Bazı maçlar vardır. ‘Kazanmak için çıkar’, ‘kazanırsınız.’\n

Antalyaspor karşılaşması da Galatasaray için böyle bir 90 dakikaydı. Çünkü Şampiyonluk yarışındaki rakipler F.Bahçe ve Beşiktaş haftayı 3’er puanla kapamıştı, üstelik rakip de ilk 4 içinde dolaşıyordu.\n

Hal böyle olunca da motivasyon sıkıntısı hiç yaşanmadı ve Galatasaray son dönemlerin en ‘sıkıntısız’ 3 puanını hanesine yazdırdı. Öyle ki Muslera, zaman zaman soğumama adına çapraz koşular yaptı.\n

Kazanan elbette haklıdır ama dünkü futbol açıkçası çok da ‘tatmin’ edici değildi. Öyle ki iki kale arkasındaki taraftar grubu daha ‘organize işler’ yaptı. Hatta bir ara maçı bıraktık, Ultraslan’ın tribün şovunu izledik.\n

Oyun?\n

Açıkcası pek yorumlanacak düzeyde değildi. Hazır olmayan Sneijder şu an ısınma turlarında. Henüz hazır değil ama top ayağına yakışıyor. Taşlar yerine oturduğunda iş yapar. Ancak Melo’nun yerine forma giyen Yekta çok top kaybediyor. Keza Amrabat da öyle. Ama durdu durdu, rakipten çaldığı topu Burak’a, ‘gol pası’ attı. Kurgusal oyun, skor üretmese de görünen o ki G.Saray kaliteli ayaklarıyla maçı çevirebilen bir takım. Atılan goller de zaten bunun göstergesi... İlk golde son vuruşu yapan Burak, golün ateşini yakan Hamit, ceza alanını karıştıran Semih skoru değiştirdi. İkinci gol zaten Amrabat-Burak paylaşımı ile geldi. Eğer biraz kalitelerini konuşturursa Sarı - Kırmızılılar her maçı kazanırlar, ki daha Drogba tribünde.\n

Antalya’yı açıkçası tanımayadık! Bu anlayışla ligi zorluyorlarsa, ‘vah-vah’ Türk futbolunun haline. Hücum girişimleri sıfıra yakındı. Elbette Antalya mı oynayamadı, çok top kaybetse de Yekta ile Selçuk mu Güney ekibine izin vermedi, çözemedim.\n

Hakem için bir şey söylemek istemiyorum ama Barış Şimşek henüz bu tip maçların kalibresinde değil.\n

\n