşan Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki terör örgütleriyle yakınlığını yanıtladı.
Türkiye’nin terörle ilgili görüşlerinin değişmediğini söyledi.
İyi ama IŞİD’le mücadele için üye sayısı 40’a ulaşan uluslararası koalisyon adına IŞİD’in silahlı güçlerini bombalayan ABD uçaklarına İncirlik Hava Üssü’nü bile açmamasının nedenleri açıklamadı.
Hükümet programında yer alan, örneğin çözüm süreciyle ilgili gelişmelerden tutun da işçi haklarına değin her konuda başbakanmış gibi bilgiler verdi.
RTE’nin savunduğu ya da bilgi verdiği konularda henüz Başbakan AD doğru dürüst açıklama yapmamışken, muhalefet RTE’nin bir cumhurbaşkanı gibi değil, başbakanmış gibi yaptığı açıklamalara bakarak neden RTE’yi muhatap almasın?

***

Amerikan medyasında örneğin WSJ’deki “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil” diyen yazı ve benzeri haberleri, insani yardım konusunda bazı gazetelerde yalan yanlış haberler çıktığını vesile yaparak IŞİD’e operasyon, NATO zirvesiyle ilgili haberleri yalanladı.
RTE, ABD ile bu konularda hiçbir ayrılık olmadığını söylüyor ama Amerika’dan gelen, kulislere yayılan haberler bu söylemini doğrulamıyor.
Gerçek şu ki, ABD’de de iki ülke arasındaki ilişkilere artık kuşkuyla bakılıyor.
Bu kuşku RTE’nin aşağıdaki davranışlarının eseri.
Ortadoğu’da ne yapmak istediği, Batı’yla ilişkilere nasıl baktığı, bütün aksi açıklamalarına karşın pek inandırıcı görülmüyor.
Ne var ki, başta ABD, Avrupa ülkeleriyle ipleri koparacak da ne yapacak?
Bu sırada bu soruyu yanıtlayacak yandaş medyada dikkat çekici bir haber çıktı
RTE’nin kapalı kapılar arkasında yaptığı konuşmalarda, hocası Erbakan’ın AB’ye karşı İslam ve Arap ülkeleriyle kurmayı hayal ettiği örgütü, Batı’yı ürkütmemek için olacak, şimdilik danışma mekanizması diye canlandırmayı düşündüğünü söyledi.
49 rehineyi gerekçe yaparak IŞİD’e uluslararası müdahaleye gönülsüz evet demesini şimdilik ABD de, AB de, koalisyona üye ülkeler yutarlar ama… Türkiye ile ilgili geleceğe dönük kimi olasılıkları da bir yana not ettiklerine kuşku yok!

***

Bu kuşku ve kaygılar yalnız dışarıda değil, içeride de konuşuluyor tartışılıyor.
Yeni Türkiye nereye diye sormaya gerek yok. 2023 hedefi yalnız bir köprü, Boğaz’da tüneller değil herhalde.
Hiç kuşku yok RTE’nin kafasındaki amaç, Batı’yı idare edip (edebilirse) Doğu ile daha sıkı fıkı diplomatik, ekonomik ve sosyal yaşam içeriyor.
Toplumda her seçimde kanıtlanan vurdumduymazlık varken bu amacı neden gerçekleşmesin?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları