Barış Pehlivan
Barış Pehlivan baris.pehlivan@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tetikçinin silinen görüşmeleri

24 Mayıs 2024 Cuma

“Geri getirilemeyecek şekilde imha edilmiştir.”

Sayfaları karıştırırken aklımın bir tarafında hep bu cümle asılı kalıyor. Sahi, neydi o imha edilenlerin içeriği? Dahası, kayıt sürelerinde bir tuhaflık yok mu?

Sinan Ateş davasının ek dosyalarını inceliyorum. “Yazışmalar” adlı 296 sayfalık klasördeki bazı kararlar gözüme çarpıyor.

Tarih: 13 Nisan 2023.

Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, başsavcılığın talebiyle bir karar aldı. Buna göre, Sinan Ateş’i öldüren tetikçi Eray Özyağcı’nın cezaevindeki görüşmeleri sesli ve görüntülü şekilde kaydedilecekti.

Kararda buna gerekçe olarak şunlar yazılıydı:

“Ankara’ya hayatında ilk defa cinayet sebebiyle gelen şüpheli Eray Özyağcı ve diğer şüpheliler ile maktul arasında herhangi bir husumet tespit edilmedi. Bu itibarla olayın azmettiricisinin tutuklu şüpheli Eray Özyağcı ile irtibata geçme ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu, somut delillerin varlığının mevcut olduğu ve şu ana kadar yapılan çalışmalarda bu konuda başka suretle delil elde edilmesinin imkânsız olduğu değerlendirildi.”

Yazmasam olmaz: Mahkemenin gizli takip kararlarında, cinayetin bir suç örgütü tarafından işlendiğine dair “kuvvetli delillerin bulunduğu” vurgulanıyordu. Gelin görün ki Sinan Ateş davasının iddianamesinde “örgüt” suçlaması yoktu. Eğer örgütten (TCK 220. madde) takipsizlik verilmediyse dosyası ayrılan 17 kişi için bu suçlama devam mı ediyordu?

Neyse, asıl konumuza devam edeyim.

Sonuçta, tutukluların görüş yerlerinin özel hayat dışındaki “kamuya açık” yerler olduğunu belirten kararla, tetikçinin cezaevindeki görüşmeleri üç hafta süreyle kaydedilecekti.

Başsavcılık kararı, Eray Özyağcı’nın tutuklu olduğu Sincan Cezaevi’nden sorumlu Jandarma Komutanlığı’na iletti. Jandarma da iki personeline bu kararı 19 Nisan 2023’te bildirdi ve aynı gün takip başladı.

İlk başta, tetikçi Özyağcı’nın avukatlarıyla görüşme yapacağı odaya iki ayrı ses kayıt cihazı gizlendi. Üç haftalık yasal takip süresi bitince beş kez birer hafta uzatma kararı verildi. 13 Nisan’da verilen karar gereği başlayan gizli kayıtlar, 6 Haziran’da son buldu.

NELER SİLİNDİ?

İlginç olan noktalar da vardı. Avukat odasına konulan iki ayrı cihaza, 5 Mayıs 2023’te bir ses kayıt cihazı daha eklendi. Aradan dört gün geçince de avukat görüşme odasını gören koridordaki duvar saatinin içine bir gizli kamera yerleştirildi.

Şu sorunun yanıtı yoktu: Alınan ilk mahkeme kararında da tetikçi Özyağcı’nın görüşmelerinin görüntülü de kaydedileceği yazıyorken gizli kameranın konması için neden 20 gün beklendi?

Gariplikler maalesef burada bitmiyordu.

Cezaevindeki gizli takip yasal sürede dolduktan nedense bir ay sonra, yani 6 Temmuz 2023’te tüm ses kayıtları ve görüntüler imha edildi.

Karar metninde özetle şu yazıyordu: “Teknik araçlar vasıtasıyla elde edilen tüm ses ve görüntüler, suç unsuru oluşturacak nitelikte olmaması nedeniyle geri getirilemeyecek şekilde imha edilmiştir.”

“Yasaya göre ‘derhal’ yapılması gerekirken imha için neden bir ay beklendi” sorusu yanıtsızdı. Dahası...

İmha edilen cihazların listesini inceliyorum.

Avukatla görüşme odasına ilk ses kayıt cihazları 19 Nisan’da konulmuştu. Tutanağa göre, bu ses kayıt cihazlarında toplam 14 saatlik kayıt vardı.

Madem öyle...

5 Mayıs’ta, yani çok daha sonra aynı görüşme odasına eklenen ses kayıt cihazında nasıl 20 saatlik ses kaydı olabiliyordu?

İki ayrı yerleştirme arasındaki 16 günlük fark, son ses kayıt cihazında daha az veri olmasını gerektirmiyor muydu? İmha tutanağında aksi görülüyorsa bu ilk yerleştirilen cihazlardaki bazı konuşmaların illegal şekilde silindiği anlamına mı geliyordu?

Sözün özü...

Her ne kadar, Eray Özyağcı’nın avukatıyla cinayete dair bir şey konuşmadığı iddia edilse de imha tutanağındaki veriler oldukça şüphe uyandırıyor.

Sahi, aslında neleri sildiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları