Cüneyt Arcayürek

Ağaç Katliamı ile Saray Masrafı...

09 Kasım 2014 Pazar

Eşkıyanın haber vermeden köyleri bastığı gibi, bir sabaha karşı Soma’ya otobüslerle getirilengüvenlikçiler, altı bin zeytin ağacının katledilmesine engel olmak için nöbet tutan köylüleri kelepçeleyip hapsettiler.
Birden ortaya çıkan buldozerler güzelim altı bin zeytin ağacını köklerinden söktüler.
Oraya yapılacak bir termik santral için...
Burası hukuk devleti diye övüneduralım.
Hukuk ya ortada görünmüyor ya da zeytin ağaçlarının katledilmesini önlemek için yapılan başvurulara buldozer katliamı sona erdikten sonra kararını bildiriyor.
Bu nasıl iştir? Danıştay kararı daha önce termik santralı yapacak şirkete el altından ucuz fiyata fısıldandı da katliam önlenemedi mi acaba diye Türkiye’ye özgü sorular gündemde.

***

Ağaçlar sizlere ömür. Barış içinde herkes işinde gücünde imiş sanki, devletin tapusunu almış, Türklüğe yüz çevirmiş bir Cumhurbaşbakanı, Türklerin anavatanı Türkmenistan’da yine haftalık dış gezilerinden birinde.
Bir zaman önce at binmeye kalkıştı. Hayvan tahammül edemediği, RTE’yi sırtından attı. Türkmenistan’da o olayı anımsatırcasına veya alay edercesine at armağan ettiler RTE’ye.
Korkarak mı nefret ederek mi elbette anlaşılmayan bir hareketle armağan atı okşadı.

***

Bunlar bir yana, her derde deva yanıtlar içeren hazırcevaplığı ile altı bin zeytin ağacının katledilmesini yorumlamasını bekliyorum.
Altı bin ağaç mı? Varsın köklerinden söksünler. Yerlerine altı bin fidan dikiveririz. Nitekim üç milyar mı desem dört milyar mı bilemiyorum şu anda, fidan diken bir iktidarız, diyebilir.
Neden böyle bir açıklama yapmasın? Umursamazlık karakterinde var!

***

Baksanıza halk arasında Kara Saray diye sözü edilen Cumhurbaşkanlığı Ak Saray’ını savunmak için, Maliye Bakanı’nı milyarları aşan masrafın doğru dürüst rakamını açıkladı diye kafadan sallamakla, yalancılıkla suçlamadı mı?
Bir de diyor ki, saray da uçak da Hazine’ye kaydedildi!
Yok deve! Bir de üzerine kaydettirseydin!
Benim değil devletin malı için bu kadar büyük rakamlı masraf boşa yapılmadı, diyor...
Hani RTE’nin yanından geçmeyen biraz tevazu. Nerede?
Adam yeni Türkiye adını taktığı yeni bir cumhuriyet kurduğunu sanıyor.
Bir de ikide bir konuşmalarına Osmanlı’nın mirasçısı, devamı sıfatını konduruyor kendine.
Osmanlı’nın her gittiği yere bir cami yapmaktan, ora ahalisinden vergi alıp padişahım çok yaşa diye her gün dua etmekten başka hiçbir meziyeti olmayan yöneticilerini andırıyor.
Bugünkü Osmanlı’ya benzettiği debdebesini devletin bugün tartışmalı büyüklüğüne bağlıyor ve toplumdaki nefreti devlete yaraşır saraylar yaptırıyorum diyerek örteceğini sanıyor.

***

Sarayı mazur ve makul göstermek için kimilerinin gizlice yaymaya çalıştıkları gerekçe, Atatürk’e bu yoksul halk yat aldı; şu sıra -tabii sayesinde- ekonomide dünya devleri arasına ismini yazdıran, eskiyi unutturmaya çalışarak yeni bir cumhuriyet kurduğunu iddia eden RTE’ye...
...halkın duygularını, inançlarını sömürerek yıllardır iktidar olan bu adama...
...bir saray çok mu, diyesilermiş.
Oysa RTE, sıradan gelip geçen bir siyasetçi, hele hele Atatürk’ün yanında noktalı virgül bile olmayan bir adam.
RTE:
İktidarını zekâ ve hoşgörü ile sürdüremeyen, demokrasiyi sindiremeyen bir zorba, o kadar!
Genelde bu rezaletlere 2015 seçiminde halkın sandıkta vereceği yanıta bakalım...
...yaşadığı rezaletlere dur mu diyecek yoksa devam mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları