Çok bilinen Latince bir deyimdir Quo Vadis? Türkçe dahil dünya üzerindeki yaygın dil toplulukları kullanır; “alıntı ama” demeden. Karşılığı önüne bir özde konup “Nereye koşuyor*” ifadesidir. G.Saray’a bire bir uyuyor; G.Saray nereye koşuyor?

Bu soruyu şampiyonluk şansı en yüksek takımken Kayseri galibiyeti sonrası tepetaklak gittiği 5-6 maç için sormuyorum; o ayrı bir fasıl! G.Saray’ın idare olarak neye koştuğu sorulmalı şu yaşananlar karşısında. G.Saray’ın köklü üyelerinden biri yazmış camiaya açık bir Whatsapp grubunda, “Eskiden G.Saray’ın Hasnun Galip Sokak’taki kulüp binasının danışmasında oturan görevli abi bile daha dikkatli konuşurdu Mustafa Cengiz Bey’den" diye; eklemiş de: "Çünkü kapıdaki görevli kulübün başkanını temsil ettiğini bilirdi, Selahattin Beyazıt’ı, Ali Uras’ı, Ali Tanrıyar’ı temsil ederdi, örf, gelenek öyleydi bu kulüpte." Mustafa Cengiz’in futbolcuların şeref ve haysiyetleri ile ilgili demeci yenir yutulur cinsten değil. Hele Milliyet’te Nevzat Dindar’ın haberinde Donk’un özel hayatına ilişkin ifadeleriyle Fatih Terim için, "Takımın başında değil, ya Amerika’da ya Bodrum’da" iması kulübün maddi ve manevi değerlerini zedeleyecek cinsten. Gerçi kulüp yaklaşık 10 saat sonra yönetimdeki istişarelerden sonra haberi haberi yalanladı, ama, yürek yaralanmıştı bir kez; üstelik G.Saray sporcu ve teknik kadrosunun başarısı ile gerek borsada, gerek spor dünyasında değer kazanan bir organizma. Sözleşmeli futbolcunuz hakkında, değer azaltan açıklamalarda bulunursanız o futbolcunun piyasa değeri düşer, kulüp maddi zarara uğrar. Şimdi G.Saraylı futbolcuların yerinde olsam, o idmana, o maça hangi ruh halinde çıkardım bilemiyorum. Sporculuğumdan bir misal vereyim; sakatlananlar nedeniyle zayıflayan bir 8 tek dümencili ekibimiz vardı G.Saray Kuruçeşme Adası’nda. Yedek dümenciydim, mecburen 6. oturmuştum tekneye. 2 tekten 2 arkadaş gelmişti, ödünç olarak, artık sporu bırakmak üzere bir ağabey de hatırımızı kırmamıştı. Yarışa girecekken dönemin yöneticisi rahmetli Ersan Feray idmanı ziyaret etti; hak etmediğimiz şekilde övgüler yağdırdı. Ertesi gün Dereağzı’nda, alışık olmadığımız sularda gelen madalyaya bir diğer rahmetli takımın sorumlularından Emin Amca bile inanamamıştı. Spor böyle bir şeydir, sporcuyu sözle döverek başarı elde edemezsiniz! Peki Mustafa Cengiz ne yapmalı? Pandemi, yasak demeden radikal kararlar almalı sayın başkan. Ya gönderirsiniz beğenmediklerinizi, ya da kendisiniz gidersiniz! 3. şık yok! Acaba son dönemlerde hiç tarttı mı sayın başkan, G.Saray’ın TFF ve Kulüpler Birliği üzerindeki ağırlığı konusunu. Mesela, kulüplerin maddi anlamdaki can damarı naklen yayın ihale komisyonunda “G.Saray için yok” diye düşündü mü acaba Sayın Cengiz? "Niçin dışlandık" diyor mu? "TFF’nin icra kurulları MHK, PFDK, Tahkim, G.Saray’ı, uygulama alanı olarak görüyor, kulüpten kimsenin sesi çıkmıyor" eleştirilerine ne diyor sayın başkan, merak ettim! G.Saray nereye koşuyor sizce?