Arif Kızılyalın

Geri Dönüş Muhteşem mi?

04 Eylül 2014 Perşembe

Finlandiya’yı yendik, ölüp ölüp dirildiğimiz 45 dakikalık heyecan fırtınası sonucu. Amerika maçının ilk 25 dakikası hariç ‘yalapşap’ oynadığımız halde, hâlâ grup ikinciliği şansımız var ve oradan da ‘kıyak’ bir eşleşmeyle işler yaver giderse yarıfinale bile çıkarız. Hatta, gururla manşetlere de taşırız 12 Dev Adam ile koçumuz Ergin Ataman’ı!
Ne var ki, maç bitiminde basketbol yazarımız Ahmet Kurt’un şaka yollu sorduğu şu soruya yanıt aramalıyız: “Basketbol ülkesi Türkiye, Finlandiya’yı, ıkına-sıkına, son saniye basketi ile uzatmaya götürdüğü bir 45 dakika sonunda mı mağlup etmeli?”
Haklı Ahmet Kurt! Kimse kusura bakmasın, Avrupa’nın en pahalı ligleri arasında zirveye oynayan koskoca Türkiye’nin ‘milli’ takımı, şu Finlandiya ile ‘kedi-fareyle’ oynar gibi oynamalı. Ekran başına kilitlenen ülkenin yazgısını da, Cenk’in bitime 4 saniye kala attığı ‘ilahi’ üçlük belirlememeli.
Şimdi tersten düşünün, Cenk’in o gerginlikle attığı uzak mesafeli şut potayı bulmasaydı ne olacaktı?
Ne mi?
Eve dönecektik bavulumuzu toplayıp! Ama o top girdi, ardından hem oyuncu kadrosu hem Ergin- Ufuk hocalar, “Ne oluyor yahu, eni sonu Finlandiya ile oynuyoruz” dedi ve uzatmada Kerem Gönlüm ile Ender’in sayıları galibiyete yetti. Ancak, bir gerçek var ki, Türkiye özellikle eleme turlarında karşısında asla böyle bir rakip bulamaz. Bulsa bile, ‘boyalı alan’ sevdası ile maç kazanamazsınız. Hele hele rakibin yağmur gibi gelen 3’lüklerine çare üretemezseniz, savunmanız çöker. Yine adam geçemeyen, adam eksiltemeyen ‘taşıyıcı’larla nereye kadar gideriz bilinmez.
Bu bağlamda lütfen, ‘şeklen’ muhteşem geri dönüş başlıkları atsak da, Türkiye ile Finlandiya’yı tartıya çıkarın, ona göre 12 dev Adam’ı alkışlayın.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

FIFA-TFF buluşması! 18 Mayıs 2024
Tasarruf diye diye 15 Mayıs 2024
Olimpiyata giderken! 14 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları