Çiğdem Toker

İç Güvenlik Paketi ve ‘Jandarma’ Rahatsızlığı

11 Şubat 2015 Çarşamba

TBMM İçişleri Komisyonu’nda iktidar oylarıyla kabul edilen “İç Güvenlik Paketi”nin Genel Kurul görüşmesi, beklenmedik biçimde ertelendi.
Hükümet yetkililerinden, bunca önem verilen ve sayısal üstünlük marifetiyle yasalaşmasında tereddüt bulunmayan tasarının ertelenme nedeni konusunda hiçbir açıklama gelmedi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ertelemeye “Jandarma’nın sivil irade emrine verilmesi ve devre dışı bırakılması sonucu Genelkurmay’ın itirazının yol açtığını” açıkladı. Hamzaçebi, AKP’nin bir grup başkanvekilinin (Mustafa Elitaş) “Bu yasaya karşı çıkanlar vatan hainidir” dediğini de anımsattı.
Tasarı, Jandarma Genel Komutanlığı’nı, atama, görevden alma gibi özlük hakları alanında İçişleri Bakanlığı’na bağlı kılıyor.
Paketteki bu yapısal değişimin, “MİT TIR’larının yakalanması ve savcılar tarafından aranmaya çalışılmasına” yönelik olduğunu belirten Hamzaçebi, “TIR’ların içindeki mühimmatın, savaş malzemelerinin tespit edilme korkusu, Jandarma’ya yönelik buradaki düzenlemelerin temel gerekçesidir” diyor.

***

Gerçekten de son haftalarda, ağırlıklı olarak polise tanıdığı olağanüstü antidemokratik yetkiler, toplantı ve gösteri yürüyüşlerini “kriminalize” eden yapısıyla tartıştığımız tasarı, AKP iktidarı açısından başka “kullanışlı” hedefler de üstlenmiş durumda. Jandarma’nın, tıpkı polis teşkilatı gibi “araçsallaştırılması” da bunların başında geliyor.
Belli koşullar altında, savcının “yardımcısı” gibi çalışan Jandarma’nın bu konumunun; AKP iktidarını MİT TIR’larının yakalanıp aranması olayında ne kadar rahatsız ettiği, “gelecek kaygısı” ürettiği ortada.
“Jandarma” rahatsızlığı, yalnızca bu konuyla da sınırlı değil.
“İç Güvenlik Paketi”nin görüşüldüğü İçişleri Komisyonu’nun TBMM sitesinde yayımlanmış tutanaklarında, iktidarın Jandarma “alerjisi”nin, MİT TIR’ları dışındaki farklı gerekçelerini ve özellikle seçim arifesinde, hangi hedeflerin önünde “engel” sayıldığını “okuyabiliyoruz”.

***

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, 21 Ocak 2015 tarihli oturumda, kendisine gelen bir e-mail’den söz ediyor. 17 Aralık operasyonunun ardından, polise “Savcının talimatını yerine getirmeyeceksiniz” emrinin verildiğini anımsatan Özcan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
17 Aralık’ta, bu süreçte sıkıntı yaşanınca, 25 Aralık’a doğru giden süreçte, bir sayın savcı o zaman -şimdi görevden alınan- dedi ki: ‘Polis talimatımı yerine getirmezse jandarmaya bu konuda talimat vereceğim.’ Evet, jandarmaya bu konuda savcının talimat verme hakkı ve yetkisi vardı. Jandarma üzerinde de İçişleri Bakanlığı’nın polis üzerinde olduğu gibi çok fazla vesayet yetkisi de yoktu.”
Bu tasarı yasalaştığında, Jandarma’nın hükümet nezdinde tıpkı polis gibi olacağına dikkat çeken Özcan, “Yarın bir gün bir sayın savcı operasyon düzenlemeye kalktığında, polisin görevini yapmadığı bir durumda savcının jandarma teşkilatından da herhangi bir şekilde yardım isteme veya ona görev verme, talimat verme, emir verme yetkisi de önemli ölçüde ortadan kaldırılıyor gibi geliyor” diyor.

***

“Mülki amir” kökenli bir siyasetçi olan CHP İstanbul Milletvekili Celal Dinçer ise aynı oturumda, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın TSK’den koparılmasına Genelkurmay’ın itiraz ettiğini vurguluyor. Dinçer’in Komisyon’da bu konuda yönelttiği 24 sorudan aktaracağım ikisi, tasarının ertelenmesi konusunda “zihin açıcı” olabilir:
-Jandarma’nın ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın sivil otoritenin emrine girmesi, Oslo’da yapılan gizli anlaşmaların zamanla hayata geçirilmesinin bir parçası mıdır?
-Ülkenin bölünmez bütünlüğünde etkin rol alan bu güçlerin 2015 seçimlerinde doğu ve güneydoğu bölgesinin terör örgütü sempatizanı olan seçmen oylarını alabilmek uğruna mı Jandarma’dan vazgeçiyorsunuz?
Tabloya yeniden baktığımızda, Jandarma’nın İçişleri’ne yani hükümete bağlanmasının üç maddeli arka planı daha berrak ortaya çıkıyor:
Yolsuzluk operasyonları, silah taşıyan MİT TIR’ları, “çözüm süreci”.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dün “erteleme gerekçesini bilmediğini”, fakat “paket”in, Meclis tatile girinceye kadar ve “aynen” çıkacağını söylüyordu.
Seçim için sahaya inme gereği nedeniyle tatil en geç nisan ayı başı olarak planlanıyor. “Jandarma” rahatsızlığının “paket”e yansıma biçimi, geniş ve sıcak bir tartışma alanı açacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları