Şampiyonluk hak edene gitti

27 Ağustos 2014 Çarşamba

Süper finalin Seba ve Soma gibi iki duygusal konu üzerinde yoğunlaşarak başlaması, yılın ilk ciddi maçına çıkan Türk futbolunun iki dev takımı arasındaki gerilimleri azaltabilecek miydi? Futbolcuların arkadaşlıkları, yöneticilerin ağız dalaşlarının üstünde kalabilecek miydi? Maçtan önce aklımda bu sorular vardı en çok.

İlk yarıda Fenerbahçe maçın tartışmasız egemeniydi. Olcan'ın devrenin sonlarına doğru attığı nefis şut dışında Galatasaray neredeyse Fenerbahçe kalesine hiç inemedi bile. Sarı lacivertliler topu yerde tutarak nefis verkaçlarla rakiplerini sağlı sollu ortalarla sürekli abluka altına aldılar. Sonuçta belki kaçan büyük fırsatlar, üst üste gol pozisyonları yoktu. Ama top büyük ölçüde Fenerbahçe'nin ayağındaydı. Son üç yıldan süren oturmuş kadrolarıyla kanaryalar olgun bir takım hüviyetindeydiler. Yanlı yorum yapar görünmek istemiyorum ama Hakem Kamil Abitoğlu kararlarıyla Fenerbahçelileri gerçekten üzdü. 20. dakikada Telles'in Emre'yi biçmesi inanılmaz bir kararla cezasız kaldı. 30. dakikada Veysel'in kolunu kaldırarak ortaya eliyle müdahelesine penaltı çalınmadı. 32. dakikada yatarak topa müdahele eden Emre'ye sarı kart çıktı. 40. dakikada duran topdan gelen Topal'ın kafasını Muslera iyi yer tutarak kurtardı. Galatasaray takımı, neredeyse salise sayarak devrenin tamamlanmasını beklerken Emre sinirli hareketlerle her an alarm sinyalleri vererek kendi seyircisinin yüreğini hoplattı.

2. yarı başlarken Sarı kırmızılı seyircilerin Volkan'a yönelik saha içi "canlı hedef vurma yarışmaları finale yakışmayan bir tavırdı. Az sayıda da olsa bazı Fenerli seyircilerin de bu provokasyona gelmeleri üzücüydü. Futbolcuların seyircilere uymamaları bu durumun şık bir tesellisiydi. 2. yarıda kimbilir belki enerjisini ekonomik kullanmak isteyen Fenerbahçe temposunu biraz düşürüp 3. vitese geçti. Ama Galatasaray hala uzun süre sahada görünmedi. Yenecek golün telafisi olmaması, her iki takımı da temkinli oyuna giderek itti. Buna karşın son çeyrek de Fenerbahçe tekrar vites büyüttü. 78. dakikada Bekir'in harika şutunu Muslera aynı güzellikte kurtardı. Ardından korner karambolünde Emenike altı pasta gollük şutu ıskaladı. Aynı Emenike 86 da Kuyt'un pasında bir kesin gol daha kaçırdı. Uzatmalara geçilirken soru değişmişti. "Atamayana atarlar" kuralı devreye girecek miydi?

Galatasaray bu ileri dakikalara nispeten biraz daha hareketli başladı ama ilk devrede pozisyon yaşanmadı. 2. uzatma yarısı artık yoğun stres ile yüklüydü. Yalnız futbolcular değil, tüm ülke adına! Penaltı atışları inanılmaz bir kaçırma yarışına dönüştükten sonra, Meireles ve Kadlec kepengi indirmeyi başardılar. Süper kupayı maratonun sonunda hak eden kazandı desek herhalde yanlış olmaz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erken seçim mi dediniz? 18 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları