Cüneyt Arcayürek

Böyle Bir Başbakan…

30 Ocak 2014 Perşembe

Demokrasiyi bozuk para gibi harcaya harcaya elinde övüneceği bir üçüncü köprü..
Boğaz’ın altından tüp kanal, bütün ülkede bilmem kaç bin km. çift yolla çarpık eğimiyle övündüğü yeni okul binaları kaldı.
Bugüne değin hiçbir seçim arifesinde kendi kamuoyuna, aman ha, 30 Mart yerel seçimlerinde ev ev gezin, tek bir oy bile yitirmeyelim.. yoksa?
Kanser gibi ülkenin her yanına yayılmış; rüşvet ve yolsuzluklarını, her konuşmasında söylediği gibi; işte, muhalefetin, her yer direnişin onca çabalarına karşın, en az eski seçimler kadar, hatta daha da aşan oranda oy alamazsak…
…milli iradenin bizi akladığını ulusa, iç ve dış kamuoyumuza nasıl yutturacağız, diyor!
Bu nedenlerle giderek yoğunlaşan her yer direniş, maazallah tsunami dalgaları gibi üzerimizden geçerse.. aman ha daha çok oy, diye bastırıyor da başka bir şey demiyor!..
Bir de yerel seçimleri ikinci ulusal savaş diye ilan etmesi yok mu?
Alaerdoğan demokrasisinin doruk noktası!

***

AKP lideri, Gezi olaylarını dış kaynakların ve içerideki taşeronlarının kurgulayıp sahneye koyduğunu, o günlerden bugüne hâlâ yineleyip duruyor.
Gezi eylemlerinin, demokrasiye aykırı, AKP hükümetini devirmeye yönelik darbe girişimi olduğu, belleğinde sabit bir fikir!
Fakat Batı dünyasının bu palavra inanışa ve açıklamalara inanmadığını kanıtlayan örnek bir süreçten geçiyoruz.
Gezi eylemlerinin dışarıdan kurgulandığında ısrar eden Başbakan…
…Peki ama ülkemizi ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın açıklamalarına ne diyecek acaba?
Hollande; “Türkiye nüfusu çok genç, dinamik. Bu dinamizmini ve demokrasi arzusunu da son aylardaki (Gezi) olaylarıyla kanıtladı. Bu gençlerin beklentileri, korkuları, gelecek üzerine kaygıları, soruları var” diyor...
RTE’ye devlet adamlığı dersi de veriyor şu sözleriyle:
“Bir cumhuriyetin görevi.. gençlerin başarısını sağlamaktır. Bu demokratik olgunluktur.”
RTE’nin bir kulağından girip öteki kulağından çıkacak dersler!..

***

Başbakan’ın ağzından eksik etmediği bir diğer temel iddia; Gezi olaylarını, hatta 17 Aralık’taki devlet krizini dışarıdaki-içerideki faiz lobisi kurguladı, tezgâhladı...
Faiz lobisi hükümetin sağlam ekonomi politikasını çökertmeyi, bu yoldan daha çok kazanmak ihtirasıyla tezgâhladığı Gezi olaylarıyla başaramayınca; hükümeti yıpratmak ve faizlerdeki direncini kırmak amacıyla bu kez, cemaati kullanarak yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarına girişti.
Fakat evrensel ekonomi kuralları, ne var ki Başbakan’ın bu iddiasını yalanlayan bir seyir izledi.
Doların ateşi öyle yükseldi, Türk Lirası öylesine değer yitirmeye başladı ki; Merkez Bankası faizleri beklenenin çok üstünde yükseltti
Kısacası Merkez Bankası, RTE’nin sürekli iddia ettiği gibi dış-iç faiz lobisinin dediğini yapmak zorunda kaldı.
İran yollarında hâlâ faizlerin yükseltilmesine karşı olduğunu söylüyor.
Ama faiz lobisini suçlayan iddiasını sankı o söylememiş gibi unutmuş görünüyor.
TÜSİAD gibi iş çevrelerini temsil eden bir kuruluşu, görüşlerini açıkladı diye hain ilan eden…
…Hükümeti eleştirdi diye şimdi elindeki devlet olanaklarını kullanarak holdinglerin dosyalarında vergi kaçakçılığı aratan…
…Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bizde olduğu gibi iş dünyasından intikam almak için böyle davranacağını açıklayan bir başbakan vardır, lütfen söyler misiniz?

***

Kökten yalanlanan iki iddia ve bu iddiaların sahibi bir başbakan.
İç ve dış dünya kamuoyunun huzurunda işte!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları