Varsayalım ki ligin 34. haftasındayız; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray son maçlara kafa burun giriyor.
Averaj da Beşiktaş’tan yana.
Şampiyonluk için Beşiktaş’ın kaybetmesini beklemekten başka çaresi yok.
Siyah - Beyazlılar, kendi sahasında G.Birliği önünde Demba Ba’yla öne geçiyor, Pektemek ikiliyor; G.Birliği’nin şeref sayısı maçın sonucunu ilan ediyor: Seba Sezonu’nun şampiyonu Beşiktaş.
Son maçlarını kazanan F.Bahçe’yle G.Saray da 3’lü averajla ikinci ve üçüncülüğü paylaşıyor.
Olur mu, olur!.. Varsayım dedik ya!..
İşte böyle bir tablo oluşursa G.Saray’ın şampiyonluğu (veya Şampiyonar Ligi ön elemesini) kaçırmasındaki ilk neden inanın ki cuma günkü Ak Saray ziyaretidir.
Evet, kendi ayaklarına kurşun sıktılar resmen. Düşünün; maç günü teknik heyetinden futbolcusuna, malzemecisinden istatistikçisine herkes akşamki 90 dakikaya konsantre olmuşken 2. Başkan Abdurrahim Albayrak çıkıyor ve “Haydi çocuklar, giyin yeni eşofmanları Saray’a çıkıyoruz” diyor. Futbolcuların da tüm vücut ritmi değişiyor, kaslar geriliyor, algı, ilgi, alaka, yeşil çimlerden Ak Saray’ın 1200 TL’lik nil yeşili tonundaki altın varaklı kadehlerine çevriliyor.
Kimi gönülsüz Olcan gibi hatta kulağımıza geldiğine göre Saray’a hayran kaldıkları söylenen yabancıların bazıları da “Ne alaka maç günü bu ziyaret” modunda...
Ama emir, demiri kesiyor ve G.Birliği maçının önemi bir kenara bırakılıp Saray’ın yolu tutuluyor. Öyle 30 dakikalık falan da bir ziyaret değil bu.
Köşke giriş, güvenlik kontrolü, saray turu, huzura kabul, yetmedi sonrasında Başbakan’la askerlik sohbeti...
Oysa bilim insanları diyor ki futbolcunun maç günü yapacağı en önemli etkinlik, maç yemeği sonrası otelin bahçesinde veya yakın mesafede kısa bir yürüyüş.Onun dışında herkes odasına çekilir, kendilerine diyetisyenin sunduğu mönü dışında gazoz bile içmez. Kaleci rakip forvetin alacağı pozisyonu düşünür; stoper, karşısında oynayacağı santrforun zamanlamasını hesaplar kafasında...

***

Peki köşkte ne olmuş?
Gelsin kahveler, gitsin çaylar, olmadı sodalar, özel sıkma meyve suları...
Sonra otel, ardından da maç...
Yani G.Saray’ın asıl işi 2. planda kaldı cuma günü. Böyle olunca da G.Birliği, belki de ligin ilerleyen haftalarında çok aranacak 2 puanı aldı Sarı - Kırmızılılardan. Dünyanın hiçbir yerinde bir futbol takımı maçtan 4-5 saat önce programını değiştirip devlet büyüğünün elini öpmeye koşmaz. Maçını oynarsın, ertesi gün köşke mi, saraya mı, nereye kabul edileceksen gidersin.
Elbette, bu kabulün randevusu da başka bir sıkıntı. Duyduğumuza göre G.Saray Başkanı Duygun Yarsuvat’la yönetiminin çoğu cuma günü öğrenmiş saray gezmesini. Hatta bazıları, “Bize niye haber vermediniz?” demiş, ismi bizde saklı bir yönetim kurulu üyesi de TV’den duymuş.....
Her şeye evet ama bu kadarına pes der mi G.Saray camiası bilemiyorum.
Ya da 34. haftada olası bir kayıp yaşanırsa kim ne reaksiyon verir, onu da kestirmek güç!..