Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Oksijensiz demokrasi' ülkesinde siyaset
Türkiye kadar ağır siyasi gündemlerin hızla oluştuğu ve daha da büyük bir hızla üzerlerine yenilerinin yağdığı başka bir ülke dünyada yoktur. Haberler neredeyse anında bayatladığından, herhalde şu günlerde gazeteler manşetlerini her gece beş kere değiştiriyordur!
CUMHURBAŞKANI ADAYI SAPTAMA YÖNTEMİNE ALKIŞ
Normalde bugün çok mutlu olmam lazımdı. 22 yıldır aralıksız sürdürdüğüm çabalar bugün sonuç verdi ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayını 1.600.000 üyesinin oyuyla seçeceğini söyledi. Gerek 2003 Genel Başkan Adaylığı kampanyamda gerek 2010 yeni tüzük yazımında ve nihayet 2021 Demokratik Dijital Devrim (D3) tüzük metninde CHP’yi temsil edecek temel siyasetçilerin tüm üyeler tarafından seçilmesinin kesin karara bağlanması, olmazsa olmaz şekilde talep ettiğimiz ana yöntemdi. Parti örgütünden gençlerin ve en tecrübeli isimlerin de katkılarıyla kaleme aldığım D3 tüzük taslağını, en son geçen eylül ayında, Parti’nin tüzük kongresinden önce Genel Başkan’a tekrar sunmuş ve konunun hayati önemini anlatmıştım. Özel, büyük bir cesaretle CHP’nin evvelsi günkü grup toplantısında, üstelik canlı yayında bunu yaşama geçireceğini söyledi. Bu karar yalnız CHP’nin kendi demokrasi tarihi açısından değil, ülkemizin demokrasi tarihi açısından çok kritik bir eşik. Her açıdan alkış gerektiren bir karar.
YENİ ÜYE YAZDIRMA YARIŞI ŞİMDİ DOĞRU OLMAZ
Son aylarda ve haftalarda siyasetin demokrasi vanası, giderek adeta nefessiz bırakılmak üzere sıkıldı. Üst üste belediye başkanlarının, gazetecilerin, televizyoncuların gözaltına alınması veya tutuklanması, iktidarın her an her yöntemle önünü kesmeye çalıştığı İmamoğlu’nun etrafındaki çemberin daralmaya başladığı hissini kaçınılmaz şekilde yarattı. Bu da İmamoğlu’nun adaylığının erkenden açıklanması gereğini gündeme düşürdü. Özel de çok yerinde bir hareketle, adı en çok geçen İmamoğlu veya Yavaş’tan birini tercih edeceğini (veya başka bir aday çıkaksa bunun için üyelerin kararına başvurmanın en tartışılmaz yöntem olduğunu) bildirdi. Ancak Özel’in bir konuya çok dikkat etmesi lazım: “Buyurun CHP’ye üye olun, aday seçiminin parçası olun” cümlesi çok rahatsız edici sonuçlar doğurabilir. Çünkü adaylar veya onları sevenler, bir üye yığma politikasına başvurabilirler. Bu nedenle, “Evvelsi gün Özel’in grupta yaptığı toplantı gününe kadar Parti’ye kayıtlı olanlar” olarak sınırlandırılması, daha sonra üye olanların da ilerdeki tercihlerde söz hakkı olması lazım. Aksi halde bir kaos yaşanabilir.
İMAMOĞLU VE DEMOKRASİ KORKUSU ŞAHANE, GERİSİ BAHANE!
Peki ortam niye bu kadar gerildi? Herkes anladı ki, iktidar İmamoğlu’nun aday olarak katılacağı bir Cumhurbaşkanlığı seçiminden ciddi şekilde çekiniyor. Belediye seçimlerindeki kabusu tekrar yaşamamak, İmamoğlu’na karşı yeni mağlubiyetler görmemek için, iktidarın kraldan çok kralcıları akıllarına gelen her yöntemi satranç masasına sürüyorlar.
İmamoğlu’nun büyük gündem oluşturan ve yankı koparan bilirkişi ile ilgili basın toplantısı Türkiye’yi sarsarken, bu gündemin artçı şokları ile Halk TV’den Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek gözaltına alındı, ikisi serbest kaldı, Pehlivan bu satırları kaleme aldığımda hala gözaltındaydı; ayrıca Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş ifade veriyorlar… Hatta, oluşan fay kırığı şaşırtıcı yorumlarıyla Fatih Portakal’ı bile yuttu!
Türkiye artık o kadar kaygan bir zeminde yaşıyor ki, üç hafta önce kim diyebilirdi ki oyuncu menajeri Ayşe Barım, Türkiye’de siyasi gündemin göbeğine oturacak ve bu nedenle Halit Ergenç ve Rıza Kocaoğlu gibi aktörler de 12 yılın ardından yeniden Gezi davası konusunda ifade vermek durumunda kalıyorlar! Pes!
YOKSA BAHÇELİ, SAYIN CUMHURBAŞKANI’NIN DA İSTİFA ETMESİNİ Mİ İSTİYOR?
İktidarın İmamoğlu alerjisinin son sözcüsü yine Bahçeli idi. Bahçeli çok ilginç bir şekilde İmamoğlu’nun eşit şartlarda yarışması için görevini bırakmasını önermeye kadar gitti! Tabii kendisini dinler ya da dinlemez, bilemeyiz, doğal olarak aklımıza şu soru geldi: Sayın Bahçeli, demek siz eşit şartlarda yarışılabilmesi için sayın Erdoğan’ın da görevi bırakmasını talep ediyorsunuz, öyle mi? Üstelik Sayın Cumhurbaşkanı AKP’nin de başkanı iken, İmamoğlu’nun neden “partisiz” katılmasını talep ediyorsunuz, anlamak mümkün değil!
Türkiye, yasaların geçmiş ya da gelecek hangi yöne doğru işlediğini anlayamadığımız, bu konuda balçık halindeki grilikte yaşamaya mecbur kaldığı, araştırmacı gazetecilik mesleğinin ifa edilemez hale geldiği bir ülkeye dönüşüyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
-
'Bilirkişi' skandalı kamuoyuna açıklanmıştı:
-
Uğur Mumcusuz 32 yıl: Öldürüldük ey halkım unutma bizi!
-
Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
-
76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
En Çok Okunan Haberler
-
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
-
Dekan yardımcısını vurup, intihara kalkıştı
-
Birleşik Metal-İş'te silahlı saldırı!
-
AKP seçim için 'uygun tarih' verdi
-
2 tahliye, 15 sanık hakkında iddianame!
-
Şube başkanı hayatını kaybetti
-
Ünlü marka ifşa oldu! Bakanlık affetmedi
-
Özgür Özel'den Lütfü Savaş'a sert tepki!
-
CHP'den açıklama geldi!
-
Özcan Deniz hastaneye kaldırıldı!