Barış Pehlivan
Barış Pehlivan baris.pehlivan@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suçun üstünü örttükleri bayrak

09 Ekim 2024 Çarşamba

Sokakta yürüyorsunuz... Tanımadığınız bir kişi sizi “dövmekle” ya da “tecavüzle” tehdit etti.

O kişinin suçu Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) 106’ncı maddede yazıyor. Buna göre; yargılama sonucunda sanık altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Peki, ya o kişi tehdit etmeyip direkt saldırırsa size?

Yani mesela yumruk atarsa, sizi yere düşürürse?

İşte o zaman TCK’nin 86’ncı maddesindeki “kasten yaralama” suçu işlenmiş oluyor. Buna göre; o saldırgana dört aydan bir yıla kadar hapis verilebiliyor. Ya da cezası paraya çevriliyor.

Yanlış yazdığımı mı düşünüyorsunuz?

Hayır. Doğru okudunuz. Bir kişi size saldırırsa saldırmakla tehdit etmesinden daha az ceza alıyor.

Bitmedi...

Ya aynı kişi sizin vücudunuza değil de malınıza zarar verirse?

TCK 151’e göre; üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabiliyor. Yani, yüzünüze yumruk atınca maksimum bir yılla cezalandırılan kişi, malınıza zarar verirse üç katına kadar hapisle karşı karşıya kalabiliyor.

Çarpıklığı görebiliyor musunuz?

Bir virgül...

‘KİRALIK KATİL AYARLAMA’

“Dark web” kavramını duymuşsunuzdur. İnternette olan ancak özel yazılımlar aracılığıyla erişilen yasa dışı içeriklerin adıdır. Devletlere dair gizli belgeler de orada olur, ağır suç organizasyonları da şiddetin her türlüsü de...

Suçun ve cezasızlığın konuşulduğu bugünlerde, bu satırları yazabilmek için o karanlık kuyuya girdim. Yarım saatlik aramada karşıma çıkanlardan bir alıntı yapacağım sadece:

“Türkiye’nin ilk ve tek gerçek kiralık katil ayarlama platformu. Tek bir karar ile tüm sorunları ortadan kaldırın. Problemleri çözmek için kendinizi riske atmaya değmez. Temiz, profesyonel ve gizli bir şekilde kolayca halledilebilir.”

Evet, dark webdeki bir kiralık katil sitesinin “hakkımızda” bölümünde yazanları okudunuz. Orada uyuşturucu ve silah satışı, özel hayat ifşaları, hatta istihbarat hizmeti ilanı dahi var.

Bakın, Dark Web’in doğası gereği yasaklanması imkânsıza yakın. O halde suça yönelimi önlemek ve suç işleyeni ıslah etmek kalıyor elimizde.

İşte tam da burada, mesele “Cezalar artsın” kolaycılığına indirgeniyor. Halbuki, bir mahkûm için orantısız çok cezanın da cezasızlık gibi bir etkisi olduğu hiç düşünülmüyor. Toplumu suçtan arındırmak iddiasıyla kaybedecek bir şeyi kalmayan, haliyle sürekli suça meyleden, ıslah olmak yerine içeride yeni suçları öğrenen, nihayetinde örtülü aflarla aramıza karıştırılan on binlerce insan görülmüyor. Yeni hapishanelerin inşaatı yerine, herkes için aynı hukukun yani adaletin işleyeceği bir sistemin inşa edilmesinden kaçınılıyor. Sadece kâğıt üstündeki yasa değişiklikleriyle olmayacağı, eğitim ve ekonomide de devrimsel atılımların yapılması gerekliliği gözden kaçırılıyor. Sözün özü, beyin kanaması gerçekleşirken yara bandı aranıyor.

Açık cezaevinde sohbet ettiğim bir hükümlü anlatmıştı. Uyuşturucu transferi yaptıkları arabayı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk bayrağı ile donatmışlardı. Böylece uyuşturucu taşımalarına rağmen hiçbir polis tarafından çevrilmemiş, hatta kendilerine yol verilmişti.

Kıssadan hisse, suçun üstünü örtenlere inat, size gösterilene değil daha derine bakın.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları