“Şu numarayı arayın” dedi. 

Kimdi o? 

“Sezgin Baran Korkmaz’ın yanında çalışan biriymiş, ayrılmış. Elinde SBK’nin savcılara, hâkimlere ve hatta HSK üyelerine gönderdiği pahalı hediyelerin belgeleri varmış.” 

Aradım. “Şimdi değil, akşam konuşalım” diye yanıt aldım. 

Akşam oldu. Daha sorumu sormadan, telefondaki eski çalışan söze girdi: 

“Sezgin Baran Korkmaz hakkındaki tüm suçlamalar yalandır. Hiç öyle şeyler olmamıştır.” 

Anlamıştım. Hoparlörden konuşuyordu. Belli ki benim vereceğim yanıtı duymasını istediği biri vardı yanında. Şöyle dedim:

“Bakın, benim kaynağım çok sağlam. Sizin neden şu an böyle konuştuğunuzu anlayabilecek deneyime sahibim. Siz de Sezgin Baran Korkmaz da bilsin ki gerçek olmayan hiçbir kelime yazmam. Yanıt hakkına da her zaman saygı duyarım. Eğer fikrinizi değiştirirseniz arayın.” 

Telefon kapandı. Yaptığım görüşmeyi kaynağımla paylaştım. “Demek ki SBK ile masaya oturdu ve anlaştı” dedi.

Sezgin Baran Korkmaz’ın Türkiye’de olduğu, hakkında çok şey bilindiği ama dokunulmadığı günlerde yaşandı bu olay. 

Şimdi... 

Hani Sedat Peker “Müşteri portföyünün tamamı bende, hangi hâkimler savcılar...” diye seslendi ya Sezgin Baran Korkmaz’a... 

İşte uzun süre önce yaptığım o telefon konuşmasını hatırladım. 

Birkaç görüşme yaptım. Ve Ankara’dan ulaştığım kaynaklar bana şu çok çarpıcı iddiayı dile getirdi: “Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi, Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkili yargı mensupları hakkında inceleme izni verdi.” 

Sır gibi saklanan bir dosyaydı. Savcılar ve hâkimler nüfuz kullanarak menfaat temin etmekle suçlanıyordu. 

Öyle ki Korkmaz’ın otelinde kalmalarının ve özel hediyelerin yanı sıra... 

Çocuklarının okul masraflarını ve yurtdışı seyahatlerini Sezgin Baran Korkmaz’a ödettirmekle itham edilen yargı mensupları vardı. 

HSK kendi içine de sıçrayan bir suçlamaya dair nasıl inceleme yürütecek, şüphelerim var. Belki de üstünü kapatacaklar, soruşturma yapılmayacak, kimse hakkıyla cezalandırılmayacak.

Lakin şüphesiz ki bu çürüme artık gizlenemeyecek.

KÜLÜNK’ÜN CEZASI

Eski AKP milletvekili Feyzi İşbaşaran’ı o dövdürmüş…  

Hürriyet gazetesi baskınını o istemiş… 

Sedat Peker’den paraları o almış…  

Metin Külünk’ü anlatıyorum. AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyesi Külünk, sessizliği tercih ediyor ama hakkındaki iddialar bitmiyor. 

Bunu konuştuğum bir dostum “Hiç biter mi” dedi ve ekledi “herkes ne kadar da unutkan! Külünk’ü yeni mi tanıdınız?” 

Bir mahkeme kararı koydu masama. Metin Külünk “yaralama” suçundan sanık kürsüsündeydi.  

Hatırlayın, 2014’te Meclis’te CHP milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu’na saldırmıştı. Dirsek atmış, yumruklamış, tekmelemiş ve CHP’li vekili hastanelik etmişti. 

Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesi, 12 Mart 2019 tarihli karar duruşmasında şöyle dedi: “Külünk’ün samimiyet ve inandırıcılıktan uzak, salt atılı suçtan kurtulmaya yönelik inkâra dayalı savunmalarına itibar edilemez.”

Ve sonunda, Metin Külünk’ün kasten yaralama suçunu işlediğine karar verildi. Önce 3 bin lira para cezasına çarptırıldı. Ardından “sabıkasız” olduğu gerekçesiyle hükmün açıklanması geri bırakıldı. 

Mahkeme de bilmiyordu ki o karar öncesinde meğer ne sabıkaları varmış! 

MEDYADA KİMLER PARA ALDI?

Daha önce de dedim; onlar gazeteci değil. Gazeteciliği bir merdiven, bir maske, bir kredi kartı gibi kullanan isimler. O halde sorayım:

1- Sedat Peker’den para alan medya mensupları kim?

2- Rıza Sarraf’tan para alan medya mensupları kim?

3- Sezgin Baran Korkmaz’dan para alan medya mensupları kim? 

TRT’den Hürriyet gazetesine, DHA’dan Sabah gazetesine... 

Onlarca isim kulaktan kulağa konuşuluyor. 

Ancak ben masumiyet karinesi gereği isim vermeyeceğim. Gerçekleşeceğinden umudum yok ama onlar da bu onurlu mesleği daha fazla kirletmesinler. 

KILIÇDAROĞLU’NU YUHALAYAN ŞİMDİ NEREDE?

Bugün Recep Tayyip Erdoğan bir miting yapsa... 

Orada biri çıkıp Kemal Kılıçdaroğlu posterini tutsa... 

“Yuh” dese, “Alın size adalet” dese, “Adam görün lan” diye Sedat Peker yazılı plaka gösterse... 

Başına neler gelir?

Tahmin etmek zor değil. 

Gelin görün ki... 

Sedat Peker’in adamları 2017’deki Adalet Yürüyüşü sırasında ellerine Erdoğan posterini alıp bunu yaptı. Protesto haklarını kullandılar ve başlarına hiçbir şey gelmedi, hatta alkışlandılar da... 

Tepkisi merak edilen Peker ise “Vatanseverliğin en zor boyutu, içindeki siniri, nefreti, kini eriterek sabredebilmeyi başarmaktır” dedi. 

Bugünden bakıldığında her şey ne ilginç... 

Enis Berberoğlu’nun Suriye’ye giden MİT TIR’ları dosyası kapsamında tutuklanmasıyla başlayan Adalet Yürüyüşü... 

Yürüyüşü protesto eden Sedat Peker’in adamları... 

Ve yıllar sonra Peker’in Suriye’ye giden TIR’lar hakkındaki iddiaları... 

Peki, Adalet Yürüyüşü’nün Kocaeli ayağında Kılıçdaroğlu’nu yuhalayan ekibin başındaki Özgür Altay şimdi nerede?

Nisan ayında Sedat Peker’e yapılan operasyon kapsamında tutuklandı. “Suçsuz olduğunu, adalet beklediğini” söylüyor.