Cüneyt Arcayürek

Padişahlığın, Tek Adamlığın İtirafı!..

05 Aralık 2014 Cuma

Nihayet baklayı ağzından çıkardı RTE.
Türkiye Cumhuriyeti’ni yaptırdığı görkemli saraydan yönettiğini açıkladı.
Kendini Osmanlı padişahlarına benzettiğini şöyle itiraf etti:
“İstanbul’da -Osmanlı padişahlarının yaptırıp bırakıp gittikleri- Dolmabahçe,Topkapı var” diyor.
Daha sonra kendini padişahlar gibi halkın parasını harcayarak arkasında, Batı dünyasın-dan fersah fersah geri kalmış, köhne bir ülke bırakan padişahlara utanmadan benzeterek:
“Bizden sonra gelenler acaba bizden öncekiler ne bıraktı diye sorduklarında, ortaya koyduğunuz bir eser var mı diye sorduklarında buna (tonlarla parayla yaptırdığı, döşediği saraya) bakın, bununla övünün” diyor.
Kendini, Dolmabahçe, Topkapı saraylarından ülkeyi yöneten padişahlara benzettiği itiraf içeriğindeki sözleri işte tam şöyle:
“Şu anda Türkiye Cumhuriyeti devleti nere-den yönetiliyor, nereden yönetildi? Bu soruyu soranlara bir cevap vermek gerektiğinde işte bu cevabı, bu duruşuyla, bu saray verecektir” diyerek açıkladı.
Bu sözün arkasında neler yattığını araştır-maya gerek yok.
Saraydaki kendini son padişah sanan adam:
“Ne parlamento, ne hükümet, ne demokrasi, ne laik sosyal hukuk devletine şu ne bu.
Diktatör dedikleri, Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten tek adamım ben!” diyor.

***

Bu açık itiraftan sonra, bu adamın niyetleri üzerinde neden boşuna laf üretiyor, zaman harcıyor, nefes tüketiyoruz ki...
Hepsi boşuna.
Adam, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri’nin verildiği törende ne söyleseniz, yazsanız, eleştirileriniz bana vız gelir diyen bir diktatör çırağı tavrıyla, “Tek adamım ben,Türkiye’yi bu saraydan yönetiyorum” diye bas bas bağırıyor.
Utanmak, sıkılmak, hiç değilse idarei masla-hatçı bir üslupla sarayı ve yapımında ve sonrasında harcanan paraları savunuver. Hayır!
İnsan kendi eliyle yüzündeki sahte maskeyi indirerek gerçek yüzünü artık saklamaya gerek görmeyince; işte RTE gibi itiraflarda bulunmaktan çekinmiyor.

***

Şimdi sarayın maliyet gerçeğine dönelim ve bireylerin meşreplerine göre yükselen tabii saraydaki adamın duymayacağı, duysa bile önem vermeyeceği, bugüne dek açıklanma-yan yeni rakamlara yönelen sessiz seslere kulak verelim:
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan’ın açıklamalarına göre:
Sarayın peyzajı için yüzde sekseni ithal olan ağaçlara milyarca lira harcandı...
Abooo!..
Sarayda 63 asansöre eklenecek 18 asansörün daha toplam maliyeti 30 milyon lira. Bu asansörlerin aylık bakımı 18 bin lirayı buluyor.
Yuhhh!
Sarayda 4 bin metrekare el dokuması halı var, her halının metrekaresi 100 Avro.
Ohaaa!
Saraydaki özel üretim perdeler ve klozetler yurtdışından getirildi.
Sarayın yer üstünde bin odası bulunuyor. Yeraltındakiler bilinmiyor.
Hesaplara göre sarayın maliyeti 5 milyarı aşıyor.
Burada özel üretim yapılıyor. Ultra lüks malzeme kullanılıyor.
Bu yüzden metrekare maliyeti binlerce lira tutuyor.
Bu saray normal inşaat maliyeti ile değerlendirilemiyor.
Çüş sesleri!

***

Saraydaki adam bu seslerden, rakamlardan babasının malı gibi kullandığı ülke halkının tepkilerinden rahatsız olmuyor kuşkusuz.
O ülkeyi yöneten tek adam ya; şimdi işi gücü 2023’e dek ülkeyi İslama dönüştürmenin planlarını, hazırlıklarını yapıyor.
Eğitimde 4+4+4’le dindar bir gençlik yetiştirne girişimine ek olarak; şimdi ilkokula giden küçük yaştaki çocukların din dersleri ile çağdaş Cumhuriyet aleyhine beyinlerinin yıkanması hazırlığında.

***

Uluslararası Şeffaflık Örgütü; 2014 Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 175 ülke arasında geçen yıllara oranla Türkiye’yi 11 basamak düşürerek yolsuzluk ve rüşvet konularında bir rekor kırdığını açıkladı...
Bu ve daha önceki yazdığımız gerçekler...
... Saraydaki tek adamın ne umuruna!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları