Cüneyt Arcayürek

Ama Bu Kez...

06 Aralık 2013 Cuma

Nihayet yargıdan hayırlara vesile olacak bir karar çıktı.
Uzun tutukluluğun ne insan haklarında ne de uluslararası hukukta yeri olmadığı yıllardır tartışıldı...
Bu tartışma ortamında AKP’nin Cumhurbaşkanı,
AKP’nin Meclis Başkanı,
AKP’nin Adalet Bakanı,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi,
Hâkimler ve Savcılar Kurulu,
Yandaş, yalaka medya dışında yayın organları,
İktidara bağımlı veya tutkulu yazar çizer, hukuk adamları dışında kalan hukuçular, yazarlar çizerler, bilim adamları...
... Uzun tutukluluğun en çok üç yılla kısıtlı olmasını gerekli gördüklerini, ne ki makul sürenin aşıldığını savundular ve nihayet, Anayasa Mahkemesi de bu yönde karar verdi.

***

Fakat heyhat! Bir Başbakan var ki tek başına iktidarda; hukuku guguğa çevirmek için çabaladı durdu.
Son genel seçimde, üç yıl önce milletvekili seçilenlerin hemen tahliye edilmeleri gerektiği iç ve dış hukuk çevrelerde kabul görmesine karşın Başbakan RTE, bugün yüksek yargının vardığı sonuca Nuh dedi peygamber demedi, yıllarca direndi.
Ona göre vekil seçilenlerin tahliyesini istemek partilerin kimilerini kurtarmayı amaçlayan siyasal bir manevraydı.
Bu konuda iç ve dış hukuk çevrelerinin açıklamalarının hiçbir değeri yoktu.
Yıllarca öne sürdüğü gerekçe tutsağı olduğu siyasal görüşlerin eseriydi.
Örneğin CHP’nin Mustafa Balbay’la Mehmet Haberal’ı vekil seçtirerek hapislikten kurtarmayı amaçladığı gibi kaba ve hukuksal açıdan anlamsız bir gerekçeyle uzun tutukluluğun makul süreye indirilmesine ve böylece tutuklu vekillerin tahliyesine karşı çıktı.
Ulusal iradeye saygıyı dilinden düşürmeyen, partili partisiz her herkesin ulusal iradenin kararlarına boyun eğmesindeki erdemi durmadan yineleyen Başbakan; halkın oylarıyla seçilenlerin tahliye taleplerini reddeden mahkemeyi destekleyen açıklamalar yapmaktan da geri durmadı.

***

AKP’nin özel yetkilerle donattığı Ergenekon davasını gören İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi de örneğin Balbay’ın her duruşma sonundaki tahliye talebini reddetti ve ret kararı gerekçesinde ne hikmetse onca yıl, ay sanık hakkında deliller toplanamadığını ve yurtdışına kaçması olasılığını öne sürdü.
Balbay’ın tahliyesi İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vereceği karara bağlı...
Anayasa Mahkemesi Balbay’ın derhal tahliyesini zorunlu görüyor ama yaptırım gücü yok!
Ne çare ve ne yazık ki, bu da Türkiye’ye özgü bir garabet!
Yüksek Mahkeme’nin kararı Balbay’ın derhal tahliyesini sağlayamadığı için Başkan Haşim Kılıç, Ergenekon mahkemesine,Yüksek Mahkeme’nin kararını iyi okumasını söylüyor ve dolaylı biçimde Balbay’ın tahliyesinin zorunlu olduğunu duyumsatıyor... Yüksek Mahkeme’ye karşı yerel ağır ceza mahkemesi…
Anayasa Mahkemesi’nin kararını şu ya da bu yasaya dayanarak uygulamama yetkisi olan özel yerel mahkeme!

***

Bugüne dek tahliye girişimleri o kadar çok şaşırtıcı sonuçlar verdi ki, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Umarım Anayasa Mahkemesi kararı Balbay’ı bu kez özgürlüğe kavuşturur” demek zorunda kaldı...
Yok, hayır!
13. Ağır Ceza Mahkemesi Balbay’ı tahliye etmek zorunda.
Hukuksal kimi gerekçelere sığınarak tahliyeyi reddedecek bir karar; hiçbir çevrede, hatta iktidar çevrelerinde bile, kuşku yok toplumsal vicdanda makul ve makbul görülmeyecek ve…
... İç-dış hukuksal mutabakata karşın Balbay’ın tahliyesi bu kez de reddedilecek olursa...
... Yargı tarihi, mahkemenin adını ve işlevini herhalde olumlu satırlarla yazmayacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları