Barış Doster

Ahlakdışılık ve siyaset üstülük

14 Aralık 2022 Çarşamba

Günlerdir tartıştığımız altı yaşındaki çocuk evliliği, cemaat ve tarikat türü yapıların, siyasetçiler üzerinde nasıl bir baskı oluşturduğunu bir kez daha göstermesi açısından da ülkemizi sarstı. Bir anlamda takke düştü kel göründü. Toplum, şapkasını önüne koyup düşünmek zorunda kaldı, yine. Umulur ki bu kez ders alınsın, gerekli adımlar atılsın. Fakat bu konuda umutlu olmak pek mümkün değil. 

Çünkü siyasetçiler, özellikle de iktidar partisi ve doğurduğu iki parti, DEVA ve Gelecek, iktidar partisini doğuran parti, Saadet, halen cümleye “ama”, “fakat” diyerek başlıyorlar. Konunun siyaset üstü olduğunu, kişisel olduğunu, genelleştirilmemesi gerektiğini, buradan hareketle cemaat ve tarikatlara yönelik eleştiri getirmenin yanlış olacağını belirtiyorlar. Anadolu deyimiyle, ipe un seriyorlar. Aklımızla alay ediyorlar.

Sorun da burada başlıyor zaten. Çünkü hayattaki her şey ama her şey siyasaldır. Siyasal olmayan, siyaset dışı, siyaset üstü olan tek bir sorun yoktur. Eğitimden sağlığa, beslenmeden barınmaya, adaletten bilime dek her konu siyasetin konusudur. Çocukların eğitimi, sağlığı, beslenmesi, barınması da siyasetin konusudur doğal olarak. Sadece çocukların ailelerinin değil, toplumun ve devletin de önceliğidir.

Tarikat ve cemaat türü yapıları, büyük mali güçlerinden, siyaset ve bürokrasideki uzantılarından, dış bağlantılarından dolayı, birer demokratik kurum olarak, sivil toplum kuruluşu olarak görmek, büyük yanlıştır. Çünkü birey, yurttaş yoksa; özgür irade yoksa; hukuk, şeffaflık, katılım, itiraz, eleştiri yoksa; hesap verebilirlik, denetim yoksa demokrasi de yoktur. Maalesef böyle düşünenler, seçim sandığının tek başına yeterli olduğu yanılgısından hareketle hem demokrasinin diğer şartlarını yok sayarlar hem de devrim karşıtlığı yaparlar.

SANDIĞIN ARKASINA SAKLANMAK DOĞRU MU?

Oysa tarihte pek çok ilerici hareket, toplumsal kazanım vardır ki sandığın eseri değildir. Devrimin ürünüdür. Örneğin, azgelişmiş bir toplumda kadını özgürleştirmek, sandık yoluyla olmaz genelde. Devrim gerekir. Örneğin, toprak reformu yapmak için sandık konulmaz. Çünkü en başta toprak ağaları ve onların siyasi uzantıları karşı çıkarlar buna. Devrim gerekir. Örneğin, çağdaş, bilimsel, laik, Aydınlanmacı, halkçı, eşitlikçi bir eğitim için sandık yeterli olmayabilir çünkü halkın cahil, eğitimsiz, yoksul, çaresiz kalmasından çıkar sağlayan güçler, feodal unsurlar, siyasal yapılar, sermaye çevreleri, güç odakları vardır. Devrim gerekir.  

O yüzden, bizdeki “kullanışlı aptallar”, liberaller, neoliberaller, liberal solcular (ne demekse), numaracı cumhuriyetçiler hariç hiç kimse Amerikan İç Savaşı’nda köleliği savunanlara karşı savaşanları, “Niçin halka sormadınız?”, “Eyleminiz demokrasiyle bağdaşmıyor” diye eleştirmez. Büyük önderimiz Atatürk’ü, “Saltanatı kaldırırken, kadına seçme seçilme hakkı verirken, laikliği kabul ederken, Medeni Kanun’u yaparken niçin halkın önüne sandık koymadınız” diye eleştirmez.  

Bu yüzden çocuk evlilikleri; laikliğin, tarihsel bilinç ve siyasal bilinç arasındaki bağın, akıl, mantık, ahlak ve vicdan terazisinin önemini bir kez daha göstermiştir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları