Çankaya’ya çıkarken kendinden öncekilere benzemeyen, “değişik bir cumhurbaşkanı” olacağını söylemişti. Sözünde durdu.

Daha önceki cumhurbaşkanlarının

kimileri iktidarların yanlışlarını düzeltmeye, kimileri sorunlara yön vermeye özen gösterdi.

Çankaya’daki AKP’li ise güncel olayları yansıtan haberleri; bir konu, bir sorun üzerinde medyadaki yorumları, değerlendirmeleri dikkatle izliyor ve...

…siyasal alanda ve medyada oluşan havayı gözeterek; örneğin Dersim arşivlerinin açılması ağırlık kazanıyorsa “arşivler açılmalı” buyuruyor.

Bir iki yıldır uzun tutukluluk sürelerinin cezaya dönüştüğü hukuk, medya, siyasal çevrelerde tartışılıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye’yi uzun tutukluluk süreleri nedeniyle tazminat vermeye mahkûm ediyor...

Yaklaşık iki yıldır Türkiye’de duymayanın kalmadığı saptamalar, Çankaya’daki AKP’linin nihayet dün dikkatini çekmiş olacak ki; uzun tutukluluk süresinin cezaya dönüşmesinden “çok rahatsız” olduğunu açıklıyor...

***

Uygulanan hukuk sistemi gereği, örneğin Ergenekon davalarının bir değil, iki değil, belki sekiz on yıl süreceği üç yıldır tartışılıyor, vurgulanıyor.

Bir türlü kopamadığı partisi yetkililerinin, örneğin Adalet Bakanı’nın yargı sürecinin kısaltılması için çalışmalar başladığından söz etmesi üzerine Çankaya’daki dün “yargı süratlendirilmeli” diye açıklama yapıyor.

Gerekti mi ulusal iradenin simgesi olmakla övünüyor. Ulusal iradenin seçip parlamentoya gönderdiği tutuklu milletvekillerinin bir an önce tahliye edilmesini sağlayacak yasal gereksinmeleri hükümetine dayatmak ve bu çirkinlikten ülkeyi kurtarmak gerektiğini söyleyemiyor...

Uzun tutukluluğun cezaya dönüştüğünden ve kısa zamanda hukuksal açıdan bu sakıncanın kaldırılması gerektiğinden Başbakanına söz ettiğini içeren bir habere, Çankaya açıklamasına rastladınız mı? Elbette hayır!

Yıllardır tartışılan; iki-üç yıl önce kamuoyunda, medyada, hukuk ve siyasal çevrelerde kabul gören görüşleri, Çankaya’daki AKP’li iki üç yıl sonra taze bir konuymuş gibi, benimseyen, yapılması gerekenleri emreden açıklamalarıyla topluma şirin görünme çabasındadır amma…

…velakin; idareimaslahatçılık öylesine sanata dönüştü ki ülkemizde, güncel sıkıntılara yıllar sonra ortak görüntü vermeye çalışan “yukarıdaki” AKP’linin, idareimaslahata uygun davranışlarını açığa çıkarana da rastlanmıyor.

***

Son günlerde medyada, hatta partisindeki eleştirileri dikkate alarak şike yasasının üzerine atladı.

Futbol otoriteleriyle görüştü. Meclis’teki dört partinin yasayı değiştirme girişimini izledi ve sonra yasa çıkıp da her renkten; kimi sarı-kırmızı, siyah-beyaz, kimi sarı-lacivert renklere kurban yorum ve yazılarıyla tanınan spor yazarlarından esinlendi. Cezaları indiren yasanın bir çeşit af yasası olduğu görüşünü benimsedi, yasayı içine sindiremediğini ilan etti. Ne zaman?

Basında -Ergenekon soruşturmasındaki şüphelilere yargısız infaz yazılarıyla ünlenen- bir AKP milletvekilinin (Şamil Tayyar’ın) eleştirisel mektubu ve… AKP Genel Merkezi adına Hüseyin Çelik’in, Başbakan Yardımcısı “ağabeyi” Bülent Arınç’ın yasayı sindiremediklerini açıklamaları üzerine…

…yasayı incelemeye aldığını söyledi.

Oysa yasa üç partinin yanı sıra AKP grubunun oylarıyla geçti Meclis’ten.

Eleştirileri arkasına, dört partiyi karşısına alarak, şike yasasını Meclis’e göndereceğinden söz ediliyor.

İyi güzel de kırk yılda bir aklının yatmadığı bir yasayı Meclis’e iade olasılığı gerçekleşirse...

…bugüne dek toplumdaki tepkileri dikkate alarak hükümetin hangi yasasını yeniden görüşülmek ve düzeltilmek gerekçesiyle TBMM’ye iade ettin diye sormazlar mı insana?

Sorarlar! Varsın sorsunlar.

Gerçeği söyle, uyar, eleştir. Duyulmaz ne çanı ne de kayası kalmayan Çankaya’da!

Vurdumduymazlık egemen!