Çiğdem Toker

Yeni Bürokrat Havuzu Geliyor

28 Ocak 2015 Çarşamba

Seçimler 7 Haziran’da.
AKP, önemli gördüğü yasaları nisan ayına kadar Meclis’ten geçirmeyi hedefliyor.
76 maddelik, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili torba kanun, bunlardan biri.
Tasarı, Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda görüşülüyor.
Fakat son dönemlerdeki bütün torba kanunlarda alışıldığı üzere, bu metne de “kervan düzülürken”, ana metinle ilgisiz maddeler, önergeler marifetiyle eklenmeye başladı bile.

***

Geçen perşembe toplanan Alt Komisyon’da, tasarıya sessiz sedasız monte edilen bir madde, bürokrasiyi hareketlendirdi.
Önerge; -her ikisi de tıp doktoru mesleğinden gelmiş Manisa ve Kilis milletvekilleri-Muzaffer Yurttaş ile Fuat Karakuş’un imzalarını taşıyor.
İki sayfa uzunluğunda, dili ve kurgusuyla “dışarıdan hazırlandığı” izlenimi veren bu madde, kapsamlı bir operasyonun işaretlerini taşıyor. Şimdi değilse bile “her an” düğmesine basılabilecek bir enstrüman daha doğrusu.
Bu girişimi, yeni bürokrat havuzu diye niteleyen de var; “paraleli tasfiye” diye yorumlayan da.
Her ikisinden de iddialı teze göre ise söz konusu madde, başkanlık sistemine “de facto” geçişi sağlayacak düzenlemelerden biri.
Maddenin özü ise şu: Görevden alınması planlanan bürokratlar, başka “herhangi bir işleme gerek kalmaksızın” Başbakanlık ya da bakanlıklar bünyesindeki kadrolara “atanmış” sayılacak. Kapsam geniş; valiler, müsteşarlar, müşavirler, idare başkanları, üst kurul üyeleri diye gidiyor.
Metindeki anahtar ifade, “herhangi bir işleme gerek kalmaması”.
AKP’nin geçen sohbahar yine bir torba kanunla getirdiği, ancak Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) de hızla iptal ettiği maddeyi hatırlayanlar diyor ki:
İktidarın planı, görevden alınınca yargıya başvurup dönüş kararı alacak kamu görevlilerinin önünü baştan kesmek...

***

AYM, “görevden alınma işlemini iptal eden mahkeme kararının iki yıl boyunca uygulanmaması” maddesini geçen ekimde iptal etmişti.
Tıp doktoru kökenli milletvekillerinin önergesiyle metne monte edilen maddeyle, hem idari yargı yolunun kapatılması, hem de görevden aldığı bürokrata, özlük haklarını koruyarak uygun pozisyon bulma sorununun çözüleceği belirtiliyor. Valiler merkeze, diğerleri Başbakanlık merkez müşaviri kadrolarına, Başbakanlık, bakanlık müşavir kadrolarına “otomatik” olarak atanmış sayılacak.
Bu düzenlemenin başkanlık sistemiyle ilgisine dair getirilen yorumla ise şöyle:
“Başkanlık sisteminde, üst düzey kadrolar, başkanla gelir, başkanla giderler. Ama mevcut kamu personel rejimi, mevzuat, bu kurguya uygun değil. Getirilen madde, görevden almaları kolaylaştıracağı için, iktidara bu manevra alanını açacak.”

***

Görüşünü sorduğum, Komisyon’un CHP’li üyesi Manisa Milletvekili ÖzgürÖzel, başka bir önemli boyuta da dikkat çekiyor. Bu içerikteki bir maddenin, Sağlık Komisyonu’nda değil, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmesi gereğinivurgulayan Özel, şöyle diyor:
“Soma Kanunu’nda, ‘Üçüncü tüp bebek denemesini de SGK karşılasın’ hükmü vardı. Bu madde Plan Bütçe Komisyonu’ndan geçti. DPT’den, Hazine’den gelen vekiller, tüp bebek katılım payına karar verdi. Biz eczacılar, kadın doğum uzmanları da bürokratların ek göstergelerine... Böylece Sağlık Komisyonu, Plan Bütçe’den intikam almış oldu. Bu tablo herhalde Meclis’in yasama kalitesi hakkında fikir verir.”
Torba kanun denilen garabet, -Özel’in değindiği gibi- sadece “yasama kalitesi”ni bozmakla kalmıyor. Her biri hayatlarımızı ağzı yukarıdan bağlanan torbalara dönüştürerek, “Yeni Türkiye” adı verilen baskı rejiminin altyapısını tahkim ediyor.
Havuzdan saraya yol inşası ise son torbaya biçilmiş misyonlardan sadece biri.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları