Cüneyt Arcayürek

Denktaş...

15 Ocak 2012 Pazar
\n

Rauf Denktaş öldü.

\n

Yaşamını bağımsızlığa adayan bir siyaset adamı olmaktan da öteye

\n

Kıbrıs Türklerini cemaat olmaktan çıkarıp ulus olma bilincine ulaştıran bir

\n\n\n

dava adamıydı Denktaş.

\n

Denktaşla gönül ve görüş birlikteliğimiz, 1958lerde başladı. 1960’lardan sonra dostluğa dönüştü ve ölünceye kadar sürdü.

\n

Bu dostluğumuz Barış Harekâtında askerle birlikte, bütün gazetecileri atlatarak Kıbrısa çıktığım günlerde de; Denktaşı 2002’lerde hükümetin ve medyanın acımasız biçimde eleştirdiği sırada da, daha sonraki bunalımlı günlerinde de hiç yitmedi.

\n

Denktaş, halkı için elbette bir önderdi, ama yanı sıra Türkiye dostu idi.

\n

Bugün Adadaki kimilerinin, hatta Türkiyeyi komşu bir ülke olarak tanımlayan kimi siyaset adamlarının aksine; Kıbrıs davasının ancak Türkiyenin birlikteliği, hangi hükümet işbaşında olursa olsun, Türkiyenin desteğiyle çözüleceğine inanırdı.

\n

Siyasal alanda ve medyada aleyhindeki söylemlerle yazılara değinenleri; dudaklarında alaylı hafif bir gülümseme, sesine yansıyan alaylı bir tonla yanıtlayabilen ender siyaset adamıydı Denktaş...

\n

***

\n

1958’lerdi. Ankara Radyosunda hemen her gün saat 20.00lerde yarım saat yayımlanan Kıbrıs Saatini yazmaya başladığım ilk günlerde, odamın kapısı açıldı, içeriye fotoğraflarından tanıdığım Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş girdi.

\n

Hürriyette Sedat Simavinin Kıbrıs Türklerinin davalarını savunan başyazılarıyla ateşlenen Kıbrıs davasını, Adadaki gelişmeleri ve Kıbrıslı Türklerin siyasal ve toplumsal gereksinmelerini anlatmak üzere Dr. Küçük ve yardımcısı Denktaş hükümetle görüşmek üzere sık sık Ankaraya geliyordu...

\n

Hürriyet dışında Türk gazeteleri Kıbrıs sorununun üzerine yoğun biçimde eğilmedikleri sırada Ankara Radyosundaki Kıbrıs Saatinin yayınları, hem Rumların egemen olduğu Adada hem de Kıbrısı Yunanistana bağlamakta kararlı görünen Atinadaki Karamanlis hükümetinde ilgiyle ve tabii tepkiyle izleniyordu...

\n

Her gelişlerinde bana Kıbrıstaki Rum baskı ve cinayetleriyle siyasal gelişmelerle ilgili bilgiler veriyorlardı.

\n

Denktaşla dostluğumuz öyle başladı.

\n

1960 Zürih ve Londra anlaşmalarından önce Lefkoşaya gittim. Denktaş evinde yemeğe aldı. Eşi Aydın Hanımla, küçük çocuklarıyla tanıştım. Birlikte Adayı gezdik. Rumların, Türklere büyük paralar ödeyerek topraklarını satın aldıkları günlerdi. Arabasıyla Bafa götürdü beni. İki tabanca vardı yanında, bir de çanta. Çantadaki paralarla Rumlara satmadan önce Türk köylülerinin topraklarını cemaat adına satın alıyordu.

\n

Denktaş; Zürih ve Londra anlaşmalarıyla kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin (Fatin Rüştü Zorluya da söyledi) süreceğine hiçbir zaman inanmadı.

\n

Rumların olası niyetlerini, planlarını önceden keşfetmekte öylesine ustaydı.

\n

Atinanın Adayı Yunanistana bağlamayı amaçlayan ENOSİSten, Makariosun ise emekli Yunan Albayı Grivasın yönettiği EOKA örgütünün Türkleri katleden kanlı eylemlerini desteklemekten asla vazgeçmeyeceğine inanıyordu...

\n

Türk cemaati adına bu görüşleri BM Güvenlik Konseyinde açıklayınca Makarios tarafından Kıbrısa dönüşü yasaklandı. Ankaradaki sürgün yılları başladı.

\n

Denktaş, Cinnah Caddesinde 1. Basın Sitesindeki evimin bulunduğu C Blokta bir üst katımıza taşındı.

\n

Sık sık bir araya geliyorduk. Aklı Kıbrısta, gelişmelerdeydi.

\n

1967 yılı Ekim ayında bir gün Denktaş; önemli bir konuyu benimle konuşmak istediğini, ancak -o zamanlarda da aynı korku, kaygı vardı- kimi kulakların dinlemesini engellemek için benim VWnımla dolaşırken konuşmamızı önerdi.

\n

Gazi Çiftliği ve dolaylarında dolaştık arabayla. Kıbrısa kaçak gitmeye karar verdiğini ve kendisine yardımcı olmamızı istedi. Genel Yayın Müdürümüz Necati Zincirkıran -herhalde patronumuz Haldun Simavi ile görüşerek- Denktaşa her türlü yardımı yapacağımızı bildirdi. Denktaşla benim de katılacağım Kıbrısa kaçak giriş planını görüştük. Sürat motorunu ve diğer gereksinmeleri sağlayacaktık. Denktaştan hareket gününü bildirmesini beklemeye koyulduk.

\n

31 Ekim 1967 sabahı erken saatte kapı çalındı. Açtım. Denktaşın yakın adamlarının biri bir zarf uzatıp hızla uzaklaştı. Açtım zarfı:

\n

Mektup Denktaştandı. Olası sorumluluklardan kaçındığı için, özür dileyerek beni birlikte götürmekten vazgeçtiğini, Adaya yalnız gitmeye karar verdiğini bildiriyor, şayet başına bir şey gelirse ailesini -tabii Hürriyete- emanet ediyordu.

\n

Öğle üzeri radyo yakalandığı haberini verdi. AP hükümetinin yoğun baskısı sonucu Denktaş, Ankaraya iade edildi... 13 Nisan 1968de Adaya dönme izni çıkıncaya kadar sık sık Denktaşla buluşup dertleştik.

\n

O gün Denktaşla birlikte Kıbrısa gittim. Rum gazetelerindeki fanatik Rum düşmanı gazeteci diye gösteren başlıklar ve uçaktan inerken kocaman bir fotoğrafımla birlikte

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları