Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Denktaş...
Rauf Denktaş öldü.
\nYaşamını bağımsızlığa adayan bir siyaset adamı olmaktan da öteye…
\n…Kıbrıs Türklerini cemaat olmaktan çıkarıp ulus olma bilincine ulaştıran bir
\n\n\ndava adamıydı Denktaş.
\nDenktaş’la gönül ve görüş birlikteliğimiz, 1958’lerde başladı. 1960’lardan sonra dostluğa dönüştü ve ölünceye kadar sürdü.
\nBu dostluğumuz Barış Harekâtı’nda askerle birlikte, bütün gazetecileri atlatarak Kıbrıs’a çıktığım günlerde de; Denktaş’ı 2002’lerde hükümetin ve medyanın acımasız biçimde eleştirdiği sırada da, daha sonraki bunalımlı günlerinde de hiç yitmedi.
\nDenktaş, halkı için elbette bir önderdi, ama yanı sıra Türkiye dostu idi.
\nBugün Ada’daki kimilerinin, hatta Türkiye’yi komşu bir ülke olarak tanımlayan kimi siyaset adamlarının aksine; Kıbrıs davasının ancak Türkiye’nin birlikteliği, hangi hükümet işbaşında olursa olsun, Türkiye’nin desteğiyle çözüleceğine inanırdı.
\nSiyasal alanda ve medyada aleyhindeki söylemlerle yazılara değinenleri; dudaklarında alaylı hafif bir gülümseme, sesine yansıyan alaylı bir tonla yanıtlayabilen ender siyaset adamıydı Denktaş...
\n***
\n1958’lerdi. Ankara Radyosu’nda hemen her gün saat 20.00’lerde yarım saat yayımlanan Kıbrıs Saati’ni yazmaya başladığım ilk günlerde, odamın kapısı açıldı, içeriye fotoğraflarından tanıdığım Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş girdi.
\nHürriyet’te Sedat Simavi’nin Kıbrıs Türklerinin davalarını savunan başyazılarıyla ateşlenen Kıbrıs davasını, Ada’daki gelişmeleri ve Kıbrıslı Türklerin siyasal ve toplumsal gereksinmelerini anlatmak üzere Dr. Küçük ve yardımcısı Denktaş hükümetle görüşmek üzere sık sık Ankara’ya geliyordu...
\nHürriyet dışında Türk gazeteleri Kıbrıs sorununun üzerine yoğun biçimde eğilmedikleri sırada Ankara Radyosu’ndaki Kıbrıs Saati’nin yayınları, hem Rumların egemen olduğu Ada’da hem de Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamakta kararlı görünen Atina’daki Karamanlis hükümetinde ilgiyle ve tabii tepkiyle izleniyordu...
\nHer gelişlerinde bana Kıbrıs’taki Rum baskı ve cinayetleriyle siyasal gelişmelerle ilgili bilgiler veriyorlardı.
\nDenktaş’la dostluğumuz öyle başladı.
\n1960 Zürih ve Londra anlaşmalarından önce Lefkoşa’ya gittim. Denktaş evinde yemeğe aldı. Eşi Aydın Hanım’la, küçük çocuklarıyla tanıştım. Birlikte Ada’yı gezdik. Rumların, Türklere büyük paralar ödeyerek topraklarını satın aldıkları günlerdi. Arabasıyla Baf’a götürdü beni. İki tabanca vardı yanında, bir de çanta. Çantadaki paralarla Rumlara satmadan önce Türk köylülerinin topraklarını cemaat adına satın alıyordu.
\nDenktaş; Zürih ve Londra anlaşmalarıyla kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (Fatin Rüştü Zorlu’ya da söyledi) süreceğine hiçbir zaman inanmadı.
\nRumların olası niyetlerini, planlarını önceden keşfetmekte öylesine ustaydı.
\nAtina’nın Ada’yı Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan ENOSİS’ten, Makarios’un ise emekli Yunan Albayı Grivas’ın yönettiği EOKA örgütünün Türkleri katleden kanlı eylemlerini desteklemekten asla vazgeçmeyeceğine inanıyordu...
\nTürk cemaati adına bu görüşleri BM Güvenlik Konseyi’nde açıklayınca Makarios tarafından Kıbrıs’a dönüşü yasaklandı. Ankara’daki sürgün yılları başladı.
\nDenktaş, Cinnah Caddesi’nde 1. Basın Sitesi’ndeki evimin bulunduğu C Blok’ta bir üst katımıza taşındı.
\nSık sık bir araya geliyorduk. Aklı Kıbrıs’ta, gelişmelerdeydi.
\n1967 yılı Ekim ayında bir gün Denktaş; önemli bir konuyu benimle konuşmak istediğini, ancak -o zamanlarda da aynı korku, kaygı vardı- kimi kulakların dinlemesini engellemek için benim VW’nımla dolaşırken konuşmamızı önerdi.
\nGazi Çiftliği ve dolaylarında dolaştık arabayla. Kıbrıs’a kaçak gitmeye karar verdiğini ve kendisine yardımcı olmamızı istedi. Genel Yayın Müdürümüz Necati Zincirkıran -herhalde patronumuz Haldun Simavi ile görüşerek- Denktaş’a her türlü yardımı yapacağımızı bildirdi. Denktaş’la benim de katılacağım Kıbrıs’a kaçak giriş planını görüştük. Sürat motorunu ve diğer gereksinmeleri sağlayacaktık. Denktaş’tan hareket gününü bildirmesini beklemeye koyulduk.
\n31 Ekim 1967 sabahı erken saatte kapı çalındı. Açtım. Denktaş’ın yakın adamlarının biri bir zarf uzatıp hızla uzaklaştı. Açtım zarfı:
\nMektup Denktaş’tandı. Olası sorumluluklardan kaçındığı için, özür dileyerek beni birlikte götürmekten vazgeçtiğini, Ada’ya yalnız gitmeye karar verdiğini bildiriyor, şayet başına bir şey gelirse ailesini -tabii Hürriyet’e- emanet ediyordu.
\nÖğle üzeri radyo yakalandığı haberini verdi. AP hükümetinin yoğun baskısı sonucu Denktaş, Ankara’ya iade edildi... 13 Nisan 1968’de Ada’ya dönme izni çıkıncaya kadar sık sık Denktaş’la buluşup dertleştik.
\nO gün Denktaş’la birlikte Kıbrıs’a gittim. Rum gazetelerindeki fanatik Rum düşmanı gazeteci diye gösteren başlıklar ve uçaktan inerken kocaman bir fotoğrafımla birlikte…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi