Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Son virajda iktidarın beyhude çabaları
Bir yandan, Erzurum mitingindeki utanılası taşlı saldırının doğrudan mağduru olan İmamoğlu, “kışkırtıcı-gündem meraklısı” oluveriyor, diğer yandan Erdoğan CHP tanıtım filminin ortasına eklettirdiği PKK’lı teröristlerin Kılıçdaroğlu’na destek verdiği havası yaratan montajlı görüntüyü kendi mitinginde servis ediyor. Ne demişler, “Bir yalan ne kadar büyük olursa o kadar inanan olur!” Bana ağır bir suç olarak görünüyor bu eylem, ama yine de yargıya sormuş olayım: Mesela yarın bir başka muhalif parti, AKP reklam videosuna keyfi bir Hitler görüntüsü eklese bu da ağır bir suç oluşturmaz mı? Yoksa her şey serbest mi?
MENDERES DÖNEMİ TAKLİTÇİLERİ
1950’li yıllarda, DP hükümetinde gazetecilerin hapse atılmasını, muhalif öğrenci veya partililere saldırılmasını, devlet kurumlarının iktidar için kullanılışını ve yayın organlarına getirilen sansürü normal bulanlar, CHP’nin yürüttüğü muhalefeti anlamayanlar, yapılan hukuksuzlukları küçümseyenler, gerçeği deforme edenlere kananlar, “darbe” nefreti geliştirip “1960 İhtilali'ni CHP zorla yaptırdı” diyenler yıllardır aramızdalar. Hayatın kendini tekrar etme sendromunun öyle bir gücü var ki, çok büyük bir insan kitlesi -ki aralarında eski merkez sağ da var- bu olaylarla yeniden karşı karşıya kalmanın şaşkınlığını yaşıyorlar. Bir yanda bugünün iktidarına karşı bütün ağır sabotajlara ve güçlüklere rağmen bir muhalefet yürütüyorlar, bir yandan da tarihin yankılarını enselerinde hissediyorlar. Mesela, İmamoğlu’nun 7 Mayıs’ta provokatörlerce taşlanmasından tam 64 yıl, 6 gün önce Uşak Garı’nda taşlanan, dönemin ana muhalefet lideri İsmet İnönü’ydü. Herhalde şeytan taşlama veya kadınları taşlayarak öldürme fiillerinden kalan bir alışkanlık olsa gerek, aşırı sağ taş atmayı çok sever. Üstelik Erzurum’un ardından İmamoğlu’nun Konya mitingi için aynı provokasyonun yaşanmasını isteyen Ahmet Dağlı isimli Kızılay yöneticisi, televizyon ekranlarına da yansıyan “Şeytan taşlamak isteyen yarın anıt meydanına gidebilir” şeklinde bir tavsiye paylaştı sosyal medyadan! Kapısına sabaha karşı 30 polisin dayandığını hiç sanmıyorum!
Fakat bu kadro daha yaratıcı! Mesela Uşak’daki olayın ardından “İnönü’ye CHP’liler kendileri taş atmıştır” demek Bayar ve Menderes’in aklına gelmemişti! O açıdan Erzurum Belediye Başkanı ve Süleyman Soylu’yu tebrik etmeniz lazım.
SALDIRILAN ERDOĞAN OLSAYDI…
Şayet Bodrum’da bir meydanda olsaydık ve seçim konuşması yapan Erdoğan'a birden CHP’liler taş atmaya başlasalardı… O anda yüzlerce polis onları tutuklar mıydı yoksa Erzurum’da İmamoğlu’nu seyrettikleri gibi seyrederler miydi? Veya aralarından 17 kişi göz altına alınıp sonra serbest bırakılır mıydı? Nasıl? Fıkra gibi değil mi?
Erzurum’da asıl konu ise polislerin taş atanları sükunetle izlemeleriydi! Bunu yüz kızartıcı bir delil olarak görüyorum. Gerçekçi olalım, Polis Teşkilatımızı çok iyi tanıyoruz; şayet kendilerine “Taş atanlara bir şey yapmayacaksınız” denmemiş olsa, böyle bir olay yaşanabilir miydi? “Başka sorum yok, hâkim bey!”
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hâlâ görevlerindeler ve aynı zamanda milletvekili adayı olarak ortadalar. “Eski” Türkiye ve anayasasına göre görevlerinden istifa etmiş olmaları lazım, ancak onlar tarafsız olmaktan son derece uzak oldukları bir seçimde hem hâlâ ülkeyi yönetmeye adaylar hem de her koşulda partilerinin en agresif ve fanatik sözcüleri konumundalar! Ve sahip oldukları devlet gücünü, siyasi emelleri için tepe tepe kullanıyorlar.
SALDIRILARA ÇIKARILAN DAVETLER!
Bu saldırılar durup dururken mi oldu yoksa AKP yüksek makamlarının açık baskıları mı sebep oldu? Bu sorunun yanıtı çok uzaklarda değil: Süleyman Soylu, “14 Mayıs siyasi olarak Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik bir hazırlıktır, darbe girişimidir”; Binali Yıldırım, “Bu seçim işgalcilerle İstiklal Harbi verenler arasında bir seçimdir”; Bekir Bozdağ, "Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb'ine hamdedenler olacak”; Mehmet Uçum, (seçimler için) “Türkiye’nin tam bağımsızlık süreci yolunda büyük bir darbe” ve Recep Tayyip Erdoğan, “Biz talimatımızı önce Allah’tan sonra milletten alıyoruz.”
Anayasanın ve Partiler Yasası’nın temel maddelerini çiğneyen bu söylemlerle, bu topraklardaki eğitimsiz, cahilleştirilmiş ve bağnazlığa beynini rehin bırakmış kitleleri etkileri altına alıyorlar. Bunu imajı tamamlamak içinse TSK’nin elindeki her türlü hava/kara/deniz mühimmatı üzerinden açık bir propaganda yürütülüyor! İşte size AKP’nin seçime gidiş senaryosunun temel unsurları.
Değerli seçmenler, umarım şu son yaşananlardan sonra neden Millet İttifakı’nın birinci turda kazanmasının ve hiçbir oyun boşa gitmemesinin önemini bir daha hissetmişsinizdir.
Yakın dönemimizi ele aldığım “Yüzyıl Virajında Türkiye” kitabım bu hafta Piramid Yayıncılık’tan çıktı. Bu kitaba 100 yıl sonra da göz atanlar, nasıl bir ortamda bu hayati seçime adım attığımızı kaçınılmaz şekilde öğrenecekler.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- MHP'de 3 milletvekilinin istifası istendi!
- 2'si ağır, 3 polis yaralandı!
- Uğur Dündar'ın 'babalık' davasında karar çıktı
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Storm Shadow füzesi Rusya'ya ateşlendi!
- Mauro Icardi'den Wanda Nara açıklaması!